''Sizin ne işiniz var burada?'' diyen Yeliz'i duyunca başımı kaldırıp tekrar bakamadım. Zeynep'e döndüm.
''Gidelim mi?'' dedim ama o kadar düşük çıkmıştı ki sesim Zeynep'in duyduğundan emin olamadım.
''Abim nerede?'' derken Zeynep hiç sakin durmuyordu.. İçeriden gelen su sesi ile birlikte duşta birinin olduğunu hepimiz anlamıştık.
''Zeynep boşver gidelim lütfen..'' dedim Yeliz cevap vermeden. Ağlamamak için kendimi sıktığım için bir anda üzerime öyle bir yorgunluk çökmüştü ki..
''Abin mi?'' diyen Yeliz'i duyunca başımı ona çevirdim. Şaşırmış gibi duruyordu.
''Evet abim, nerede?'' diyen Zeynep'e Yeliz tam bir şey söyleyecekken kapının hemen çaprazında bulunan banyo kapısı açılıp belinde havlu ile duştan çıkan Serdar'ı görünce olduğum yere yığılmak üzereydim.. Serdar çıkar çıkmaz bizi karşısında görünce afallamıştı, bakışlarımız buluştuğunda hızlıca arkamı döndüm.
''Biz şu an ne yaşıyoruz? Ben gerçekten anlayamıyorum.. Serdar sen nereden çıktın? Abim nerede Yeliz?'' diyen Zeynep.. O kadar haklısın ki biz şu an ne yaşıyoruz gerçekten..
''Zeynep siz.. Yani ne işiniz var burada?'' diyen Serdar'ı duyunca daha fazla dayanamadım.
''Bakın şu an burada olmamalıyız belli ki, Onur nerede söyleyin biz gidelim yeter'' dedim onlara dönmeden.
''Onur odasındadır yüksek ihtimal bir saat kadar önce geldi..''
''Neresi odası, kaç numara?'' diyen Zeynep'de daha fazla burada durmak istemiyor gibiydi.. Yeliz o kadar utanmış duruyordu ki kendime kızdım.. Ama elimden bir şey gelmiyordu, Onur'un odası diye gelmiştim..Ayrıca Serdar'ı gördüğüme bu kadar mutlu olacağımı bilemezdim..
''6542'' Diyen Serdar'ı duyunca ona cevap bile vermeden asansöre doğru ilerledim.
Zeynep de peşimden geliyordu. Asansöre bindiğimizde Zeynep'e döndüm. Birkaç saniye bakıştıktan sonra kahkahalarla gülmeye başladıktan hemen sonra gözlerimden akan yaşla birlikte gülmeyi yavaşça bırakıp Zeynep'e döndüm.
''Çok gerildim..'' dediğimde Zeynep başını sallamıştı.
''Ben bu ikisini hiçbir arada bile görmedim.. Şu an nasıl şaşkınım bilemezsin..'' dediğinde nefes alıp gözümden akan yaşı silip Zeynep'e döndüm. Bu sırada asansör kapısı açılmış, Zeynep hızlıca çıkmıştı. Hala olduğum yerdeydim.
''Ece hadisene..'' dediğinde kararsız kalsam da asansörden çıktım.
''Bir daha aynı şeyi yaşamaktan korkuyorum..'' dedim Zeynep'e sessizce. Arya burada ise bu kez gerçekten kaldıramazdım. Zeynep'in bana cevap vermeden ilerlemesi beni daha da çok sıkıntıya sokmuştu. Zeynep 6542 numaralı odanın önüne gelince beni beklemeden kapıyı çaldı. Derin bir nefes aldım. Son çıkıştı, eğer Arya burada ise tamamen kapatacaktım Onur defterini. Eğer değilse.. Anlatırdım işte kendimi..
Kapı yavaşça açılırken etraf yine buğulanmaya başlamıştı benim için, kalbimin hızlı ritminden mi bilmem her nefes alışımda yutkunma hissi yaşıyordum..
Kapı açıldığında başımı zeminden kaldırıp karşımda duran Onur'a çevirdim. Bizi görünce kaşları çatıldı. İkimizin arasında gidip geliyordu gözleri. Daha fazla dayanamadım. Onur'u es geçip odanın içine girdim. Onur'un siyah gömleği kenardaki askıda duruyordu. İçki şişesi ile birlikte masanın üzerinde duran tek bardağa baktıktan sonra balkon kısmının kapalı olduğunu gördüm.
''Ece?'' diye kollarını yana doğru açmış bana dönen Onur'a çevirdim bakışlarımı. Arkasındaki duran Zeynep araya girmişti.
''Siz konuşun ben gidiyorum, bir şey olursa haberleşiriz..'' deyip gözden kaybolurken son bir şüphemle valizin olduğu dolaba çevirdim bakışlarımı. Bir tane valiz vardı..
Daha fazla dayanamadım, onun yanında güçlü kalamıyordum. Gözlerimden akan yaşlarla birlikte Onur'a doğru ilerleyip boynuna sarıldım. Çok geçmeden kucaklamıştı beni..
''Onur..'' dedim sessizce. İçimdeki o yanılmışlık hissi beni çok yormuştu. Onur'un Yeliz ile olabileceğini düşünmek bile o kadar berbattı ki..
Onur ayağı ile kapıyı ittirip hafifçe geriye çekilip bana sarılmaya devam ederken parmağıyla çenemden tutup kaldırınca gözlerine baktım.
''Geldin..'' dediğinde başımı salladım.
''İyi misin peki?'' dediğinde tekrar başımı salladım. Gülümsedi.
''Neden ağlıyorsun o zaman?'' derken o kadar güzel gülümsüyordu ki.. Hafifçe geriye çekilip ellerimle gözlerimdeki yaşları sildim ve gülümsedim.
''Ağlamıyorum..'' dedim yutkunurken. Onur birkaç saniye gözlerimin içine bakıp kısa bir an dudaklarıma kaydırdığı bakışlarını tekrar gözlerime çevirip devam etti.
''Kimi arıyordun peki odada?'' dediğinde bakışlarımı kaçırdım.
''Kimi aradığım önemli değil birisini bulmak istemiyorum. Hiçbir zaman..'' dedim tekrar gözlerinin içine bakarken. Gülümsemesi büyümüştü. Omzumdan tutup tekrar beni kendine çekince başımı göğsüne yasladım.
''Hiçbir zaman..'' dediğinde gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim doya doya.
''Biz bir şey gördük..'' dedim geriye çekilmeden. Onur'da kıpırdamıyordu yerinden.
''Ne gördünüz?''
''Yeliz ve Serdar..'' dediğimde derin bir nefes aldı.
''Kötü olmuş..'' dediğinde gerildim. Hafifçe geriye çekilip yüzüne baktım hala ciddi duruyordu.
''Nasıl, hiç kimse mi bilmiyordu?'' dedim tereddütle. Onur başını olumsuz anlamda salladı. Ciddi tavrı kötü bir şey yapmışım hissimi arttırıyordu.
''Hayır, devlet sırrıydı..'' dedikten sonra dudaklarını büzüp hafifçe gülünce gözlerimi kapatıp nefes aldıktan sonra tamamen geriye çekilip yatağın ucuna oturdum. Onur hala gülümsüyordu.
''Onur ne kadar gerildim farkında mısın.. Senin odan diye gittik oraya.. Yeliz üzer-..'' duraksadım. Bu detayı bilmesine gerek yoktu.
''Yeliz kapıyı açınca o an yaşadığım şeyi anlayamazsın gerçekten.. Yeliz'i arkadaşım olarak görmüştüm yani çok.. çok berbat bir histi yaşadığım.. Neden böyle hissettim bilmiyorum ama bir an sen ..'' deyip yanıma gelip oturan Onur'a baktım.
''Bir an ben oradayım sandın..'' deyip başını salladı.
''Hala güvenimiz hiç yok..'' derken nefes alıp başını eğmişti. Hemen itiraz ettim.
''Onur hayır.. Sen beni bugün..'' dedim ama başını o kadar ani şekilde bana çevirip bakmıştı ki.. Devam edemedim.
''Evet, o haysiyetsiz pezevenk tuttu elinden götürdü aynen gördüm..'' derken sinirlendiğini hissetmiştim. Eli boynuna gitmiş, sakin durmaya çalışır gibiydi.
''Onur ben gitmedim.. Sadece oradan uzaklaştım gerçekten.. Arabada yanına bile oturmadım, beni dinlemelisin..'' dediğimde başını olumsuz anlamda salladı.
''Gerek yok, biliyorum.. Sahilde konuşmalarınız senin onu orada bırakıp taksiyle önce Hanzade'ye sonra evime gelmen..'' derken gülümsüyordu. Kaşlarımı çattım. Her şeyden haberi var mıydı?
''Na-Nasıl yani sen biliyordun.. O zaman Zeynep falan da mı biliyordu?'' dedim inanamayarak.
''Hayır hayır.. Onun haberi yoktu aslında bende kendim görmedim. Ben siz alışveriş merkezinden çıktıktan sonra ayrıldım yanınızdan. Ankara'ya yola çıktım. Sonra ben yoldayken peşindeki adamım aradı abi dedi..'' derken hafifçe gülümseyip gözlerime bakıyordu.
''Senin kız bu dallamaya ayarı çekti bindi taksiye gitti.. dedi'' derken sesindeki keyif beni gülümsetmişti.
''Sonra işte ben de buraya geldim, seni bekledim..'' dediğinde gülümsedim.
''Nereden biliyordun ki geleceğimi? Yani neden geleceğimi düşündün?''
''Bilmiyordum, sadece istedim.. Bana gel istedim..'' derken dudaklarıma bakması düşünmemi engelliyordu. Cevap veremiyordum. Yavaşça ona doğru yaklaşıp dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde gözlerimi kapattım. Elini ensemde saç diplerime getirdiğinde farklı bir boyutta gibiydim. Dokunuşu, öpüşü, tutuşu bu adamın her şeyine muhtaçtım...
Dudaklarından hafifçe geriye çekildiğimde alnını alnıma yasladı.
''Ben istiyorum ki.. Benim ol..'' dediğinde gözlerine baktım korkuyla. Şu an benden istediği şeyi anlamakta güçlük çekiyordum. Gözlerine bakmaya devam ederken gülümseyip devam etti.
''Evlenelim..'' dediğinde bir an nefes almayı bıraktım sandım. Anladığım şey bu değildi.. Onur beni her zaman şaşırtıyordu. Gülümsedim.
''Onur.. Dalga geçme benimle, gerçekten zor bir gün geçirdim.. Uyumak istiyorum..'' dedim geriye çekilip koltuğa ilerlerken.
''Dalga geçmiyordum ama beni ciddiye alacak gününde değilsin sanırım..'' derken ayağa kalkmış bana doğru bana bakan Onur'a döndüm oturduğum koltukta ayakkabılarımı çıkartırken.
''Benim valizim nerede?'' dedim gülümserken.
''Ne valizi?'' derken kaşlarını çatmıştı Onur.
''Hani her şeyden haberin varmış ya.. Gelmemi de istiyormuşsun valiz ayarlamışsındır diye düşündüm'' dedim gülümserken. Onur da başını yana doğru sallarken gülümsüyordu.
''Hoş geldin Ece Kutay.. Ben de nerede kaldı acaba diyordum, açsındır da şimdi sen?'' derken kendi valizini açmış bir şey arıyordu.
''Valla açım aslında..'' dedim aklıma tüm gün sadece iki tane minik poğaça yediğim aklıma gelince..Onur gülümsemişti. Ardından elindeki siyah tişörtle bana doğru geldi.
''Bunu giyebilirsin, sana valiz yok maalesef.. Hiç giymesen de olur tercihimdir.. Ben yemek bişey bulayım..'' derken odadan çıkmıştı. Gülümseyerek elimdeki tişörte baktım. Üzerimdekileri çıkarıp tişörtü giyip elimi yüzümü yıkayıp camdan dışarıyı izlerken Onur geri gelmişti. Elinde büyük paket vardı.
''Ne getirdin?'' dedim merakla yanına ilerlerken. Paketi açıp içine bakarken hamburger ve patatesi görünce gülümseyerek Onur'a döndüm.
''Bu saatte nereden buldun demiyorum ama bu kadar hızlı.. Gerçekten süper kahramanımsın sanırım..'' dedim paketleri açıp kenardaki masanın üzerine koyarken.
''İçecek vardı dolapta çıkartayım'' derken gülümseyerek kalkmıştı sandalyeden Onur.
''Zeynep nereye gitti İstanbul'a mı döndü anlamadım?'' dedim Onur'a bakarken.
''Yok, sizden sonra Kenan da yola çıktı geliyormuş zaten. Sabah onunla dönerler, tek gitmesin gece gece. Az önce ona da yemek götürdüm, alt katta'' dediğinde başımı salladım.
''Peki Yeliz ve Serdar? Yani tabiki beni ilgilendirmez ama.. Yani neden onlar burada?'' derken hamburgerimi yemeye çoktan başlamıştım. Onur'da içeceklerle gelip yanıma oturmuştu.
''Yeliz bizim şirkette çalışıyor bunu biliyorsun zaten.. Serdar'da aslında Yeliz burada diye geldi yani onunla sadece Hanzade işinde birlikteyiz''
''Peki sen ne zamandır biliyorsun birlikte olduklarını?'' dedim ona dönerken.
''En başından beri'' derken göz kırpıp gülümsemişti. Yani herkesin hayatında bu kadar öncelikli olması bana tuhaf geliyordu.
''Yeliz ile mi daha yakın arkadaşsın yoksa Serdar ile mi?'' dediğimde güldü.
''Yani her ikisine de eşit mesafedeyim, bu soruda umarım bir kıskançlık yoktur'' Derken yan yan bana bakıyordu.
''Hayır tabiki ama bana tuhaf geliyor açıkçası.. Lale seninle çok yakın, Yeliz mesela bu durumu sadece seninle paylaşmış Arya'dan bahsetmiyorum bile.. Herkesle bu kadar yakın olamazsın'' dedim patatesimi yerken.
''Birincisi Lale benim çocukluk arkadaşım, her anını hatırlamak istediğim anlara şahit o yüzden onun yeri çok ayrı. Yeliz ve Serdar konusu aslında gizli bir konu değil ama yani insanların kendi tercihi paylaşıp paylaşmamak, ben sadece onlarla herkesten çok vakit geçirdiğim için öğrendim.. '' deyip susunca kaşlarımı kaldırıp yüzüne baktım.
''Eee?''
''Ne ee?''
''Arya konusuna neden yorum yapmıyorsun? Ayrıca bugün seni sormuş, yanına gidiyorum diye çıkmış Hanzade'den. Buluştunuz mu sonrasında?''
''Hayır Ece, telefonum kapalıydı zaten.. Aradıysa da bilmiyorum'' dediğinde elimdeki patatesi ağzıma attım sinirle.
''Aramasın'' dediğimde gülüyordu.
''Ne oldu gülüm kıskandın mı?'' deyip yanağımdan makas alınca gülerek ona döndüm.
''Sen hayırdır? Benim memlekettesin ayağını denk al bak..'' dediğimde başını arkaya atıp çok içten bir şekilde güldü.
''Kızım.. bak ben tehlikeliyim diyorum anlamıyor musun..'' dediğinde bakışlarımı kaçırdım.
''Kaçırma bakışlarını..'' derken eliyle çenemden hafifçe tutup kendine doğru çevirmişti. Bana doğru yaklaştığı sırada kapı çalınca yerimde sıçradım. Onur halime gülümsüyordu.
''Kim bu densiz acaba bu saatte, en güzel yerinde..'' deyip ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlemesiyle ben de kapıya bakmaya başlamıştım. Onur kapıyı açtığında Yeliz ile Serdar'ı görünce nedense rahatlamıştım.
''İyi geceler.. Rahatsız ettik kusura bakmayın ama Yeliz biraz kendini kötü hissediyor sizinle konuşmak için geldik'' diyen Serdar 'ı duyunca ben de yerimden kalkıp yavaş adımlarla kapıya ilerledim. Üzerimde sadece bir tişört olduğu için Onur'un arkasından Yeliz'e gülümsedim.
''Ece?'' derken Yeliz'in mahcup ses tonu beni rahatsız etmişti. Onu kötü bir durumda bırakmıştım, kendimi suçlu hissettim..
''Gelsenize biz de bir şeyler yiyorduk..'' dedim gülümserken.
''Madem kimsenin uyumaya niyeti yok.. O zaman aşağıya inip bir şeyler içelim. Uyar mı sizede?'' diyen Onur'a baktıktan sonra bakışlarımı Yeliz ile Serdar'a çevirdim. Serdar başını sallayıp onaylamıştı Onur'u.
''Olur kardeşim''
''Tamam siz inin biz de geliyoruz'' deyip çat diye kapatmıştı kapıyı Onur.
''Ne yapıyorsun? Kapattın hemen, ayıp olacak..'' dedim başımı kaldırıp yüzüne bakarken.
''Olmaz olmaz hadi sen üzerini giyin..''dediğinde belli olmuştu sebebi. Uzatmadan kıyafetlerimi alıp banyoya doğru ilerledim. Onur beni izlerken gülüyordu hala..
''Burada değiştirebilirsin güzelim..'' dediğinde cevap vermeden yüzüne bakıp banyo kapısını kapattım sertçe.
Aşağıya indiğimizde Yeliz ve Serdar lobide oturuyordu. Yanlarına doğru ilerleyip Onur'la birlikte karşılarına oturduk.
''Hoş geldiniz.. Biz kahve söyledik siz ne içiyorsunuz söyleyelim..'' diyen Serdar'ı duyunca Onur bana dönmüştü.
''Ne istersin güzelim?''
''Kahve olur benim için de'' dediğimde elini kaldırıp görevliyi çağırdıktan sonra iki kahve ve birkaç tatlı söyleyince gülümsedim belli etmeden.
''Aslında ben gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum ama Ece gördüklerin için kusura bakma gerçekten, çok utanıyorum..''diyen Yeliz'e dönerken masada uzanıp elini tuttum.
''Saçmalama lütfen.. Benim hatamdı asıl, ben Onur'u Arya ile sanınca o şekilde dayandım kapınıza.. Ben özür dilerim sen neden utanıyorsun..''
''Ee biraz daha detay versene nasıl dayandın mesela kapıya.. Çok mu sinirlendin beni o odada Ar-''
''Onur yeter..'' dedim koluna cimcik atarken.
''Ahh napıyosun kızım.. Kopardın kolumu..'' dediğinde gülmüştük hepimiz.
''Abart istersen.. Hem sana müstehak..''
''Suçluda ben oldum.. Ben ne yapayım kızım kadınlar yanımda olmak istiyor, ben bir şey yapmıyorum..'' derken göz kırpıp kolunu omzuma atınca sinirlenip geriye çekilirken önüme döndüm.
''Yeliz aslında diyorum ki keşke gelmeseymişim.. Hak eden yok çünkü'' Serdar gülümserken Onur'a bakıyordu bir yandan.
''Onur sen ne kadar söylersen söyle buraya geldiğin halini hepimiz gördük.. Ne yaşattıysan artık Ece..'' diyen Yeliz'i duyunca Onur'a döndüm.
''Çok mu üzüldün..'' dedim gülümserken. Ama bir yandan da gerçekleri duymak istiyordum.. Ne hissettiğini artık açık açık söylesin istiyordum.
''Yanıldım sandım..'' dediğinde gözlerine baktım. Devamını getirmemişti. Ben de bir şey söylemedim. Yeliz'e döndüm.
''Ee siz ne zamandır birliktesiniz yani yeni sanırım..'' dedim gülümserken.
''İki yıl olacak bir ay kadar sonra.. Ben daha önce bir evlilik yaptım. Yani biraz deli zamanlardı ani kararlar verip sonrasını düşünmediğimiz zamanlar.. O yüzden şimdi biraz herkesten uzak yaşamak istiyorum Serdar da bana uyum sağlıyor..'' derken Serdar'a dönmüştü. Serdar yanında olduğunu söyler gibi elini tutmuştu. Yeliz'in daha önce evlendiğini tabi ki bilmiyordum.. Bu konu üzerine soru da sormadım belki sonra Yeliz ile tek görüşürsek kendi anlatmak isterse anlatırdı.
Serdar'ın telefonu çalınca oraya dönmüştük hepimiz.
''Bu saatte kim arıyor?'' diyen Yeliz'i duyunca gülümseyip saate bakma gereği hissettim. Masada duran Onur'un telefonuna bir kez tıklayıp saate baktım. 01.43
''Karısı..'' diyen Onur'u duyunca gülümsemem solarken şaşkınlıkla ona döndüm. Ani tepkime şaşırmış olacak ki hemen gülerek bana döndü.
''Şaka yaptım sadece..'' deyince derin bir nefes aldım.
''Böyle konularda şaka yapmamalısın..'' dediğimde Serdar masadayken telefonu açmış konuşmaya başlamıştı.
''Efendim Özgür?'' deyince Onur'da dikkatini Serdar'a vermişti. Serdar telefonu gülümseyerek açmış olsa da mimiklerindeki değişim fark edilir şekildeydi.
''Anlamadım? Kimmiş peki?'' dediğinde Onur kolunu omzumdan çekip oturuşunu toparlayıp masaya dirseklerini dayayıp Serdar'a dönmüştü.
''Problem mi var?'' ses tonu beni ürkütmüştü. Ne oluyordu?
''Tamam Özgür, ben döneceğim sana. Bekleyin bir şey yapmayın'' dedikten sonra bana ve Yeliz'e kısa bir bakış attıktan sonra Onur'a döndü.
''Abi, restoranın kameralarına bi bak istersen..'' deyince Onur derin bir nefes alıp telefonunu eline almıştı. Gözüm telefonunun ekranındaydı.
''Neler oluyor?'' diyerek Serdar'a yaklaşan Yeliz'e bakıp tekrar Onur'a dönmüştü Serdar.
Bu sırada kameraların canlı yayını açan Onur'la birlikte gördüğüm şeyin doğruluğuna emin olmak için Onur'a doğru yaklaşıp telefonun ekranına baktım. Etraf darmadağınıktı, yerlere inmiş masa örtüleri, tabaklar.. Kameranın az ilerisindeki masada oturan Baran'ı görünce ne diyeceğimi şaşırdım. Başımı kaldırıp Onur'a bakamıyordum.. Onur hiçbir şey söylemeden tuş kilidini kapatıp telefonu masaya koymuştu. Nefes alış verişini duyabiliyordum.
''Bizimkilere bir şey yapmış mı?'' derken Serdar'a bakıyordu. Hafifçe başımı kaldırıp Onur'a baktım. Çenesi kaskatı duruyordu.
''Yok, Özgür, Fatih ve Senem varmış zaten kimse yokmuş..Kendi adamlarıyla gelmiş, iki kişi bırakmıştım güvenliğe şimdi hemen toparlıyorum..'' deyip ayağa kalkarken yutkundum. Neyi toparlıyordu..
''Gerek yok, güvenlikten biri Senem'i evine bıraksın. Ara Özgür'ü; söylesin o ite geliyorum..'' derken masadaki cüzdanını telefonunu alıp cebine koyması o kadar ani olmuştu ki..
''Onur nereye?'' dedim onunla birlikte ayağa kalkarken. Serdar veYeliz'de ayağa kalmıştı.
''Abi ben de geleyim, bekle'' diyen Serdar'ı duyunca Onur'un kolunu tuttum.
''Onur nereye diyorum?'' dediğimde yavaşça arkasına döndü gözlerime baktı.
''Onun ilacı ben de verip geleyim..'' deyip bana yaklaşıp saçlarıma bir öpücük koyup geriye dönüp yürümeye başlayınca seslendim.
''Beni burada mı bırakacaksın?'' dediğimde yürümeyi bırakınca yanına ilerledim.
''Sana diyorum.. Beni burada tek başıma mı bırakacaksın?'' dedim önüne geçip yüzüne bakarken.
''Ece.. Güzelim benim sabrımın da bir sınırı var.. Mekan sikimde değil, onun oraya geliş sebebi sensin.. O durmayacak ben biliyorum, senin yanında olmak isteyecek. İçine attığı şeyler ortaya çıktı artık geri adım atmaz. O yüzden şimdi sen burada kal güzelce uyu, Serdar burada Kenan da geliyor zaten yarın kahvaltıya yanındayım söz..'' deyip bana doğru yaklaşıp saçlarıma bir öpücük koyup geri çekilecekken tekrar tuttum kolundan.
''Onur hayır gitmeyeceksin.. O ne kadar adım atarsa atsın bana çıkan yolu yok artık.. Zamanla o da anlayacak, gitmeni istemiyorum.'' Deyip uzanıp sarıldım. Onur kollarını bana sararken kendimi kötü hissediyordum.
''Tamam, gitmeyeceğim..'' dediğinde geriye çekilip yüzüne bakıp gülümsedim. Derin bir nefes alıp telefonunu çıkardı cebinden. Kaşlarımı çattım.
''Bir şey yok, sakin ol. Şimdi siz Yeliz ile tatlınızı yiyin güzelce hemen geliyoruz'' deyip Serdar'a bakıp gözüyle işaret yapınca bir şey demedim. Yeliz ile birlikte masaya tekrar oturdum.
''Ece neler oluyor?'' diyen Yeliz'e döndüm.
''Yeliz gerçekten o kadar uzun bir mesele ki.. Şu an anlatacak ne gücüm ne de hevesim var, sana daha sonra uzun uzun anlatırım'' dedim başımı çevirip Onur'a bakarken. Telefonda biriyle konuşuyordu. Serdar da onu dinliyordu. Onur telefonu kapatıp Serdar'a bir şeyler söyledi o başını sallayıp telefonuna dönünce Onur bize doğru gelmeye başlamıştı. Sinirli duruyordu, göz göze geldik; gülümsedi.
''Ece güzelim hadi artık odaya gidelim istersen, tatlınızı da yememişsiniz.'' Dedikten sonra Yeliz'e döndü.
''Yeliz; Serdar birazdan gelecek, biz çıksak sorun olur mu?''
''Hayır tabi ki, iyi geceler'' derken gülümsüyordu.
''İyi geceler..'' dedim gülümseyip. Onur da Yeliz'e tebessüm edip elimden tutup asansöre doğru ilerleyince bir şey demedim. Ne olduğunu merak ediyordum..
Odaya girdiğimizde Onur'a döndüm.
''Şarj cihazın nerede?'' dedim telefonumun şarjı çoktan bitmişti.
''Valizimde olması lazım..'' dediğinde kalkıp valizin içindeki şarj cihazını bulup bana uzatmıştı. Telefonum şarj olup açıldığı an bildirimler gelmeye başlamıştı. Onur oturduğu koltuktan bana doğru dönüp ters ters bakmaya başlayınca sessize alıp mesajlara baktım. Annem mesaj atmıştı ne yapıyorsunuz diye, mesajı açmadım zaten geç saatte atmıştı sabah arayıp çoktan uyuduğumu söylerdim.
Baran mesaj atmıştı hem de bir çok kez..
''Ece neredesin?''
''Ece kime diyorum?''
''Arkadaşındaymışsın annenle konuştum, neredesin?''
''Derin'de değilmişsin aradım neredesin Ece?''
''O amınakoduğumun oğlunun yanında mısın? NEREDESİN?''
Mesajları okumayı bırakıp derin bir nefes aldım. Baran beni korkutuyordu. Annemi aradığı için bana mesaj atmış olmalıydı annem..
Hazal ve Derin'de aramıştı. Onlara yarın dönecektim. Telefonumu prizin yanındaki sehpaya koyup Onur'un yanına ilerledim. Sadece ona sarılmak istiyordum, sadece birisinin gerçekten yanımda olduğunu bilmek..
''Sen bugün konuşmalarımızı duydun mu?'' dedim Onur'un omzuna başımı koyarken. Sorumla birlikte belimden tutup beni kendine yaslamıştı. Saçlarımı öperken eli omuzumdaydı. O böyle davrandığında kendimi o kadar güçlü hissediyordum ki.. Sanki şu an beni bıraksa sabaha kadar ağlayacak gibiydim..
''Duydum..''
''Seçil haklı mı sence ilgi arsızı mıyım ben?'' dediğimde Onur hafifçe güldü.
''İlgi arsızı olsan bence en başında Baran'a duygularından bahsederdin.. Ben şöyle düşünüyorum eğer Seçil ve sen tam tersi bir durumla karşı karşıya kalsaydınız Seçil Baran'la yakınlığını kullanıp senin onun hayatında olmanı bile umursamadan duygularından bahsederdi.. Sen kendini kötü hissetme o yüzden. Ben biliyorum seni gözyaşın hazırda bekliyordur. .Onlar için değmediğini anlaman için daha neler olması gerekiyor bilmiyorum ama yapma kendine bunu.. Ayrıca herkesin söylediklerini dikkate almamalısın, sadece beni dikkate almalısın..'' dediğinde başımı kaldırıp çoktan dolmuş olan gözlerimle ona baktığımda gülümsedi.
''Yavrum ağlaman için sebep sunmuyorum diye mi hep başkaları için ağlıyorsun..'' dediğinde güldüm. Başımı yukarı kaldırıp gözyaşlarımı geri göndermeye çalışıp başını yastığa koymuş gülümseyerek bana bakan Onur'a döndüm.
''Yanında olmadığım zamanlarda ağlayacak çok şey oluyor..'' dedim gözlerine bakmaya devam ederken. Bana o kadar güzel bakıyordu ki.. İlk gün onu metroda gördüğüm günü hatırladım. Gözlerinde anlam veremediğim bir merak vardı. Sonrasında restoranda karşılaşmamız.. Orada ise beni sanki gördüğüne şaşırmış ve gerçekten orada olup olmadığıma inanmak ister gibi bakıyordu. O kadar geçen günün ve yaşanan şeylerin üzerine şimdiki bakışları hepsinden farklıydı, sevgiyle bakıyordu..
''Yanında olmadığım zamanlarda yaşıyor gibi hissetmiyorum.. O yüzden pek bir hissim yok benim senin de olmasın.. Ha dersen ki her an yanımda ol, işte onu yaparım, olurum'' dediğinde gülümseyerek sarıldım. Gözlerimi kapattığımda hissettiğim tek şey huzurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...