Zihnimde beliren görüntüler birkaç dakikalık gibi gelse de, gözlerimi açtığımda aradan sadece birkaç saniye geçtiğini anlamıştım. Oturduğum yerden hızla ayağa kalktım. Elimi kalbimin üzerine koyarak hissettiğim ince sızıyı bastırmaya çalıştım. Lorna, girişte durup bana sesleniyordu ama ben bunu çok sonradan fark etmiştim. Dikilip kaldığım yerden ayrılarak girişe doğru ilerledim. İçerideki ağır içki ve sigara kokusu burnuma dolduğunda kısa süreliğine yüz ifadem değişti ama bir süre sonra herkes gibi buna alıştım. James, kalabalık ortamda bizi kaybetmeden önce "İçki ister misiniz?" diye sordu. Lorna, ellerini havaya kaldırdı ve bağırarak "Evet!" dedi. Onun bu durumuna gülerek ellerini aşağı indirmesini sağladım. O da benim ellerimi tutup yarı havaya kaldırdı ve "Hadi, dans edelim" diyerek, kendi vücudunu benimkine yaslamaya başladı. Bakışlarımı bize doğru yaklaşan Liam'a çevirdiğimde omuzlarını silkti ve yapacak bir şeyi olmadığını söyleyerek alaylı bir şekilde kahkaha attı. Durumu kendi lehime çevirmek için Lorna'dan biraz uzaklaşarak Liam'ın yanına geldim. Müzikten zar zor duyduğum sesiyle ne yaptığımı sordu ama bir şey söylemeden kolundan tuttum ve çekiştirerek Lorna'nın yanına getirdim.
Elindeki iki bardağı alarak öne doğru ittirdim. Başımla Liam'ı göstererek, "İşte şahane bir dans partneri" dedim. Bu sefer ben kahkaha atarak onun yaptığıyla aynı şekilde omuzlarımı silktim.
James'in getirdiği içkilerden birini aldım ve kafama diktim. Boğazımı yakan içkinin etkisi gitmeye başladığında, Lorna'nın sendeleyerek elinde tutmaya çalıştığı bardağına uzandım. Tam o anda kolumu kavrayan bir el buna engel oldu. Bakışlarım kolumu tutan kişiyi görmek için yana doğru kaydığında bir boşlukla buluştu. Etrafımda herkes dans ediyordu ve yanımda kimse yoktu. James bir tuhaflık olduğunu hissetmiş olacak ki, bana dönüp, "Biraz oturmak ister misin?" diye sordu. Daha fazla bu alanda kalamayacağımı anladığımda, onun beni tutmak için uzanan elini geri çevirdim ve dış kapıya doğru ilerledim. James arkamdan gelmek istese de elimi durması için öne doğru uzatıp "Yanlız kalmam gerek" dedim. Söylememe rağmen tekrar gelmek isteğinde Lorna, kolunu onun boynuna dolayarak kendisine doğru çekti. Bu sırada ben de çıkışa doğru yöneldim.Ellerim ve bedenim titriyordu. İçkime uyuşturucu ve ya başka bir şey karışmış bile olabilirdi. Bugün olan biten her şeyi ben mi düşlemiştim? Halbuki birinin dokunuşunu gerçekten kolumda hissetmiştim. Dışarı çıktım ve kapının önündeki kaldırıma oturdum. Görüp görebileceğim en şiddetli yağmur yağmaya başlamıştı. Dizlerim tutmuyordu. Ellerim öyle titriyordu ki, neredeyse telefonumu yere düşürüyordum. Lorna'ya ve diğerlerine eve geçeceğim hakkında kısa bir mesaj attıktan sonra yavaş ve yapabildiğim en temkinli şekilde ayağa kalktım. Gözüme her zamankinden daha uzun görünen sokağa baktım ve iç çektim. Barın dolu olmasına rağmen bu sokağın bomboş ve zifiri karanlık olması ise oldukça korkutucuydu. Yolun yarısına geldiğimde sokağın başında siyah bir silüet görünmeye başlamıştı. Çok fazla dikkat etmedim ve yürümeye devam ettim. Karşıdan ilerleyen her kimse, saniyeler içinde yanıma gelmişti. Belki de ben sarhoş olduğum için fazla yavaş yürüyordum. Yanından geçerken durdu ve bekledi. Kırmızıya yakın olan gözleri üzerimde gezindi ve bir süre tuhaf bir şekilde bana baktı.
Üzerimdeki sarhoşluğun verdiği rahatlıkla ben de ona baktım ve "Bir sorun mu var?" diye sordum. Lakin cevap vermeden öylece durdu. Garip sesiyle "Buraya ait değilsin!" dedi. Gözlerimi ovalayarak bir adım geriledim ve "Hanımefendi ben ne dediğinizi bilmi-" Lafımı yarıda keserek gitgide korkunçlaşan sesiyle "Zamanın doldu, gezgin!" dedi tıslayarak. Daha sonra olabilecek en acayip şey oldu. Gözleri ateş gibi parlamaya ve yanmaya başladı. Parmakları uzadı ve pençelere döndü. Ayak tırnakları ayakkabılarını delecek uzunlukta ve sivrilikte büyüdü. Ağzındaki iğrenç sarı dişleri ve akan salyaları midemi alt üst etmişti ama bu endişeleneceğim en son şey gibi duruyordu. Büyük bir hızla üzerime atıldı ama sonra işler daha da garipleşmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Mührü
FantasiaRuhumuz bazen kendi bedenimize ait hissetirmez. Bunu farklı yollarla bize gösterir. Kafada duyulan sesler, görülen gölgeler ve daha fazlası. Ruhumuz özgürlüğüne kavuşmak için bir sürü doğaüstü yolu dener. "Her gece ruhumunun bedenimden ayrılmaya ça...