Hayatım boyunca ruhumun bir parçasının eksik ve boşlukta olduğunu düşünürdüm. Kendimi hiçbir yere ait hissedemezdim. O gölgelerin içindeyken yaşadığım şey içimdeki aidiyet duygusunu uyandırmıştı. Bana fısıldayan ilahi varlığın sesi oldukça tanıdıktı. Sanki uzun zamandır bütün bu olaylara aşinaymışım gibi hissediyordum. Kendi kendime düşünmeyi durdurarak etrafımda oturanlara odaklandım. Mezarlıktan ayrıldıktan sonra Darian bizi kendi evine getirmişti. Tahmin ettiğimiz gibi diğerleri de bizi takip etmişlerdi. Boris bütün olayı en başından onlara anlatırken, "Sonrasında Lena kendi kitabını buldu" diyerek devam ediyordu.
Felix onu durdurdu ve "Dur bir dakika, ne kitabından bahsediyorsunuz?" diye sorarak bize baktı. Ardından Faye, ondan onay alarak çantasına uzandı. Kahverengi deri kaplı kitabı çıkararak masanın üzerine bıraktı. "Bundan mı bahsediyorsunuz?" diye sordu. Boris başını salladı ve "Kapak hepimizde farklı olsa da, aynı sayılabilir" dedi. "Ben Lena'yı rüyalarım sayesinde buldum. Lena ise Darian'ı bir takım çizimler sayesinde buldu" dedi Boris. Felix şaşırarak "Nasıl yani?" diye sordu. Ellerimi önümde birleştirdim ve "Biz aynı kabusları görüyormuşuz ve Darian bunları çizip, sergiye gönderiyordu. Sergiye katıldığımda bunu gördüm ve bir süre aramadan sonra onu buldum" dedim.
Başını salladı ve "Hepimizin ortak noktası kabuslar ve kafadaki sesler" dedi. Ardından Boris konuşarak "Ve şimdi de ne olduğu belirsiz gölge yaratıklar var" dedi. "Oradayken dikkatimi çeken bir şeyler oldu" dedim. Darian ve Boris'e bakarak konuştum. "Siz ikiniz çok ustaca dövüşüyordunuz. Bir ara ben bile kendime inanamadım" dedim. Boris başını iki yana salladı ve "Söylemeliyim ki, daha önce hiç dövüş eğitimi almadım ve bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum. Bir tür anılar görüyordum, eskiye dair. Daha önce bir çok defa dövüşmüşüm gibi hissediyordum ve sadece zihnimin beni yönlendirmesine izin verdim" dedi. Başımı salladım ve "Bana da aynısı oldu" dedim.
"Gölge bana dokununca başka bir şey daha gördüm. İlahi bir varlık olduğuna eminim. Bana sadece şunları söyledi," diyerek derin bir nefes aldım. "Kaderinize etki edemem ama bunu yapabilirim dedi ve her yer o beyaz ışıkla kaplandı" diye konuştum. "O olmasa çoktan ölmüştük" diyerek başımı salladım. Megan, kitaba doğru uzandı ve "Aranızda bu kitapları okuyabilen var mı?" diye sordu. "Dövüşmeyi hatırlıyorsak, bir şekilde bu dili de biliyor olmalıyız" dedi. Herkes birbirine baktı ama kimse bir şey söyleyemedi. "Birkaç araştırma yaptım ama hiçbir dile uymuyor" dedi Boris. "Bize her ne olduysa eğer, hafızamız silinmiş olmalı ve işaretlere bakılırsa, çok geç olmadan bunları hatırlamalıyız" dedim. Boris cebindeki kağıdı çıkardı ve masaya bırakarak "Bu son adres" dedi.
"Size bahsettiğim yaşlı kadının verdiği kağıt bu" dedim. "Ya yeni bir tuzak olursa?" diye sordu Megan. "Aslında bir öncekinin de tuzak olduğunu sanmıyorum ama karşımıza bir şekilde engeller çıkıyor. Ne olursa olsun buraya gitmeliyiz" dedim. Başını salladı ve ardından Lorna'ya baktı. "O ne iş?" diye sordu. "O benim arkadaşım" dedim kısaca cevaplayarak. "Yani olayla ilgisi yok" dedi yeniden. Lorna sinirlenmemek için kendini tuttu. "En başından bizim yanımızda ve yardımcı oluyor" dedim. Yeni bir şey söylemeden sustu. Ayağa kalktı ve "Pekâlâ, o zaman akşam görüşürüz. O zamana kadar eve gitmem gerek" dedi. Montunu aldı ve "Kendinize iyi bakın, eski ama yabancı arkadaşlar" diye alaycı bir tavırla yanımızdan ayrıldın. O kapıdan çıktıktan sonra Darian ayağa kalktı ve "Hemen döneceğim, yukarıdan bir şey almam gerekiyor" dedi.
Başımı salladım ve Boris'e döndüm. "Sence bu adresten yararlı bir şey bulabilir miyiz?" diye sordum. Biraz düşündü ve ardından "Kesin konuşmak istemem ama bu işin boyutu giderek değişiyor" dedi. "Yani orada ne buluruz bilemiyorum" diye derin bir nefes verdi. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra Faye ve Felix de ayağa kalktılar. "Geldiğimizden bu yana kalacak yer bulmak için fırsatımız olmadı. Akşam buluşana kadar işlerimizi halledelim" dediler. Felix montunu alırken, Faye masadaki kalemi aldı ve Megan'ın numarasını yazdığı kağıda uzandı. "Buraya kendi numaralarımızı yazıyorum. Buluşma yeri ve saati değişirse bize söylersiniz" dedi. Başımı sallayarak ayağa kalktım ve "Sizi geçirelim" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Mührü
FantasyRuhumuz bazen kendi bedenimize ait hissetirmez. Bunu farklı yollarla bize gösterir. Kafada duyulan sesler, görülen gölgeler ve daha fazlası. Ruhumuz özgürlüğüne kavuşmak için bir sürü doğaüstü yolu dener. "Her gece ruhumunun bedenimden ayrılmaya ça...