Arabanın son halini görünce Kenan'a döndüm.
''Hay amına koyayım gerçekten herkese neden ehliyet verirler ki?'' Sinirden kudurmak üzereydim. Duran arabaya çarpmak nasıl bir başarıydı. İş için bir mekanda birkaç kişiyle görüşmek için arabayı valeye verip hızlıca girmiştim mekana. Kadının biri otoparkta duran arabama bebeğime çarpmıştı.
Kenan çalan telefonuyla mekana girince arabanın içine geçip torpidodan silahımı alıp belime koydum. O sırada Kenan mekandan sarışın bir hatunla çıkmıştı. Yavaşça arabadan çıkıp onların bana doğru gelmesini bekledim.
Kenan bize doğru yaklaşırken gözleriyle işaret ediyordu. Hassiktir. Arabaya çarpan bu hatun muydu? Esmer hatun, taş bebek gibiydi.
Kadın ağlamaklı bir sesle
''Ben çok özür dilerim gerçekten. Neyse zararınız karşılayacağım.''Konuşmasına devam edecekken onu durdurdum. Elimi uzatıp işaret parmağımı dudaklarının üzerine koydum.
''Şşh, hanımefendi o nasıl söz. Sizden önemli değil. Asıl zararınız neyse faturayı buraya yollayabilirsiniz deyip cüzdanımdan kartımı uzattım. Ardından bana gülmseyerek bakan kadına göz kırpıp Kenan'ın getirttiği başka bir arabaya doğru hızlıca yürüyüp şoförün açtığı kapıdan içeri geçtim. Benden hemen sonra Kenan'da arabaya binince konuştum.
''Asım Demirören'in evine gidelim. Bu iş böyle çözülmeyecek onu biz alalım direk.'' Deyip dışarıyı izlemeye başladım. Kenan alaylı sesiyle
''Abi kadını on beş saniyede etkiledin o hareket neydi öyle?'' Çarpık bir gülümsemeyle döndüm.
''Bebeğime zarar verdiyse yatağıma gelmek zorunda ve gelecek.'' Göz kırpıp tekrardan camdan dışarıyı izlemeye devam ettim. Ceketimin cebindeki telefonum çalınca önüme döndüm elimi ceketin iç cebine atarken çoktan siteden içeriye giriyorduk. O sırada gözüme çarpan şeyle gözlerimi kıstım.
''Yavaşla'' Şoför hemen dediğimi yaparken Kenan hareketlendi.
''Bir sıkıntı mı var abi?'' baktığım yere kafasını çevirince güvenlik kulübesinin yanında yere çökmüş kadını görünce sustu.
''Arabayı hemen sola parket ışıklarını kapat.'' Deyip Kenan'a döndüm.
''Yarın hallederiz bu işi, ben şimdi ineceğim siz birkaç dakika bekleyip çıkın'' Kenan sorgulamadı. Başını salladı. İstese de sorgulamazdı. Evet o benim sağ kolumdu ama kimse beni sorgulamayamazdı.
Arabadan inip sitenin çıkışına doğru yürüdüm. Sarı saçları karanlıkta bile parıldayan kadın ağlıyordu. Birinden saklanır gibiydi. Başı tehlikede miydi? Sinirleniyordum. Derin bir nefes alıp gökyüzüne baktıktan sonra duvarın arkasından bir yere baktı. Baktığı yere yavaşça kafamı çevirince benden birkaç santim kısa bir çocukla bir kız öpüşüyordu.
Başımı tekrardan kıza çevirdim zor nefes alır gibiydi. Birkaç dakika sonra diğerleri arabayla siteden çıktıktan sonra kızın ağlama sesini duyabiliyordum artık. Olduğum yerde bekledim. Birkaç dakika daha bekleyip ayaklandı. Caddeye çıkınca fark ettirmeden onu takip etmeye başladım, zaten pek fark edecek hali varmış gibi durmuyordu. Bir anda arkasına dönünce ters tarafa doğru döndüm.
'' ''Durma tamam mı! Sakın durma!'' sesini duyunca gülümsedim. Taksi bulmaya çalışıyordu. Bu saatte burada ne işi vardı? Kime bakıyordu? Taksi aramaktan vazgeçip yürümeye başladı. Yakındı demek ki gideceği yer. İlerleyince metro yazan yere ilerleyince hızlıca peşinden gidip asansörle indim. Turnikelere ilerleyince durdum. Kart mı gerekiyordu? Kartım yoktu ki. Yanımdan geçen genç çocuğun kolundan sıkıca tutup durdurdum.''Ne oluyor lan?''
''Lanlı falan konuşup siktirme belanı. Kartı ver!'' dedim. Tereddüte düştüğünü görünce cüzdanımı çıkarıp iki yüzlük çıkartıp uzattım. Aldı kartı uzattı. Basıp geçtim. Kartı geri uzatıp hızlıca ilerledim. Kız çoktan aşağıya inmişti. Kalabalık değildi metro. Siyah trençkotu sapsarı saçlarıyla onu gördüm. Banka oturmuştu başı ellerinin arasındaydı. Yavaşça yanına ilerleyip arkasındaki duvara yaslandım.
Birkaç dakika ağlamaya devam etti.
''Allahım lütfen kabus olsun bu. Ne olursun uyanayım. Söz veriyorum uyanır uyanmaz Baran'a her şeyi söyleyeceğim.''
Neyi söyleyecekti? O sırada telefonu çaldı. Baran yazıyordu.
İçimde sadece merak vardı. Bu kızı üzmüş müydü bu Baran iti. Ya da ne söyleyecekti ona?
Ellerim saçlarına dokunmak istiyordu. Çok güzeldi. Gece bile parıl parıl olan Güneş gibiydi. Ağlamaması gerekiyordu. Metro gelince kalkmasını bekledim. Onun peşinden gidip yanına oturdum. Beni fark etmedi. Metro ilerlerken bir anda durdu. Ona döndüm, telaşı yoktu. Alışkın gibiydi. Adı neydi acaba? Dayanamayıp sordum.''Neden durdu?'' Metro umrumda değildi. Onunla konuşmak istiyordum. Yavaşça bana döndü. Masmavi gözleri kıpkırmızıydı. Yutkundum. Elimi uzatıp yanağında bekleyen gözyaşını silmek istedim. Alaylı ve sinirli sesiyle konuştu.
''İlk kez mi biniyorsunuz?'' gözlerine bakıp gülümsedim.
''Evet''
''Dalga geçilecek bir günümde değilim. Birazdan çalışır bu kadar korkmanıza gerek yok.'' Çok sesli olmasada güldüm. Arkama yaslanıp ellerim benden bağımsız saçlarına gitmesin diye kabanımın cebine soktum.
''Ben korkmam. Dalga da geçmiyorum, kaza yaptım acelem olduğu için bindim. Ama eğer sen korktuysan..'' cümlemi tamamlamadan metro çalıştı.
''Ben neden korkacağım sen sordun zaten. Ayrıca umrumda da değil senin korkup korkmaman. Çekil''
Hanfendi sertti. Severim. Gülümsedim. Hızlıca ayağa kalkınca ben de kalktım. Peşinden ilerleyerek metrodan çıktım. Arada arkasına bakıyordu. Hafif endişelendiğini hissettim. Hayır bunu istemiyordum amacım onu korkutmak değildi. Amacım yoktu sadece onun peşinden gitmek istiyordum. Etrafa bakınca asansörü gördüm. Önüne döndüğünü görünce hızlıca asansöre geçtim. Yukarı çıktığımda erafa göz attım hemen ileride arkasına bakarak yürüyordu. Onu korkutmuştum. Kendime sinirlenip gerisinden yürümeye başladım. İleride köşeyi dönecekti. Onu kaybetmemek için biraz hızlanırken bir anda durdu. Hemen geriye atıldım. Ne olmuştu? Göremiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/329024404-288-k943125.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Novela Juvenilİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...