BÖLÜM 8: "Kutsal kitap"

522 58 25
                                    

Evrenin yaratılışından bu yana altı gücün var olduğuna inanmışımdır. Merhamet. İnsanları en büyük kötülükleri yapmaktan korur ve ruhlarını zalimliklerden uzaklaştırırdı. Korku. İnsanların içindeki kötülüğün varlığı büyüse bile onları bu eylemi hayata geçirmekten çekindirirdi. Sevgi. İnsanlığın en büyük ihtiyaçlarından birisi olup, ruhu besleyen güçtür. Sevgi açlığı yüzünden kendi insanlığını kaybeden ve karakter çizgisinden çıkarak bu açlığını söndürmeye çalışan bir sürü canlı vardır. İnsan her ne kadar inkar etse de sevginin kırıntılarına bile muhtaçtır. Yalnızlığı seven insanların bile yeri geldiğinde içten içe ihtiyaç duyduğu tek duygudur.

Düş. İnsanlığın kendini ayakta tutabilmesi için tasarlanmış muazzam bir mekanizmadır. Herhangi bir insanın elinden hayallerini ve düşlerini almak onu öldürmekle eşdeğerdir. Umut. İnsanlığın bugüne kadar varlığını sürdürmesini sağlayan en etkili duygulardan birisidir. Her gün yarının daha iyi geçeceğini umut edip, bunun için uyanan insanların varlığı ile devam etmiştir bu serüven. Kendinin, eşinin, kızının ve ya bir başkasının umudu ile alevlenmiştir duyguları.

En tehlikelisi ve ölümcül olanı ise sona saklanılmıştır. Kaos ve kin. Bu ikili bir arada aynı annenin ikiz çocukları halinde yaratılıp, dünyayı sıkıca sarmıştır. Yaratılışın ilk zamanlarından canlıların ruhuna tohumlarını serpmiş, filizlenmiştir. Bu ikili zaman zaman diğer duyguların önünü kesmiş ve insanlığın gözünü kör etmiştir. Bazıları bu hatadan geri dönebilse de, ruhu tükenenler çoktan pes etmiştir. Umuyorum ki, bir gün ruhumu tüketecek kadar ileri gitmem ve kötücül duygularımın esiri olmam. Hayatımın şekil alacağı yol her ne kadar zorlu olsa da, kendimi kaos'a kapılmaktan uzak tutabilirim.

***
Bir günün daha sabahı aydınlansa da, benim için ruhum daima zifiri karanlıktaydı. Zaman zaman buradan çıkabileceğimi umut etmeye başlasam da yanılmıştım. Odamın perdelerini açtım ve rüya defterimi kapatarak kenara bıraktım. Kabus defteri mi demeliydim?

Artık aynaların karşısına bile geçmeye korkar olmuştum. Bir başka tuhaflık ve gizemli olay daha yaşamaktan korkar hale gelmiştim. Odamın köşesinde duran boy aynasının önünden geçerken başımı çevirdim. Bakmak istemedim ama yine de dönüp kontrol etmeyi düşündüm. Olduğum yerde kaldım ve gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Elimi kaldırdım ve omzumun arkasına koyarak leke izine dokundum. Acısı eskisi kadar hissedilir değildi, fakat görüntü belirsizdi. Günlerdir bakmamıştım.

Adımlarım geriledi ve aynanın önüne geri döndüm. Ellerimi tişörtümün alt kısmına koydum ve tedirgince çıkarttım. Arkamı döndüm ve başımı geriye çevirip yansımama baktım. İz giderek büyümüş ve neredeyse boynuma kadar gelmişti. Dokunmak ve daha fazla görmek istemedim. Aynanın önünden geri çekildim ve üzerimi giyinip odadan ayrıldım. Annem erkenden işe gitmişti. Altıncı katta olan evimizin içi tamamen sessizdi. Dışarıdan gelen arabaların korna sesleri dışında hiçbir gürültü yoktu.

Evden ayrılıp yola çıkana kadar düşünmeden edemedim. Telefonumu çıkardım ve Lorna'yı aradım. Birkaç kez çaldı ama açmadı. Biraz daha bekledikten sonra hattın diğer ucundan sesini duydum. "Birkaç dakikaya geliyoruz, Lena" dedi. "Tek değil misin?" diye sordum. Bugün onunla buluşup, dün yaşananları anlatacaktım. Bu yüzden sabahın erken saatinde buluşma ayarlamıştık. "Boris'in bize söyleyeceği önemli haberleri varmış, onu bekliyorum" dedi. Başımı iki yana salladım ve bıkkın bir nefes vererek, "Bana haber vermeliydin" dedim.

"Bu işi çözmek istemiyor musun? Şans ayağımıza geldi" dedi.

"İstiyorum ama seninle yalnız konuşmam gerek" dedim. Birkaç saniye sessizce durdu ve cevap vermedi. Ardından belli belirsiz adım seslerini yeniden duymaya başladım. "Pekala, evin yanındaki parka git. Boris gelene kadar konuşalım" dedi. Onu onayladım ve telefonu kapattıktan sonra parka doğru yürüdüm. Kısa mesafeli yol birkaç dakikada biterken, parkın girişinde durdum. Hemen ileriden Lorna yanıma doğru ilerledi ve "Kötü bir şey yok, değil mi?" diye sordu. Başımı belli belirsiz salladım ve "Bilmiyorum" dedim.

Ateş MührüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin