Boşlukta süzülürken parlak bir ışığın üzerime doğru ilerlediğini ve bir el görünümünü alarak belimi kavradığını hissettim. Ruhumu karanlıktan çekip çıkardı ve aydınlığa bıraktı. Acım dinmeye başlarken gözlerimi araladım ve herhangi bir şeyi görmeye çalıştım. Yeniden bana doğru uzanan bir el görünce hızla başımı kaldırdım. Mezarlıkta gördüğüm ilahi yüzün aynısıydı. Elini tutunca içimdeki bütün acı geçip gitti. Onun yardımıyla ayağa kalkarken "Geri sayım başladı, koruyucu. Yakında anılarına kavuşacaksın" dedi. Elimi bıraktı ve yüzümü izledi. "Doğru tarafı seçebileceğinizi biliyorum. Bu yüzden sizi yüzyıllar sonra mühürlenmiş kişiler olarak seçtim" dediğinde sakince onu dinledim. "Kimden bahsediyorsunuz?" diye sordum.
Sadece benden bahsetmediği kesindi. "Alec ve sen" dedi yavaşça. "Alec kim?" diye sordum kararsızca. "Öğreneceksin. Yakında birçok şeyi hatırlayacaksın ama gücüne ulaşman için onu bulman gerek" dedi. Konuşmak istediğimde karnımdan yukarı yükselen ağrıyla birlikte iki büklüm oldum. Ağzımı aralamak istediğimde öksürmeye başladım. Elimle ağzımı kapatırken sıcak sıvıyı hissetmiştim. Ağzımdan gelen kan ellerime bulaşınca şoka uğrayarak başımı kaldırdım. "Bana ne oluyor? Ölüyor muyum?" diye korkuyla sorarken dizlerimin üzerine çöktüm. Başımı eğdim ve karnıma baktım. Yara giderek kötüleşiyordu. Karşımdaki varlık yanıma eğildi ve "Hayır, ölmüyorsun" dedi.
Elini yarama doğru yaklaştırınca yerimde donup kaldım. Geri çekilemedim. Parmakları tenime dokunmadı bile ama üzerinden yayılan ışık iyice parlayarak yaranın etrafını sardı. Bana kan kusturmaya bile yeten yara küçülmeye ve tamamen kaybolmaya başladı. "Karanlığa karşı savaşmak sizin göreviniz" dedi ayağa kalkarken. Ellerimi şaşkınca karnıma koydum ve az önce kaybolan derin kesiğin olduğu yere dokundum. Hiçbir acı hissetmiyordum. "Kimi bulmam gerek?" diye sordum adam uzaklaşırken. Parlaklık giderek artarınca elimi kaldırdım ve gözlerimi kapattım. Adam giderek kaybolurken son anda sesini duydum. "Kahin kadını bulmalısın" dedi.
Ardından her yer bembeyaz bir ışıkla kaplandı ve bedenime elektrik tutulmuş gibi titreyerek yerimden sıçradım. Sanki dakikalardır nefes almıyormuşum gibi havayı hızla ciğerlerime doldurmaya başladım. Elimi kalbimin üzerine koydum ve birkaç saniye öylece bekledim. Başka soğuk bir el daha koluma dokununca irkildim. Kapalı tuttuğum gözlerimi açtım ve hızla başımı kaldırdım. İri gözlerle bana bakarak "İyi misin?" diye sordu Darian. "Yaran daha çok yeni" diyerek beni geri yatırmaya çalıştı. Elini iterek yorganı üstümden kaldırdım. Karnıma dolanan bandaja baktım ve hızla açmaya başladım. Darian bileklerimi tutup, "Delirdin mi sen? Dur!" diye bağırdı. "Ne yaptığımı biliyorum. Bırak beni" dedim sinirle.
Ellerini indirdi ve geri çekildi. Bandajı tamamen açınca beklediğim manzarayı görmüştüm. Yara hiç yokmuş gibi gitmişti. Gördüğüm kişi kimdi? Lendor'un bahsettiği tanrı mıydı? Anılarımızı silerek bizi buraya gönderen. Sesi ve dokunuşu o kadar merhametliydi ki, bizden nefret ettiğini düşünemezdim. Bizi buraya göndermesinin başka bir sebebi olmalıydı. Sıradan bir sürgün olamazdı. Bana ne demişti? Kahin kadını bulmalısın. Kahin kadın kimdi? Bu olayların içinde yer alan kişileri düşündüm. Aklımda yanan ışıklarla o gece aklıma geldi. Asansör olayında kadının bana söylediği bir tür kehanet gibi sesleniyordu. Bunu sadece bir kahin yapabilirdi. Kilit nokta o olmalıydı.
Anılarını geri kazandıktan sonra güçlerimi almak için ona ulaşmamı söylemişti. Nasıl gibi bir güce sahiptim? Lendor'u yenmeme yeter miydi?Kadının söylediği gibi gerçek bir koruyucu olup dünyayı kıyametten koruyabilir miydim?
Bütün bu soruların cevabını alabilmem için anılarımı geri kazanmam gerekiyordu. Usulca başımı kaldırdım ve "Diğerlerini görmek istiyorum. Lorna nerede?" diye sordum. Darian iri iri açılmış gözlerle yaramın olduğu bölgeye bakmaya devam etti. Bakışları yüzüme gelince "Nasıl yaptın?" diye sordu. "Ben bir şey yapmadım" dedim sakince. Ona rüyamda gördüklerimden bahsedemezdim. Bunu hiç düşünmeden Lendor'a anlatırdı. Onunla iletişim kurduğumu düşünerek bizi buraya getiren adam, bunun yeniden olduğunu duyarsa neler yapardı bilemezdim. Bu yüzden bu gerçek bir süre gizli kalmalıydı. "O yardım etti değil mi?" diye yeniden sorguladı. "Kim?" dedim bilmemezlikten gelerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Mührü
FantasyRuhumuz bazen kendi bedenimize ait hissetirmez. Bunu farklı yollarla bize gösterir. Kafada duyulan sesler, görülen gölgeler ve daha fazlası. Ruhumuz özgürlüğüne kavuşmak için bir sürü doğaüstü yolu dener. "Her gece ruhumunun bedenimden ayrılmaya ça...