Masadan kalkmıştı çoktan. Bana cevap vermeden sadece gözlerime bakıp arkasını dönüp çıktı. Arya da peşinden kalkıp gitti.
''Siz Ece kızım ile oturun benim birkaç telefon görüşmesi yapmam gerekiyor, çalışma odasındayım'' deyip bana gülümserken kalkıp merdivenlerden yukarıya çıkmıştı Saygın amca. Yasemin abla da onu onaylayıp bana döndü.
''Onur yurt dışında olacak bir hafta kadar, Arya'nın onunla gideceğini biz de bugün öğrendik..'' deyince başımı kaldırıp gözlerine baktım.
''Neden gidiyor peki?''
''İş konusunda bazı değişiklikler olmuş, Onur yurt dışından döndükten sonra bir süre burada olmayacakmış bana anlatmıyor zaten.. Babasından öğrendim'' derken gözleri dolmuştu. Uzanıp elinin üzerine elimi koydum.
''Üzülmeyin, zor bir dönemden geçiyor gibi duruyor..'' dediğimde başını olumsuz anlamda salladı.
''Çok daha zor dönemlerden geçti, şu anki hali çok başka, büyük kararlar alıyor pişman olmasından korkuyorum..'' dediğinde içime bir sıkıntı çöktü. Zaten Arya ile gidip beni burada bırakmasını henüz hazmedememişken bir de annesi böyle söyleyince hepten kötü hissetmiştim.
''Umarım pişman olmaz..'' dedim iç çekerken.
''Seninle neden bozuldu arası?'' dediğinde bakışlarımı Yasemin ablaya çevirdim. Ne diyecektim ki?
''Benden çekinmene gerek yok.. Ben onun seninle mutlu olduğunu biliyorum ve şu an bir sorun olduğu çok belli zaten''
''Bilmiyorum Yasemin abla, ben.. Nilüfer'in gölgesinden çıkabileceğimi sanmıyorum.. O yüzden Onur ile konuşmayı kestim. Bugün de Saygın amca istedi diye zorla gelmiş belli ki.. Arya gelince gitti zaten hemen'' dedim başımı çevirip yere bakarken.
''Nilüfer'i anlattı demek sana..'' derken o da bir yere dalmış üzgün gibi duruyordu. Bakışlarımı ona çevirdim.
''Aslında tam olarak anlatmadı.. Ama ben yaşananlardan anladım, ben ona benziyorum bu yüzden benim yanımda oldu ama kalbi onunla birlikte bunu görebiliyorum..'' dediğimde Yasemin abla buruk bir tebessümle bana döndü. Başını olumsuz anlamda sallarken elini elimin üzerine koydu.
''Onu dinle.. O kendini anlatamaz, sen onu duy..Yanında ol..'' Kafam karışmıştı, Yasemin abla ile her şeyi açık açık konuşmak istiyordum. Saygın amca mutfağa girince ona döndüm.
''Hadi çay kahve bir şey yok mu? Oturmuş kalmışsınız burada'' derken gülümsüyordu.
''Var hayatım, kızlara söyleyeyim siz geçin içeriye geliyorum'' deyince ayağa kalktım.
Bir bardak çay içip Yasemin ablanın tatlısından yedikten sonra müsaade isteyip kalktım. Saygın amca beni bırakmaları için çoktan şoförüne söylemişti belli ki kapıda bekliyordu. İyi akşamlar deyip vedalaştıktan sonra arabaya geçtim. Çok anlamsız bitmişti akşam. Onur'un beni getirip sonrasında yalnız bırakması gücüme gitmişti. Telefonumu çıkarıp Onur'u aradım. Ne diyeceğimi de tam bilmiyordum ama sadece konuşmak istiyordum. Tam kapanacağını düşündüğüm sırada telefonu açtı.
''Evet?'' nefes aldım.
''Efendim diyecektin sanırım'' sinirlenmiştim.
'' Buyrun Ece Hanım ne vardı?''
''Müsait değilsin sanırım''
''Bunu mu sormak için aradın?'' pişman etmişti.
''Onur senin derdin ne? Neden böyle yapıyorsun?'' dedim daha fazla dayanamayıp.
''Ne yapıyorum ki?'' derken arkadan Arya'nın sesi geliyordu. Hala birlikteler miydi Allah aşkına.
''Bir şey yok sen işine bak'' deyip telefonu suratına kapattım. İçim soğumuyordu. Camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Geri de aramamıştı. Sinir ediyordu beni. Bu saate kadar neden birlikteydi ki onunla?Arabada içim içimi yiyordu ama tekrar geri arayamazdım. Telefonum çalınca heyecanla baktım ama Derin arıyordu.
''Efendim?''
''Ece napıyosun?''
''Arabadayım eve gidiyorum, sen?''
''Daha geçmediniz mi siz eve? Evdeyim ben de''
''Sizden ayrıldıktan sonra Onur geldi metroda yanıma, sonra babasıgilin evine götürdü yemeğe. İş için tabi, tuhaf tuhaf davrandı sonra da Arya geldi biz yemekteyken. Ufak bir atışma yaşadık gittiler sonra onlar ben de eve dönüyorum şimdi'' dedim bir çırpıda.
''Nasıl ya? Anlamadım ben, sen evde kaldın onlar gitti mi?''
''Aynen öyle, sonra da ben dayanamadım aradım..'' derin bir nefes aldım.
''Ee ne dedi onunla mısın şimdi?''
''Hayır tabiki Derin, nasıl konuşayım onunla olsam.. Saygın amca bıraktırıyor şimdi aradığımda da ne oldu ne var der gibi konuştu ben de kapattım telefonu. Bitti yani daha da aramam'' dedim sinirle.
''Gerçekten anlayamıyorum, ne diyeyim ki.. Madem böyle yapacaktı neden götürdü seni yemeğe anlamadım ki ben''
''Babasının ısrarı bence, Onur zaten yurt dışına çıkacakmış bir süre hem de Arya ile birlikte''
''Neden, sebep neymiş?
''Tam konuşamadık annesi anlatacaktı ama fırsat olmadı. İşle alakalı bir şeyler sanırım. Yurt dışından döndükten sonra da burada olmayacakmış.. Annesine dedim Nilüfer'i aşabilecek gibi değil dedim biraz farklı konuştu benimle.. Sanki bir şeyleri anlatmak ister gibiydi ama babası geldi yanımıza sustu.. Onu dinle dedi Onur için anlatsa dinleyeceğim de adam yüz yüze bile doğru düzgün konuşmuyor ki.. Öyle bir değişti ki Derin.. İlk zamanlarda gözümün içine bakıyordu ya..'' derken gözlerim dolmuştu. Eski Onur'u özlüyordum.
''Ece sen aradığına ettiğine göre bağlanmışsın ona..''
''Maalesef farkındayım.. Ne yapacağımı da bilmiyorum. Belki de Saygın amcanın teklifini kabul edip iki ay uzaklaşmak en doğrusu olacak..''
''Yani sen bilirsin.. Son olanlar artık gerçekten içinden çıkılır gibi değil Baran aradı beni de seni sordu..''
''Sen ne dedin?'' Garip hissetmiştim. Artık onunla iletişim bile geçmek istemiyordum. Annesinin sürekli annemi arayıp imalı konuşmaları çok rahatsız etmeye başlamıştı.
''Bugün görüştüğümüzü ama sonrasında konuşmadığımızı söyledim. Eve geçtin diye düşünüyor ama seni arayacak belli'' derin bir iç çektim.
''Gerçekten bunaldım, ben hiçbir şey yapmasam bile bir şeyler oluyor. Neyse konuşuruz olur mu sonra eve gelmek üzereyim''
''Tamam canım sıkma canını, öptüm çok''
''Bende'' telefonu kapattıktan birkaç dakika sonra eve gelmiştim. Annem salonda bilgisayarda bir şeye bakıyordu.
''Anne?'' dedim geçip koltuğa otururken.
''Kızım hoş geldin, abin de seni arayacaktı alayım mı diye..''
''Nerede? Odasında mı?'' Bilgisayarı yanındaki sehpaya koyup bana döndü.
''Yok, Esenay'ın yanındaymış daha gelmedi'' derken bana bakıyordu.
''Ee siz ne yaptınız?''deyince derin bir nefes aldım.
''Yemek yedik, işten bahsetti tekrar Saygın amca yine öyle sonrada ben eve geçeyim deyince eve bıraktırdı''
''Onur yok muydu?'' derken detay öğrenmek istiyordu annem belli ki..
''Vardı.. O götürdü zaten beni oraya ama sonra kız arkadaşı geldi onunla gittiler'' dedim tek nefeste. Annem şaşırmış gibiydi.
''Kız arkadaşı mı?'' başımı salladım.
''Arya, çok yakınlar bildiğim kadarıyla sürekli yanında zaten yurt dışına gideceklermiş birlikte iş için bir süre..'' annem başını salladı anladığını belirtir şekilde.
''Sen ne yapacaksın peki bu iş konusunu?''
''Yani bu kadar ısrarın Onur yüzünden olduğunu düşünüyordum ben anne açıkçası.. Ama artık onunla aynı yerde bulunmamız bile çok zor gibi duruyor. Saygın amca bugünki davetini yapmasa konuyu kapatacaktım ama bugün kendisi çağırdı belli ki'' deyip anneme çevirdim bakışlarımı.
''Gitmek istiyorum..'' annem bunu beklemiyor gibiydi. Derin bir iç çekti.
''Yani evet olabilir, zaten iki ay sonrasında buraya döneceksin. Anneannen deden de orada zaten. Sen nasıl istersen..'' deyince uzanıp sarıldım.
''Seni seviyorum annem benim..'' Saçlarımı öpüyordu. Kapı çalınca yavaşça doğrulup anneme döndüm.
''Babandır, Asım amcanla birlikteydi'' deyince kalkıp annemle kapıya doğru ilerledim. Annem kapıyı açınca karşımda Baran'ı görünce öylece kaldım.
''Baran hoş geldin oğlum''
''Hoş bulduk Nilgün teyze, rahatsız ettim bu saatte kusura bakmayın..'' deyip bana dönmüştü.
''Ece biraz konuşabilir miyiz?'' annem de bana dönmüştü.
''Ben içeri geçeyim..'' derken bana bakışını atıp içeriye geçti.
''Evet seni dinliyorum..'' dedim Baran'a dönüp.
''Gel arabada konuşalım..'' deyince eve davet etmek istemediğimi fark ettim. Başımı sallayıp ayağıma ayakkabılarımı giyip peşinden arabaya ilerledim. Koltuğa oturup Baran'a döndüm, arabayı çalıştırdığını fark edince atıldım.
''Baran nereye? Burada konuşalım, annem de merak eder zaten haber vermedim'' beni duymuyor gibiydi.
''Baban bizdeydi, biliyor seni almaya geleceğimi.. Zaten uzağa gitmiyoruz, sahil yoluna geçeceğim'' derin bir nefes aldım.
''Baran ne gerek var lütfen döner misin?'' dediğimde bana döndü aniden.
''Ece, yanımdan ayrılmak istemezdin eskiden şimdi yarım saat benimle aynı yerde bulunamıyor musun? Nedir bu telaşın?'' bakışlarındaki sertlik beni tedirgin etmişti.
''Baran kendin söylüyorsun ; eskiden! '' durup nefes alıp devam ettim.
''Şu halimizi görmüyor musun.. Lütfen şu an bizim konuşacak bir şeylerimiz bile yok aslında.. Sen Seçil ile sorunlarını hallettin mi? Bence hayır.'' Deyip önüme döndüm.
''Sorun Seçil mi senin için? Bir şey mi söyledi sana? Ben konuşmuyorum ki artık onunla?'' dediğinde gözlerim şaşkınlıktan kocaman açılmıştı.
''Baran sen iyi misin? Benim için Seçil neden sorun olsun? Onun sorun olabileceği bir durumumuz yok zaten sen farkında mısın? Lütfen bir an önce kendine gel ve kendi hayatını düzeltmeye çalış!''
''Ece! Ne hayatı! Neyi düzelteceğim ben istemiyorum. Benimle arana koyduğun şu mesafeyi kaldırır mısın artık canım sıkılmaya başladı!'' sinirlenmeye başlamıştım.
''Baran! Ben mesafeyi çok uzun süre önce koydum sen fark etmedin! Artık bunları konuşmak için çok geç kaldık, hiçbirimiz eskisi gibi değiliz sen öğrendiklerinin etkisinden çıkamıyorsun farkındayım ama artık o düşündüğün kişi değilim! Hislerim de aynı değil sana anlatmaya çalışıyorum anlamıyorsun.. Seninle konuşmak istesem ararım, görmek istesem gelirim..''
''Neden o zaman gelmedin o zaman Ece! Madem konuşmak istediğinde ararsın, görmek istediğinde gelirsin neden gelmedin? Gelmediğin için bu halde değil miyiz biz?!'' deyince sessiz kaldım. Doğru söylüyordu ama yaşadıklarım da değiştirmişti beni. Eskisi gibi düşünmüyordum ki..
''Baran.. Bilmiyorum şu an sana ne demem gerektiğini de bilmiyorum ama anla beni, senin düşündüğün gibi artık biz diye bir şey olmaz çok üzgünüm.. '' Baran derin bir nefes alıp arabayı bir anda sağa çekip bana döndü. Hafifçe geriye doğru çekildim.
''Ece! Böyle hissetmiyorsun biliyorum! Düzelteceğim her şeyi ben eski-'' arkamdaki cama birisi iki kere tıklatınca yerimde zıpladım. Baran'ın bakışları arkama dönerken ben de hızlıca arkama döndüm. Camdan dışarıya bakınca elini arabaya dayamış olan Onur'u görünce öylece kaldım. Eliyle camı indir işareti yapıyordu. Bakışlarımı hızlıca Baran'a çevirdim. Arabayı çalıştırıyordu, gidecekti!
''Baran! Dur saçmalama!'' dedim kapıyı açmaya çalışırken. Baran derin derin nefes alıyordu. Anahtarı bırakıp bana döndü.
''Sorun ne Seçil ne de başka bir şey değil mi Ece! Sorunun ta kendisi şu orosbu çocuğu! Bu hayatımıza girdiğinden beri her şey yerle bir oldu! Söyle onu mu seviyorsun?'' dediğinde yutkundum.
''Baran..'' dedim fısıltıyla. Kenan arabanının yanına Onur'un arabasını park etmiş çıkmasını engellemişti. Onur hala camın önünde gözlerini kısmış bana bakıyordu.
''Lütfen aç kapıyı..'' dedim aynı ses tonumla. Baran iki elinin arasına almıştı yüzünü. İyi durmuyordu.. Gözlerim dolmuştu, inmek istiyordum.
Baran birkaç dakika sonra arabanın kilidini açınca Onur benden önce açtı kapıyı. Hızlıca çıkıp ona sarıldım.
''Burdayım..'' diye kulağıma fısıldayınca gözlerimde biriken yaşlar bıraktı kendini. Elimden tutup arabaya doğru ilerlerken başımı çevirip Baran'a baktım. Bize bakıyordu.. Yüzünde hiçbir ifade yoktu.. Baran artık beni korkutuyordu..
''Dön önüne'' diyen Onur'u duyunca başımı çevirdim ona doğru.
''Sen nereden çıktın?'' dedim arabaya binerken. Kenan kullanıyordu arabayı ikimizde arkaya oturmuştuk.
''Neden arabasına bindin sen bunun?'' demişti benim sorumu duymazdan gelip.
''Konuşmak istedi'' dedim bakışlarımı çekmeden.
''İstemeyecek'' dediğinde derin bir nefes alıp camdan dışarıya çevirdim bakışlarımı.
''Sen nereden çıktın dedim, gitmemiş miydin sen?'' dedim tekrardan Onur'a dönerken.
''Ne meraklıymışsın sen de gitmeme..'' derken gözümün içine bakıyordu. Yutkundum.
''Ne alakası var.. Çarpıtıyorsun konuyu'' cebinden bir şey çıkarmaya çalışıyordu. Eline gelen anahtarı bana uzatınca kaşlarımı çattım.
''Bu ne?''
''Evinin anahtarını unutmuşsun, babam vermeyi unutmuş daha doğrusu'' deyince şaşırmıştım.
''Bu benim anahtarım değil ki?'' dedim elime alıp bakarken.
''Senin, Ankara'daki evin..'' dediğinde başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gitmeye karar vermiş olsam da henüz söylememiştim ki.
''Gideceğimi düşündüren ne sana? Daha ben söylemedim ki bir şey..'' dediğimde gülümsedi.
''Seni tanıdım Ece.. Gitmek istiyorsun biliyorum, uzaklaşmak iyi gelecek sana ; git'' dediğinde cevap vermedim. Başımı çevirip camdan dışarıya baktım. Git demişti. Zaten kendisi de gidecekti. Evin önüne gelene kadar başka hiçbir şey söylemedim. Kenan evin önünde arabayı park edince Onur'a dönüp bakmadan kapıyı açıp inmeye yeltendim. Onur kolumdan tutmuştu. Kolumu çekmeden başımı çevirdim. Yüzüne baktım.
''Bu gece gidiyorum, kendine dikkat et..'' yutkundum. Gitmesin istiyordum, şu an bu arabadan inmekte istemiyordum.. Derin bir nefes alıp gözlerine baktım. Uzanıp sarılmak istiyordum. Yapamadım.
''Sen de dikkat et..'' deyip arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...