Baran'ın arabası otelin girişince duruyordu. Zorla yürüdüğümün farkındaymış gibi ön koltuğun kapısını açıp binmeme yardım etti. Arabaya binmesiyle otelden çıkması bir olmuştu. Hala ağlıyordum.
''Baran ben gerçekten kötü bir şey yapmadım..Lütfen babamlara bu durumdan bahsetme'' dedim Baran'a dönüp.
''Ece burada olman bile çok kötü bir şey. Ne işin var bu adamla? Bunun derdi belli anlayamadın mı daha?'' Hala bağırıyordu.
''Neymiş derdi?'' dedim hıçkırıklarımın arasından.
''Seni kullanıp atacak hala geçmiş karşıma neymiş derdi diyorsun.. Çok mu iyi davrandı sana gözünü neyle boyadı?'' artık cevap vermiyordum.. Kendi kendine söyleniyor bana olan sinirini çıkartıyordu..
Arkamızdan bir araba korna çalarak geliyordu. Hızlıca kendime gelip arkama baktım.
''Onur..''
Baran'da aynadan arkaya bakıyordu.
''Hala peşimizden geliyor it oğlu it!'' derken daha da hızlanmıştı Baran.
''Baran yavaşla!'' dememe rağmen hala hızlanmaya devam ediyordu. Hem kapıdan hem de koltuktan sımsıkı tutunuyordum.
''Baran beni korkutuyorsun yavaşla!''
''onun yüzünden oluyor Ece tüm bunlar! Sen başımıza sardığın belanın farkında mısın?'' dediğinde şok içinde ona döndüm.
''Baran sen bana neler yaptın! Gelip bir kere özür dilemedin bir kere neden böyle olduk demedin! Aksine gelip ben senden kaç kere özür diledim ama şunu unutma buraya sen kendin geldin.. Ben seni çağırmadım ki..'' Baran beni duyduktan sonra yavaşlamaya başlamıştı. Bunu fırsat bilen Onur önümüze geçip arabasını bir anda Baran'ın arabasının önünde durdurunca ani bir frenle durdu Baran. Eğer tutunmasaydım kesinlikle ön cama yapışırdım..
Onur arabadan inip koşar adım benim tarafıma doğru gelince Baran'a döndüm. Bakıyordu sadece.Onur kapımı açmış bana dönmüştü.
''İn Ece'' dediğinde son bir kez dönüp Baran'a baktığımda göz göze geldik. Bakışlarında anlamsız bir hayal kırıklığı vardı.. En çok kırılması gereken ben olmama rağmen herkes benden daha çok yaşıyordu bu duyguyu..
Tekrardan önüme dönüp arabadan indim. Onur ben indikten sonra kapıdan tutmaya devam ederken içeriye biraz daha yaklaşıp Baran'a dönmüştü.
''Sen bencil adi herifin tekisin, kendi kendine kurulup kızı almaya gelmişsin ama önce dön bi sor kendine ben kimim diye. Orda sustuysam Ece için, gitmesine izin verdiysem yine Ece için; o senin gerçek yüzünü görsün! Seni tanısın diye! Ama sen onun senin yanında durmasını bile hak etmiyorsun. Söylediğin sözlerin onu ne kadar yaraladığının ne kadar kırdığının farkında bile değilsin! Ben onun saçının teline düşünmeden dokunamazken sen gelip ona böyle laflar ettin ya.. Bekle sen hepsinin teek tek hesabını görecem!'' deyip kapıyı çarpmıştı. Hala söylediklerini anlamaya çalışıyordum..
Onur elimden tutup arabaya doğru yürüyünce onunla birlikte ilerledim. Arabaya bindiğimde sinirden titriyordum, ağlamam zaten kontrolümden çıkmıştı. Onur arabaya binip hızla ilerlediğinde Baran arkamızda kalmıştı.''Ece iyi misin? Neden bu kadar titriyorsun? Üşüdün mü?'' derken çoktan klimayı açmıştı Onur.
''Üşümüyorum..'' Onur bana dönüp baktıktan sonra elini uzatıp bacağıma koymuştu.
''Tamam geçti sakin ol..''
''Onur bana neler söyledi duymadın mı..'' derken ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ettim. Onur arabayı toprak bir yola sokup biraz ilerledikten sonra arabayı durdurup bana döndü.
''Ece bak bana'' ellerimden tutup yüzümden çekip ellerimi kucağıma koyduktan sonra yüzümü ellerinin arasına alıp kendine çevirdi.
''Ece onun ne söylediği umrumda bile değil! O kim ki? Ağlama konuşalım güzelim, söyle dök içindekileri..'' dediğinde burnumu çekip göz yaşlarımı sildim.
''Ben söylediklerini hak etmiyorum..''
''Ha şunu bileydin.. Ben yanındayım Ece ne olursa olsun, sen yanlış bir şey yapmadın. Korkacak hiçbir şeyin de yok sana tek söz söyleyen karşısında beni bulur bundan sonra.. ''
''Ya babamlara söylerse..''
''Onda o göt yok merak etme ama söylerse de işime gelir.. Keşke söylese'' derken dalmış bir şeyler düşünüyordu.
''Neyse sen hiçbir şey düşünme sen sadece mutlu ol gerisini ben hallederim.. Şimdi gidelim ve güzelce uyu'' derken elleri saçlarımla oynuyordu. Başımı kaldırıp gözlerine baktım.
''Ben oraya gitmek istemiyorum..'' Kaşları çatıldı.
''Eve mi gitmek istiyorsun?'' başımı olumsuz anlamda salladım.
''Nereye gitmek istediğimi bilmiyorum..'' gerçekten de bilmiyordum. Otele gitmek istemiyordum ama Onur'la olmak istemediğimden değil.. Sadece Baran'la olanları tekrar tekrar hatırlamak istemiyordum.. Oraya gidersek sürekli gözümde canlanacaktı..
''Benim yanında olmamı istiyor musun?'' dediğinde gözlerinin içine baktım. Yavaşça ona doğru uzanıp kollarımı boynuna doladım. Kollarını belimde hissettiğimde bir nebze olsun huzurlu hissetmiştim. Başını çevirip boynuma bir öpücük koyduğunda içimin titrediğini hissettim. Yavaşça geri çekilip koltukta arkama yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...