BÖLÜM 29: Kaçışın haritası

299 28 5
                                    

Noah'ı koruyarak, derin bir nefes aldım ve içimdeki gücü harekete geçirdim. Gözlerim kapalı, zihnim belirsizlikle dolu, ama bir yere gitmemiz gerekiyordu. İçgüdülerim beni, kendimi en çok ait hissettiğim yere çekiyordu.
Bir zamanlar güçsüz ve çaresizdim ama şimdi yeniden kazanilmis güçle birlikte, daha güçlü ve kendimden emin hissettim. Ağabeyimi korumak için buna ihtiyacım vardı. Ve sonra, derin bir nefes aldım, odaklandım. Gücümün kalbimin derinliklerinden doğduğunu hissederek, dudaklarımdan soluk bir kelime döküldü ve bir portal açıldı. Rüzgarın şiddetli esintisi etrafımızı sardı, ve bir anlığına yerden koparılmış gibi hissettim.

Karanlik gölün kıyısında başlayan bu yolculukta, nereye gidecegimizi ve neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk, ama içimdeki güç bize yol gösterecekti. Bir an için her şeyi geride bıraktık ve yeni bir başlangıca doğru ilerledik. Portal bizi içine çekip kapandığında ve ışıklar solup etraf tekrar belirdiğinde, kendimi annemle eskiden yaşadığımız evin önünde buldum. Bu manzara karşısında şaşkına döndüm, çünkü burayı görmeyi beklemiyordum. Gözlerim doldu ve bakışlarım, geçmişin hayaletleri ve yaşadığım tüm anılarla dolu olan bu yere kilitlendi. Annemin ölümünden sonra bu eve dönebileceğimi hiç düşünmemiştim. Öldüğünden bu yana onun kaybetmenin hüznünü bastırmaya çalışmış, acıyı unutmaya yeltenmiştim. Onun yasını bile tutamamıştım. Annemin bir mezarı bile yoktu...

Gözlerim yaşlarla dolarken evin kapısına yaklaştım. Elimi kapının kilidinin üzerine koydum ve "tak" diye bir sesin ardından açılışını izledim. Sihirsiz geçen bir yıllık yaşamdan sonra her şeye bu kadar kolay ulaşabilmek inanılmazdı. Kapıyı açtığımda içerisi hiç degişmemiş gibiydi. Annemin son izlerini taşıyan mobilyalar ve her köşede yaşadığımız anıların yankıları vardı. Onu nasıl ve nerede yakalamış olabilirlerdi ki? Eve hiç ugramamış gibiydi, muhtemelen onu gece yarısı iş çıkışında, ya da tenha bir sokakta yakalamışlardı. Özlem içimde büyüdü, annemle geçirdiğim tüm güzel anları düşünmeye başladım. Artık, onun kaybını kabullenmek ve onun intikamı için savaşmam gerekirdi.

Eve girdik, ama içimizdeki şoku atlatmamız zaman alacaktı. Yaklaşık iki hafta boyunca Lendor'un esareti altında yaşamıştık. Bu süre boyunca yaşadığımız kabuslar ve zorluklar, unutulması zor anılar bırakmıştı. Anılarımızın geri geldiği o andan sonra bile, tüm bu yaşadıklarımızı ve duygusal karmaşayı bir kenara atmamız kolay olmayacaktı. Noah ağzını açtı, ama kelimeler yetersizdi, tek kelime etemedi. Gözlerimiz, anlattıklarımızdan daha fazla şey ifade ediyordu. Hâlâ Lendor'un elinde tutsak olan arkadaşlarımızın kurtarılması gerekiyordu.
Bir plana ve harekete geşmeye ihtiyacımız vardı, çünkü onlara yardım etmek için zaman daralıyordu. Noah, endişeli bir ifadeyle bana döndü ve "Güçlerini geri aldın ama biz bu şekilde savaşamayız" dedi.

Diğer arkadaşlarımızın güçlerini henüz geri kazanamamış olmaları gerçekten büyük bir dezavantajdı. "Sanırım bunu ben halledebilirim," dedim kararlı bir ifadeyle. Tanrı, güçlerini geri kazanmaları için benim yardımımla onlara ulaşabileceğini söylemişti. Noah, önemli bir gerçeği dile getirdiğinde haklıydı. "İgnis, bütün evrenin ana merkezini yöneten enerjiden beslenir," dedi. Bu, güçlerimizin geri kazanılması için mantıklı bir açıklama gibi görünüyordu. Konuşurken zihnim, Alec'in ihaneti, kara büyünün her gün beni ölüme biraz daha yaklaştırması, arkadaşlarımızın esareti, annemin ölümü ve evrenin tehdit altında olması gibi birçok karmaşık düşünceyle doluydu. Bu durumda zihinsel ve duygusal bir denge kurmak oldukça zordu.

Noah'a, "Sence anılarını geri kazanınca doğru yolu seçer mi?" diye sorduğumda, kısa bir düşünce arasından sonra "Seçmeli" dedi. Her ikimiz de, Alec hakkında endişeleniyorduk. "Başka bir şansımız olmadığını biliyoruz," dedi ve umutsuz bir şekilde de olsa birbirimize tutunmamız gerektiğini ifade etti. Kanepeye oturduğunda, yanına geçtim. Kendi düşüncelerini paylaşarak, "Birbirimizi bulmamız mucizeydi. Hiçbir şey hatırlamasak bile, evren bizi bir araya getirdi," dedi. "Nasıl bir hayatın vardı?" diye sordu Noah. "Yani aradan neredeyse bir yıl geçti ve hep merak ediyordum da, acaba işaretleri takip etmesen ve bizim evrenimize gelmesen, burada nasıl bir yaşamın olurdu?" diye sorguladı. Noah'ın bu sorusu düşündürücüydü. Bir an için geçmişime döndüm ve ona yaşadığım hayatı anlattım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ateş MührüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin