''Ece?'' derken abim bir Onur'a bir bana bakıyordu. Onur bedenini çevirmeden başınını hafifçe arkaya çevirip bana bakınca kafamı kaldırıp gözlerine baktım. O da bu duruma şaşırmış duruyordu.
''Abi?'' dedim abime dönüp.
''Senin ne işin var burada?'' deyince birkaç saniye duraksadım. Ne diyecektim ki? Bu sırada Onur girdi lafa.
''Ege bi-''
''Ben çağırdım evet ben çağırdım yani abim Ece restorantta deyince.. dedim ki abisi burada sen de geleceksin zaten eve onu da getir dedim'' diyen Zeynep'e döndük hepimiz. Onur'la kısa bir bakışma geçmişti aralarında. Onur az daha her şeyi söyleyecekti.. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki.. Zeynep Allahtan durumu toparlayacak bir şeyler söylemişti.
''Sen kütüphanede değil miydin?'' diyen abime döndüm.
''E-evet ama Tolga acıkınca yemek yiyelim dedik.. Okulda her yer kapanmıştı biz de Onur'un mekanına gittik orada karşılaştık''
''Onur'un?'' derken abimin tek kaşı kalkmıştı. Ne diyeyim abi mi diyeyim? Abi dersem Onur burada kalp krizi geçirebilirdi.
''Bey, Onur Bey'in demek istedim'' dedim Onur'a bakmadan.
''Aynen, Zeynep mesaj atınca ben de Ece Hanım'ı getirdim'' diyen Onur'a baktım göz ucuyla. Hanım'ı üzerine basa basa söylemişti.. Abim çok ikna olmuş gibi durmuyordu..
''Sen neden haber verdin ki?'' diyerek Zeynep'e döndü.
''Ben şey, kahve borcum vardı Ece'ye.. Hem biz size geldiğimiz gün konuşmuştuk bize gelecekti bir gün dedim ki neden bugün olmasın'' deyip gülümseyerek abime baktı.
''Bir garipsin Zeynep bugün ama neyse..'' deyip bana döndü abim.
''Sen neden buradasın abi?'' dedim kollarımı göğsümde birleştirip.
''Zeynep'le tus için biraz araştırma yapmamız gerekiyordu o yüzden buluştuk. Hem ne sorguya çeker gibi soruyorsun?'' deyince omuz silktim.Sanki kendisi bize farklı bir şey yapıyordu..
''Ne sorguya çekeceğim Allah Allah'' deyip başımı çevirdim.
''Neyse biz gidelim saatte geç oldu zaten..'' diyen abimi duyunca Onur'a çevirdim bakışlarımı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra eli ensesine gitmişti. Bunu beklemediğinin farkındaydım ve sonucu da istediği gibi olmamıştı.. Tabi ki onunla kalamayacak ve abimle eve dönecektim maalesef..
Zeynep'te durumu anlamış gibi bir bana bir Onur'a bakıyordu.
''Ege ama kahve içecektik..'' deyince abim bana döndü. Gülümsedim. Kalmak istediğimi anlardı.
''Tamam kahve içip gidelim o zaman..'' deyince gülümseyerek içeri geçtim. Onur da peşimden geliyordu. İçeri geçtiğimizde bilgisayarda gerçekten sınavla alakalı bir sayfa açıktı. Yemek paketlerini kenarda görünce birlikte yemek yediklerini anlamıştım. Geçip koltuğa otururken çantamı kenara koydum. Onur da geçip tam karşımdaki tekli koltuğa oturup bir bacağını öbürünün üzerine atıp arkasına yaslanmıştı. Abim burada diye bakamıyordum bile ama buna rağmen gözümü ondan ayırmak istemiyordum.
''Ben kahveleri yapayım o zaman, sütlü mü sütsüz mü?'' deyip gülümseyerek abimle bana dönen Zeynep'e döndüm.
''Sütlü'' dedim gülümserken. Abimde sütlü istemişti. Onur ise sütsüz istemişti.
''Ben sana yardım edeyim..'' deyip ayağa kalkıp ben de Zeynep'le birlikte mutfağa ilerledim. Mutfaga girdiğimizde içeriyi kontrol edip Zeynep'e döndüm.
''Zeynep çok teşekkür ederim.. Gerçekten bu kaç oldu arkamızı topluyorsun.. Çok mahcup oluyorum'' derken ellerimle yüzümü kapattım.
''Bebeğim olur mu öyle şey.. Abim gelmeyeceğim deyince ben de çağırdım Ege'yi ne bileyim geleceğinizi'' derken gülüyordu.
''Zaten bir anda gelişti..'' dedim fısıldar gibi. Zeynep bıyık altından gülüyordu.
''Ege şüphelenmedi bence merak etme sen, iyi toparladık'' deyip elini koluma koyunca gülümsedim.
''Umarım..'' dedim raftan bardak çıkartırken.
''Sen de öğrenmişsin he burayı..'' derken gülüyordu Zeynep. O sırada yerini sormadan bardakları çıkarttığımı fark edince utandım.
''Ben şey..''
''Şaka yapıyorum lütfen, abimi böyle görmek beni o kadar mutlu ediyor ki.. O artık mutlu olmayı hak ediyor Ece.. Sana da çok değer veriyor bunun farkındasındır zaten o yüzden demem o ki utanma benden görümcen sayılırım'' deyip dilini çıkarınca gerçekten kahkaha attım. Onur ile bu kadar ilerisini konuşmamıştık ama Zeynep'in bu samimi konuşması nedense hoşuma gitmişti. Görümce. Bana ne kadar uzak bir kelimeydi oysaki.. Ama yine de hayal edince gülümsedim.
''Neye gülüyorsunuz?'' derken kapıya yaslanmış Onur'u duyunca arkamı döndüm hemen.
''Hiç'' dedim Zeynep'e göz ucuyla bakarken. Bu sırada iki tane kahve hazır olmuştu. Zeynep eline kahveleri alıp bizi gülümsedi.
''Siz kendiniz alır gelirsiniz kahvelerinizi ben Ege ile iki dakika bir şey konuşacaktım..'' deyip imalı imalı güldükten sonra çıktı mutfaktan. Onun çıkmasıyla Onur bana doğru yürümeye başlamıştı. Bedenlerimiz dip dibe gelince kollarının arasına aldı beni birden. Elleriyle hem saçlarımı seviyor hem de öpüyordu.
''Keşke dinleseydim seni.. Gelmeseydik hiç.. Uyuyamayacağım seninle, doya doya kokluyorum o yüzden'' derken bir iç çekti.
''Onur..'' dedim yavaşça. Kalbinin sesi kulağımın dibindeydi.. Ona sarılınca bugün neden hiç sarılmadığımı düşündüm.
''Efendim güzelim..'' dediğinde hafifçe geriye çekilip gözlerine baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. Birazdan kahvelerimizi içip gideceğimizi düşününce bir anlık gelen istekle uzanıp yanağına bir öpücük kondurdum. Geriye çekildiğimde hala gülümsüyordu.
''Ece.. Güzelim sen beni böyle öpersen ben içeri giderim abine her şeyi paşa paşa anlatırım seni de bırakmam evine falan gidemezsin.. Ben bunu yapayım izin ver ne olursun..'' dediğinde gülerek gözlerimi büyüttüm.
''Onur sakın! Saçmalama.. Lütfen hadi bugün böyle olması gerekiyormuş ne yapalım.. Belki başka bir gün giderim kütüphaneye..'' dedim başımı eğip yere bakarken. Onur hafif sesli bir biçimde gülmüştü.
''Sen de üzüldün yani bugün burada kalamadığına? Doğru mu anladım?'' dediğinde yüzüne bakmadan arkamı dönüp kahve bardağımı alıp konuştum.
''Ben içeri geçiyorum sen de gel hadi'' deyip kapıya doğru ilerledim.
''Kaç bakalım minik kedi, kaç..'' derken sesindeki heyecan beni gülümsetmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Ficção Adolescenteİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...