DİLEK

2.4K 97 20
                                        




Aşağı kapının kapanma sesini duyunca hızlıca odamdan çıkıp aşağı indim. Annemle babadan gelmişti.
''Anne, baba hoş geldiniz'' üzerlerindeki ceketlerini çıkartırken gülümseyerek bana döndüler.
''Hoş bulduk kızım''
''Abim geç mi gelecek?''
''Biraz geç kalacakmış Esenay ile buluştular'' diyen anneme başımı salladım anladım der gibi. Babam bana dönmüştü.
''Kızım seninle bir şey konuşacağız gel'' dediğinde babamın arkasından ilerledim annem ile birlikte.
Salona geçtiğimizde bir anneme bir babama bakıyordum. Bildiğimi belli etmeden tepki vermem gerekiyordu.
''Evet baba seni dinliyorum önemli bir şey mi oldu?''
''Kızım bizim annen ile daha önceden başvurduğumuz bir konferans vardı. İlk başvurumuzda kabul görmemiştik ancak şimdi kabul gördük ve hatta abinin de doktor olduğunu öğrendiklerinde onu da misafir etmek istediler. Bu yüzden biz yarın akşam Polonya'ya gideceğiz üç günlüğüne'' dediğinde gülümseyerek babama döndüm.
''Baba bu harika bir haber! Sizin adınıza çok sevindim, ben de Derinler'de kalırım o halde'' dedim gülümseyerek.
''Yani evet orada kalabilirsin eğer istemezsen kalmayı dayın birkaç gün senle kalmak için gelecek'' diyen babamı duyunca telaş yaptım.
''Yo-yok baba Derinler'de kalırım. Çok güzel olur benim içinde'' deyip gülümsedim. Annem hiç konuşmuyor diye düşünürken lafa atıldı.
''Zeynep'te bizimle geliyormuş Ece biliyor musun? Ne büyük tesadüf..'' dediğinde sesindeki imayı umarım yalnızca ben anlamışımdır diye umarak babama döndüm ama bir şey anlamış gibi değildi telefonuyla ilgileniyordu.
''Evet anne tesadüf olmuş..'' dedim başımı öne eğip. Annem yalan söylediğimi anlayacaktı..
''Neyse yine de güzel bir tesadüf. Hadi gel yemeği hazırlayalım sonrasında valizleri halletmem gerekiyor'' deyince başımı sallayıp mutfağa geçtim. İçimden bir ses Antalya'ya gitme diyordu ama gidecektim.

...

Ertesi gün öğlene kadar hala düşünüyordum Onur ile gidip gitmemeyi.Maalesef bir şeylere kolay karar verebilen birisi değildim. Onur da hiç iletişime geçmemişti benimle. Gerçekten isteyerek gelmemi istiyordu bunu biliyordum. Derin'le dün gece konuştuğumuzda Derin içimden geleni yapmamı söylemişti. Onur fark etmesek de hepimizin bir şekilde güvenini kazanmıştı. En yakın arkadaşım bile bu duruma hayır gitme demiyorsa.. diye düşünüp kendimi ikna etmeye çalışıyordum..

Hala yatakta uzanıp düşünürken kapım çalınca kalktım. Abim başını uzatıp müsait misin deyince gülerek gel dedim.
''Biz çıkıyoruz kendine dikkat et tamam mı?'' deyip bana sarılınca gülümseyerek sarıldım.
''İlk kez ayrı kalmıyoruz, kendime bakabilirim aklınız bende kalmasın annemlerde stres olmasın abi lütfen..''
''Tamam tamam biliyorum..'' deyip gülümserken annem odaya girince ona döndük.
''Ege oğlum baban sana biletlerle alakalı bir şey soracakmış aşağıda bekliyor'' deyince abim tamam deyip çıktı odadan. Annem gelip yanıma oturunca ona döndüm.
''Kızım.. Sana güveniyorum tamam mı? Nasıl mutlu olacaksan öyle hisset öyle yaşa ben farkındayım bazı şeylerin.. Hep senin yanındayım'' deyip sarılınca gülümseyerek ben de anneme sarıldım.
''Anne..'' her şeyi açık açık söylemek istesem de yapamadım. Aklı bende kalsın istemiyordum.
''Efendim?'' deyip gözlerime baktığında duraksayıp başımı eğdim. Yapamayacaktım, zaten sana güveniyorum demişti. Mutlu olacağım şeyi yapacaktım.
''Seni çok seviyorum..''derken tekrar sarıldım anneme.

...

Annemlerle vedalaştıktan sonra valizimi hızlı birşekilde hazırladım. Önceden düşünmek için vaktim olmadığı için daha öncedenkombinlediğim kıyafetlerimi almıştım. Antalya buraya göre daha sıcaktı. Onagöre şeyler almıştım.
Üzerime siyah deri pantolonum, dantelli siyah saten askılı bluzumu ve üzerimegri kuşaklı hırkamı giyip saçlarımı tepeden topuz yaptım. Aynada kendimebaktığımda beğenmiştim. Orta boy siyah valizimi de alıp evden çıktım.
Acele etmem gerekiyordu hemen bir taksi çevirdim. Havalimanına geldiğimdehızlıca taksiden inip kapıdan geçtim. İkinci kapıdan da geçtiğimde beklemesalonuna doğru ilerledim. 20 dakika sonra uçağa giriş yapabilecektik. Beklemesalonuna yaklaştıkça acaba Onur orada mı diye insanların arasında gözlerimigezdiriyordum ama yoktu. Belkide yoldadır diye düşünüp geçip boş koltuklardanbirine oturdum. Derin mesaj atmış ne yaptığımı soruyordu. Meraktan öldüğüneemindim. Gülümseyerek valizimin fotoğrafını çekip attım.
''Doğru karar buydu, kraliçem..'' Derin'in mesajı beni gülümsetmişti. Bu sıradauçağa alımın başladığını görünce oturduğum yerde doğrulup tekrardan etrafımagöz attım ve bu tarafa gelen koridora baktım. Onur yoktu. İnsanların uçağagiriş için oluşturdukları sıranın sonu yaklaşıyordu. Biraz daha beklemeye kararverdim. Gelmeyecek miydi? Dayanamayıp telefonumu çıkarıp aradım.Ulaşılamıyordu.
Kötü hissediyordum, gelsin istiyordum.
''Hanımefendi, biletinizi alabilir miyim kapılar kapanacak'' diyerek banagülümseyen görevliyi duyunca son kez koridora baktım. Kimse yoktu. Valizimialıp girişe doğru ilerledim. Onur gelmediyse gitmemin mantığı yoktu ama yayetişemediyse diye düşündüm. Çok hızlı karar vermem gerekiyordu yabinecektim uçağa ya da eve dönecektim. Neden gelmemişti? Ya da nedenyetişememişti ki..

Aklımdan bin türlü soru geçerken biletimle kimliğimi uzatıp işlem yapılmasına izin verdim.
Kimliğimle biletimi geri alıp uçağın içine doğru ilerledim. Kapıda gülümseyerek bekleyen hosteslere gülümseyip içeri geçtim. Hemen girişteki ikinci koltuğa ait bilet elimdeydi. Herkes içeri geçip yerleşince arka kısım ile business arasındaki perdeyi kapattı hostes. Tek başıma bu bölümde oturuyordum. Hala bir umut gelecek diye bekliyordum ama pilot konuşmaya başlayınca ağlamaya başladım. Gelmemişti.
"Günaydın bayanlar baylar ve sevgili çocuklar. Ben pilotunuz Kamer Gençoğlu, ikinci pilot arkadaşım Kadir Dönmez ve kabin görevlisi arkadaşımız Cem Bayraktar ile birlikte uçuşumuzu gerçekleştireceğiz. Tk 301 sefer sayılı uçağımıza hoş geldiniz. Yaklaşık 10 dakika içinde kalkışımız gerçekleşecek. Herkese iyi uçuşlar diliyorum. Bir de aramızda bulunan Sevgili Ece hanımefendinin doğum gününü kutluyorum, herkese sevgiler..''

Pilotun konuşmasının sonu geldiğinde ön tarafımdaki perde hafifçe aralanıp elinde mumu yanan bir pasta ile görünen Onur'u görünce ne yapacağımı şaşırdım. Gülümsüyordu. Ayağa kalkamadan yanıma ulaşmış pastayı kucağıma bırakmıştı.
''Ağlamışsın..'' dediğinde ona döndüm sinirle.
''Gelmedin sandım!'' gülüyordu. Pastaya bakıp Onur'a döndüm.
''İyide bugün doğum günüm değil ki benim?'' dedim sorgular şekilde.
''Bana geldiğin gün bugün, kutlamak istedim..Hadi mumunu üfle uçak kalkacak'' dediğinde gülümsedim.
''O zaman dilek dileyip üflüyorum..'' deyip dileğimi düşündüm.
Tek dileğim gerçek anlamda mutlu olmak istiyordum, sevilmek istiyordum..
Mumu üflediğimde Onur uzanıp pastayı aldı ve teşekkür ederek hostese uzattı. Sonrasında gelip yanıma oturunca dönüp gözlerine baktım.
''Neden yaptın bunu, neden zamanında gelmedin?'' dedim sitemle.
''Eğer sen gelmeseydin ben bugün tam böyle hissedecektim işte Ece'' derken başını eğmiş eline bakıyordu. Söylediği cümle beni çok etkilemişti. Çünkü o anı yaşamış Onur'un benden sonrada olsa eninde sonunda geleceğini bilsem de çok kötü hissetmiştim.
Uzanıp elini tuttum. Bana dönüp gülümsedi.

O GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin