''Ece ne oluyor Allah aşkına kim o adam?'' Baran konuşurken Seçil'in yanına ulaşmıştık.
''Önemli değil'' deyip ilerleyip bir masaya oturdum. Baran üstelememişti. Siparişlerimizi verip sıradan şeylerden konuşmaya başladık. O sırada Derin'e mesaj attım. Artık onların yanında durmayı kaldıramıyordum. Derin kırk beş dakika sonra yanımıza gelmişti. O sırada kendime bir waffle söyledim. O kadar mutsuzdum ki tatlı yiyip kendime gelmeye çalışacaktım. Yoksa kafamı yastığa gömüp ağlamama ramak kalmıştı . Çok geçmeden waffle gelmişti. Tabağın kenarında çikolata ile 'Demek Ece' yazısını görünce şaşırdım. Ne demek Ece? Ne alaka der gibi etrafıma baktım. Getiren garson çoktan içeriye girmişti. Sinirle nefes alıp umursamayarak wafflımı yemeye başladım. Ama yazıyı yanımda oturan Derin fark etmişti. Gözüyle işaret edince bilmiyorum diyip omzumu silktim. O sırada Seçil'in telefonu çalınca oraya odaklandım. Gülümseyerek telefona bakıyordu. Baran'a döndü.''Sevinç teyze.'' Yediğim waffle boğazımda kaldı. Baran'ın annesi neden Seçil'i arıyordu? Ne oluyordu Allah aşkına? Derin'e döndüm. O da en az benim kadar şaşkındı. Baran Seçil'in elinden telefonu alıp açtı.
''Anne?'' Sevinç teyzenin bir şeyler söylemesini bekleyip ardından ceplerini kontrol edip devam etti.
''Arabada unutmuşum sanırım anne, iyiyim merak etme.'' Gülümseyerek kapattı telefonu.
Açıklama bekler gibi baktığımız için Derin ve bana döndü.
''Beni aramış ulaşamyınca merak etmiş bir şey yok.'' Ben konuşamadan Derin atıldı.
''Seçil sen tanışıyor musun Sevinç teyze ile?'' Seçil şaşırmış gibiydi. Önce Baran'a döndü sonra bize.
''Evet tanıştık.''Gülümseyerek samimi konuşuyordu.
''Bu kadar mı?'' dedim dayanamayıp. Boğazım düğümlenmiş başka bir şey diyemiyordum.
''Evet..'' dedi Seçil. Sinirlenmekle üzülmek arasında bir yerde kaybolmuştum ben. Ne hissettiğimi de anlayamıyordum.''Baran?'' dedi Derin ona dönerek. Seçil'in bu kadar yakın olmadığını en azından Baran'ın ailesini bu kadar yakından tanımadığını biliyorduk. Resmen aptal yerine koyuyorlardı. Onların öpüştüklerini gördüğüm gün Baran'ın evinden çıkmışlardı demek ki. Aptaldım ben aptal.
''Efendim Derin?'' Derin konuşmadan açıklamayacak mısın der gibi baktı. Baran sesli bir nefes verip konuşmaya başladı.
''Ben aslında sizinle uzun süredir konuşmak istiyorum. Fırsat olmadı.. Biz..'' kulağımda sanki şimşekler patlıyor bir uğultunun içinde kalmıştım. Dolu dolu olan gözlerimi fark edilmemek için yere eğip masadaki süslü büyük su bardağımı elime aldım. Koca bir yudum su içtim. Her şeyin üzerine bu yaptığım en iyisiydi.
''Biz Seçil ile 1,5 yıldır birlikteyiz. Birkaç ay öncede annem ile tanıştı Seçil. Çok sevdiler birbirlerini.''
bende ipler kopmuştu. 1,5 yıl. Bir buçuk yıl. Bir buçuk. YIL!
Nefes alamadım keşke dedim, keşke şu an şurda yer yarılsa da içine girsem. Konuşmayı geçtim nefes de alamıyordum. Ben tanıştırmıştım onları. Sevdiğim adamı bir hediye paketi yapıp Seçil'in kucağına koymadığım kalmıştı.
''Ne demek 1,5 yıl Baran? Biz senin neyiniz? Bizden neden sakladınız ki?'' Derin sinirle konuşuyordu. Elimi bacağına koyup lütfen yapma der gibi baktım. İstemiyordum hiçbir şey duymak, bilmek istemiyordum..
''o ne demek Derin? Emin olmadan söylemek istemedik. Arkadaşlığımız zarar görmesin diye.'' Ağlamaklı haldeyken gülümsedim. Arkadaşlığımız. Zarar görmemesi ha? Arkadaşlık mı kalmıştı Allah aşkına?
''Madem öyle düğün davetiyesi yollasaydın keşke Baran! Emin olurdunuz hem.'' Seçil çok şaşkın bir şekilde Derin'e bakıyordu.
''Derin yeter! Saçmalıyorsun. Ne kadar büyüttün? Açıkladık işte.'' Derin durmadı.
''Peki sen Seçil? Üçümüz konuşurken erkeklerden bahsederken nasıl bahsettin beğendiğin kişilerden madem sevgilin varmış?'' Derin sanki Seçil'e taa ilk zamanlardan beri kinli gibi bakıyordu. Sanki ben biliyordum böle olacağını der gibi bakıyordu.
''Derin! Haddini aşıyorsun artık!'' Baran çok hiddetle bağırmıştı Derin'e. Ağlıyordum artık. Derin hak etmiyordu. Benim için yaptığını biliyordum. Seçil hiç beklemediğim bir cümle kurdu.''Söylemek istemediğimiz için o şekilde davrandım Derin. Ama çok büyütüyorsun açıkladık işte bizce doğru zaman bugündü ve söyledik. Seni tanımasam Baran'dan hoşlanıyorsun sanırım!'' Baran Derin ve ben yok artık der gibi Seçil'e baktım. Asıl haddini aşan Seçil'di. Ya da bendim. Sonuçta ben aşıktım Baran'a.
''Seçil yapma'' dedim kısık sesimle.
''Neyi yapmayayım Ece?Derin'in bu tepkisi kime? Sen neden tepki vermedin o verdi? Yanlış olan bir şey yok ortada sonuç olarak?'' gitmeliydik. Derin ve ben gitmeliydik.
''Sen çok kötü birisin. Bizi asla tanımıyorsun bu zamana kadar da tanıyamamışsın.'' Derin Seçil'e hayal kırıklığı ile bakıyordu.
Seçil ağlamaklı gözleriyle önce bize sonra Baran'a döndü.
Artık bir şey yapmalıydım. Hızlıca ayağa kalktım.
''Sizin adınıza çok sevindik sadece olayın şoku ile böyle oldu. Değil mi Derin?'' Derin sinirle bana döndü.
''Hayır değil Ece! Arkadaşız diye geziyoruz bir de! Kandırmışsınız bizi resmen! Baran sen de gerçekten körsün! ''
''Derin!'' dedim kolundan tutarak.
''Hadi gidelim lütfen ne olursun..'' Baran da ayağa kalktı. Baran üstelerse Derin her şeyi anlatırdı.
''Bir dakika bir dakika sen ne demek istedin Derin? Açıklayacaksın!'' Derin'i bırakıp Baran'a döndüm.
''Baran lütfen uzatma çok kırıldık bize bu kadar geç söylediğiniz için ondan saçmalıyor. Gerçekten biz gidelim konuşuruz.'' Baran durmuyordu. Her zaman susan üstelemeyen çocuğun merakı kabarmıştı.
''Derin dedim!''
''Ne var ne? Kör değil misin? Sana değer verenleri kendinden çok sevenleri görmüyorsun bir de gelmiş bir buçuk yıldır bizi kandırdığınız yetmemiş gibi azalıyorsunuz!''
''Baran ne demek istiyor Derin?'' diyen Seçil ile birlikte delirmek üzereydim. Allahtan Derin Seçil'e iğrenerek bakıp çantasını alıp çıkışa doğru yürümeye başladı.
''Derin bekle!'' Çantamı almama kalmadan Baran Derin'in peşinden gidince Baran'ın önüne geçip onu tuttum.
''Baran yeter üstüne gitme.'' Baran'ın beni gördüğü yoktu. Her zamanki gibi..
''Ece bırak!'' deyip kolumdan itince dengemi sağlayamadım. Masanın kenarına başımı çarpıp yere kapaklandım.''Ece!'' bir çok ağızdan gelen sesle birlikte gözlerim kapanmadan önce onun simsiyah gözlerini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...