Kahvelerimizi içtikten sonra mekandan kalkmıştık. Otele geçip biraz dinlenip Onur'un arkadaşlarının yanına geçecektik. Odaya girdiğimizde Onur duşa girmişti. Deniz havasının beni çarptığını düşünüyordum aşırı derece başım ağrıyordu. Kıyafetlerimi bile çıkarmadan yatağa uzandım. Çantamdan uzanıp telefonumu aldım. Baran aramıştı. Bu çocuk gerçekten sabrımı sınıyordu. Kaç haftadır arayıp sormayıp şu iki günde arayacağı tutmuştu. Eskiden o aradığında ne kadar heyecanlandığımı düşündüm şu an ise sadece beni strese sokuyordu. Yaptıklarını hazmedemiyordum. İnstagrama girdim. Abim Zeynep'le story atmıştı, kalp attım. Annemde babamla fotoğraf paylaşmıştı konferanstan gülümseyerek baktım fotoğraflarına. Esenay da bir adamla story atmıştı ama tanımıyordum. Abim de tanımıyorsa eğer canı sıkılacaktı. Gerçi abimde Zeynep'le atmıştı taraflı olmamalıydım..Onur'un profiline girdim. Annesi paylaştığı fotoğrafıma yorum yapmış bir sürü kalp koymuştu. Sebepsizce sevinmiştim. Onur duştan belinde havluyla çıkınca gözlerimi büyütüp arkamı döndüm.
''Heyyyy ne yapıyorsun!'' derken üzerimdeki pikeyi kafama kadar çektim. Onur kahkaha atıyordu.
''Seni evliliğe hazırlıyorum bundan sonra böyle kızım''
''Ne saçmalıyorsun sen! Kafayı yedin heralde'' dedim sinirle.
''Şaka yaptık şaka korkma hemen, kıyafetlerimi unutmuşum ne yapacaktım orada mı devam etseydim akşama?''
''Bana seslenebilirdin mesela!'' dedim bağırıp.
''Giyeceğim iç çamaşırını seçmek istemezsin diye düşündüm ama peki madem geri gidiyorum sen seçip getirirsin kapıya''
''Ya Onur! Saçmalama hadi kendin al da git Allah aşkına nefessiz kaldım burada''
''Tamam tamam hadi kıyamadım, gidiyorum çık'' derken hala gülüyordu.
Banyo kapısının kapanmasıyla çıktım. Deli edecekti bu adam beni. Baş ağrım artmıştı.
Onur birkaç dakika sonra giyinik halde banyodan çıkınca ona döndüm.
''Onur bana kahve söyler misin? Aşırı derece başım ağrıyor'' dediğimde kaşları çatılmış yanıma çoktan gelmişti.
''Deniz havası çarptı seni kesin, keşke dışarıda oturmasaydık. Kahveyle olmaz ben bir ağrı kesici bulayım geliyorum'' derken telefonuyla cüzdanını alıp çıktı. İtiraz edemedim çünkü gerçekten çok ağrıyordu bu şekilde akşam gideceğimiz yemekte zehir olurdu.
Yaklaşık on dakika sonra Onur elinde bir eczane poşetiyle gelmişti. Mini bardan bir su alıp yanıma geldi.
''Hadi kalk bakalım önce ağrı kesiciyi içiyorsun'' deyip elime ilacı bırakıp suyun kapağını açıp uzattı. İlacı içip suyu geri verdim. Elindeki poşetle birlikte tekrardan dolabın önüne ilerledi. Temiz bardaklardan birine kalan suyu doldurup poşetten bir şey çıkarıp içine attı. Köpürmesinden ve renginden anladığım kadarıyla vitamindi. Annemde sık sık içirirdi bana.
''Bu vitamini de iç direncin düşmesin'' deyince uzattığı bardağı aldım.
''Sen de iç hadi'' dediğimde gülümsedi.
''Beni de düşünürmüş'' deyip geri bardakların olduğu yere doğru ilerleyip kendisine de bir tane hazırlayıp yanıma geldi.
''Akşamı iptal edebilirim iyi hissetmiyorsan..'' deyince başımı olumsuz anlamda salladım.
''Hayır hayır etme lütfen, ilaç da içtim zaten bence toparlanırım gidene kadar..'' dediğimde başını salladı. Onur'a doğru kayıp başımı omzuna koydum....
''Ece.. güzelim hadi uyan'' Onur'un sesini duyuyordum. Yavaşça açtım gözlerimi.
''Günaydın'' başımda gülümseyerek bekleyen Onur'u görünce gülümsedim.
''Uyuyakalmışım'' dedim fısıldayarak. Susamıştım.
''Evet omzum rahat geldi heralde uyudun hemen.. Neyse başının ağrısı geçti mi?''
''Geçti geçti iyiyim ama çok susadım'' dediğimde Onur başını sallayıp kalkıp dolaptan dolu bir şişe alıp bardağa doldurup bana uzattı. Bu sırada onun çoktan hazırlanmış olduğunu fark ettim. Siyah gömlek siyah kot pantolon giymişti. Suyu alıp içtikten sonra Onur'a döndüm.
''Yemeği kaçırmadık değil mi? Saat kaç?'' dedim telaşla. Güldü.
''Yok yok kaçırmadık ama yarım saat sonra çıksak çok iyi olur tabi'' deyince başımı salladım.
''Tamam hemen hazırlanıyorum'' derken yataktan kalkmıştım.
Normalde farklı şeyler düşünsem de Onur siyah giydiği için siyah ince askılı kısa elbisemi giyecektim. Nedense uyumlu olmak istemiştim. Valizimden elbisemi çıkarıp banyoya ilerledim.
Yaklaşık on beş dakika sonra hazırdım. Saçımın ve makyajımın üzerinden geçmiştim. Ayağıma uzun siyah botlarımı giyip çantamı da aldıktan sonra Onur'a döndüm. Beni izliyordu.
''Hazırım..''
''Farkındayım.. Çok güzel oldun..'' dediğinde gülümseyip başımı eğdim.
''Teşekkür ederim..'' dediğimde kalmış kabanını alıp üzerine geçirmişti.
Otelden çıkmadan Onur Kenan ile kısa bir görüşme yapmıştı. Sonrasında çıkıp on beş yirmi dakika süren bir yolculuktan sonra deniz kenarında taş yola girmiştik. Onur arabayı bir restoranın önünde durdurunca indim.
Arabayı restoran çalışanlarına bıraktıktan sonra yanıma gelip elimi tutmuştu Onur. İçeri girip üst kata çıktık. Köşe masaların birisinde sarışın bir adam ile kumral bir kadın bize el sallayınca Onur gülümseyerek o tarafa ilerledi. Yaklaştıkça ikisinin de bakışlarının benim üzerimde olduğunu görünce gerilmiştim. Neden bu kadar dikkatli bakıyorlardı?
![](https://img.wattpad.com/cover/329024404-288-k943125.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...