BÖLÜM 9: "Yapboz'un ilk parçası"

491 52 8
                                    

Karanlık sokağın ortasında sadece ikimizin olduğuna o kadar emindim ki, kendimizi korumaya almayı bile düşünmemiştim. Öylece gardımı düşürmüş ve yakalanmıştım. Karanlığın ardından önce bir ses ve ardından siyah bir silüet göründü. "Kitabın peşinden gelen bir yaratık gördü, bir gölge" dedi. Bu konu hakkında tek kelime etmemiştim. Sesli söylenen her lafımdan şüphe duyabilir ve birisi tarafından öğrenilme ihtimalini düşünebilirdim. Fakat bu öylesine söyleyip, dile getirebileceğim bir konu değildi. İliklerime kadar titremeye başlamış ve tarifsiz bir gerginlike dolmuştum. Lorna'nın kolunu tuttum ve arkama doğru iterek önüne geçtim.

Onu ve ya kendimi koruyabileceğimden değildi, sadece kendi meselemde birisinin zarar görmesini istemediğimdendi. Lorna direnip yanımda durmaya çalışırken tekrar bileğini tuttum ve öne geçmesini engelledim. "Kimsiniz?" diye seslendim karanlığa doğru. Önce siyah montu ve ardından siyah şapkası göründü. Binaya girmeden önce sokakta gördüğüm adamın ta kendisiydi. Sokak lambasının yansıyan ışığına doğru yürüdü ve yüzünü sardığı atkısını çıkardı. Ardından şapkasını eline aldı ve başını kaldırdı. Yüzünü tam o anda çok net görebilmiştim. Neredeyse küçük dilimi yutacak hale gelmiştim. "Boris? Ne işin var burada?" diye sorguladı Lorna. Ben hala daha olayın şokunu atlatamamıştım. Bedenim kaskatı kesilmiş ve olduğum yerde kalakalmıştım.

Rüyamda ne gördüğümü biliyordu, en başından şüpheli hareketleri vardı. Çizimin sahibi de kendisi olabilir miydi? En başından oyun kurucusu olmuş ve beni savunmasız bir piyon gibi kullanmıştı. Adeta dalga geçer gibi gözümüzün önünde durup bizimle alay etmişti. Lorna'nın ona sorduğu soru cevapsız kaldı ve sadece bana doğru adımladı. Kolumu tuttu ve sarsarak, "Kendine gel, sırası değil" dedi. Gözlerimi sıkıca kapattım ve başımı iki yana sallayarak, "Aklım almıyor" dedim. "Biliyorum, anlaması zor ama imkansız değil" dedi. Bileğimi çekti ve birkaç adım ilerledi. "Lorna" diye seslendin geriye bakarak.

"Eğer canını seviyorsan şimdi kaçmanın tam sırasıdır. Onların seninle bir işi yok" dedi. Kolumu çektim ve adımlarımı durdurup, "Kimlerin?" diye sordum. "Bizi nereye götürdüğünü sanıyorsun? O söylediğin cümlenin ne anlama geldiğini biliyorsun" dedim. "Biliyorum, her şeyi çok iyi biliyorum ama şimdi sadece uzaklaşmamız gerek" dedi. Yaklaştı ve yeniden bileğimi tutmak istedi. Geri çekildim ve yan tarafa dönerek, "Lorna, gidiyoruz" dedim. Sokağın ters yönüne doğru yürümeye başladım. Ne yaptığımı veya neden yaptığımı bilemeyecek kadar karmaşık bir haldeydim. Eğer Boris sandığım kişi ise, onu aramak için her türlü yolu denemiştim, fakat bulduğumda ise olayın nasıl olduğunu sorgulamadan kaçmayı seçmiştim.

Sadece bu korkunç durumun içinden çıkmak ve beynimdeki soruların cevabını bulamasam bile zihnimden atmak istiyordum. Birkaç adım ilerledikten sonra Boris arkamızdan koşarak geldi ve önümüze geçerek, "Tek başına kendini koruyamazsın, bu iş sandığından daha farklı bir boyutta" dedi. Yanından geçip gitmek ve söyledigini kulak ardı etmek istedim, fakat tam yanımda yürümeye devam etti ve sesini yükselterek, "Bundan öylece kaçamayacağını ikimiz de biliyoruz" dedi. Beni derinden yaralayan ve sinirlenmeme sebep olan asıl konu işte buydu. Haklı olmasaydı. Öylece çekip gidemeyeceğimi ve bu konudan sıyrılamayacağımı biliyordum. Damarlarımda dolanan gerginlik ve stres yüzünden vücudum aynı şiddetle titremeye başlamıştı.

Sokağın bir kenarına, sokak lambasının yanı boşuna doğru yaklaştım. Elimi soğuk metale yasladım ve bedenimi ayakta tutmak için destek aldım. "Lütfen artık git, daha fazla duymak istemiyorum" dedim. Elimi boğazıma doğru götürdüm ve göğsümden çeneme kadar yavaş hareketlerle dokundum. Hırkamın önünü açtım ve nefes alabilmek için biraz daha çabaladım. Lorna, önce sağ kolumu tuttu ardından elini belime dolayarak, "Tuttum seni" diye konuştu. Yere oturmam için destek vermek istedi ama ayakta durmaya ve direnmeye devam ettim. Öne doğru sendeleyerek birkaç adım daha attım ve sol tarafıma dönüp, "Ben bittim, anlıyor musun? Artık bu konu hakkında hiçbir şey öğrenmek ve bilmek istemiyorum. Sadece normal yaşantıma geri dönmek istiyorum" dedim.

Ateş MührüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin