Yeni bir yerde bulunmanın stresi yüzünden gece boyunca sürekli uyanmış ve defalarca saati kontrol etmiştim. Tıpkı küçük çocukların gezmeye götürüleceği sabahı beklediği gibi sabırsızdım. Saat tam yedi olduğunda yataktan ayrılıp ayağa kalktım ve perdeleri iki yana çektim. Biraz hava almak için pencereyi açtığımda kafamı ileriye uzattım ve serin hava dalgasının yüzüme vurmasını sağladım. Soğuk havada nefesimin sıcak dumanlar halinde yayıldığını görebiliyordum.
Son olayın ardından vücudum kendini toparlamaya çalışıyor ve eski haline dönmeye çabalıyordu. Ölebilirdim. Bu tamamen kendi aptallığım olurdu. Tanımadığım birine yardım etmek adına kendi hayatımı sonlandırabilirdim. Benden yardım bile istemeyen birisi için. Tıpkı bana dediği gibi 'Zor durumdaydın ve ben de yardım ettim' - gerçekten bunun için mi yapmıştım? Yoksa sadece kendim istediğim için mi?
Karışık düşünceler birbirinin ardından peşpeşe gelmeye devam etti. Bu sırada kimsenin tersliği hissetmemesi için hazırlandım. Yaralandığımı sadece Ruby biliyordu. En azından şimdilik. Onunla yollarımız bir süreliğine ayrılmıştı. Kendisi büyücüler meclisine seçilmişti. Aynı zamanda birer gezgindi. Fakat diğer yönünü geliştirmeyi seçmişti. Büyücüler oldukça tehlikeli ve eşsiz yeteneklere sahiplerdir. En azından karşılarına bir iblis çıktığında kendilerini bazılarından daha iyi koruyabiliyorlardı. Gezginlerin de oldukça güçlü ve eşsiz olduklarını biliyordum ama durum fazlasıyla karışıktı.
Her öğrenci kendi doğaüstü yeteneklerinden başka dövüş eğitimi almalıydı ve silah kullanımı da buna dahildi. İlk başta bunun sebebini pek anlamasam da daha sonradan öğrenmiştim. İblislerin çoğu mühürlenmiş silahlarla öldürülüyordu. Fakat asırlar boyunca bu silahlar tükenmeye başlamıştı. Geriye kalan birkaç sınırlı silah dışında hiçbir şey kalmamıştı. Bu ise iblislerin artmasına ve gezegeni tehdit etmelerine neden olmuştu.
Kafamdaki tüm bilgileri toparlayarak, Ruby ile birlikte yemek salonuna indim. Öğrenciler masalarda gruplaşmadan karışık bir şekilde oturuyorlardı. Kafamı çevirip köşedeki masaya baktığımda tek bir tür için aynı şeyleri söyleyemedim. Sadece kendi toplumlarıyla oturmaya kararlı gibi gözüküyorlardı. Yüz ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla oldukça agresif ve gergin bir ruh halindeydiler. Kurtlar.
Gerçekten buraya tam olarak ne zaman alışacağımı merak ediyordum. Karışık düşüncelerim eşliğinde önümdeki son lokmaları yemeye çalıştım. Buraya geldiğim birkaç günden sonra ilk defa bakışlarım onu aramadı. Tekrar görmek istemedim. Ona karşı sinirli değildim, kin tutmuyordum. Sadece olayların bundan sonra nasıl gelişeceğinden endişeliydim.
Büyük salondan ayrıldığımda bugün
ilk dersim için koridorda duran haritalardan birinin yardımıyla kısa sürede ders alanına geldim. Kapının önünde durduğumda koridorun başında bir topuklu sesi duyuldu daha sonra ise Ruby, yavaş yavaş bana doğru ilerledi. "Dersinin burada olduğunu bilsem sana eşlik ederdim" dedi. Beni rahatlatmak için yaptığı harekete gülmekle meşgulken yanıma geldi. Bana dönerek gözleriyle çok eğlenceli olacak anlamına gelen bir işaret yaptı ve beni iterek kapıyı açtı. Ruby, beni sınıfa itmeseydi büyük ihtimalle uzun bir süre kapının önünde dikilerek cesaretimi toplamaya çalışacaktım. Muhtemelen bunu öngörerek işimi kendi yöntemleriyle kolaylaştırmıştı.Attığım ilk adımla diğerleri kadar geniş ve ihtişamlı olan bir odaya girdiğimde içerisi çoktan öğrencilerle dolmuştu. Deneyimsiz olduğum için eğitimlerin çoğunda Noah ile ayrıydık. Üstelik bugün onu hiç görmemiştim ve açıkçası kısa sürede ona bir hayli alışmıştım. Gözüme kestirdiğim ilk boş yere oturmak için harekete geçtim. Kısa süre sonra yanımdaki boşluğu biri doldurdu ve elini uzatarak "Merhaba, ben Sera" dedi. Oldukça sevecen tavrına aynı şekilde karşılık vererek kendimi tanıttım. Sera, şaşkınlıkla ellerini ağzına götürdü ve yüksek sesle "Sen o olmalısın, laneti kırılan kız" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Mührü
FantasyRuhumuz bazen kendi bedenimize ait hissetirmez. Bunu farklı yollarla bize gösterir. Kafada duyulan sesler, görülen gölgeler ve daha fazlası. Ruhumuz özgürlüğüne kavuşmak için bir sürü doğaüstü yolu dener. "Her gece ruhumunun bedenimden ayrılmaya ça...