BEDEL

2K 105 20
                                    




Hiç kimse kıpırdamadan oturuyordu. Onur yavaşça başını çevirip Arya'ya baktığında hiçbir şey diyemeden öylece kaldım.
Onur birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra bakışlarını Arya'dan çekip yere bakmaya başladı. Kimse konuşmuyordu. Sadece Onur'a bakıyordum, bir şey söylemesini bekliyordum ama iyi görünmüyordu. O sırada ayağa kalkıp arabaların olduğu tarafa doğru yürümeye başlayınca hemen bakışlarımı hala yerinde oturmaya devam eden arkadaşlarına çevirdim. Semih başını ellerinin arasını almış yere doğru eğmişti. Tuğçe ve Atahan'da öylece Onur'un arkasından bakıyordu. Arya'ya döndüğümde gözlerini kısıp bana bakarken gülümseyince sinirle arkamı dönüp Onur'un peşinden koştum. Onur çoktan arabaları geçmiş geldiğimiz yolda öylece yürüyordu.
''Onur! Onur bekle!'' deyip bağırdım. Ayağımdaki topuklular yüzünden doğru düzgün koşamıyordum. Durup ayağımdakileri çıkarıp kenara attım. Ayağıma yoldaki taşlar batıyordu ama koşmaya devam ettim.
''Onur lütfen dur!'' dediğimde durdu. Bana dönmeden yolun ortasında duruyordu. Koşar adım yanına ulaştım. Önüne geçtiğimde ağladığını görünce ne yapacağımı şaşırdım. Hiç böyle bir şey beklemiyordum..
''Onur..'' dedim sessizce. Cevap vermeden başını kaldırıp havaya bakmaya başladı. Onun ağlayabileceğini hiç düşünmemiştim.. Yıkılmaz bir duvar gibiydi.. Ama şu an tam üzerime yıkılıyordu..
''Onur..'' derken gözlerim dolmuştu. Onun ağlamasını hiç istemediğimi fark ettim.. Bir şey onun canını acıtıyordu..
''Lütfen ağlama..'' derken parmak ucumda yükselip boynuna sarıldım. İlk defa kollarını belime sarmamıştı. İçine içine ağlıyordu nefes alışından hissediyordum.. Yavaşça geriye çekildim. Hala bana bakmıyordu, başını yana çevirmişti. Gözünden akan yaşı sildim uzanıp. Gözlerim dolu dolu olmuştu ama ağlamamak için kendimi tutuyordum.
''Ben yanındayım, buradayım..'' deyip uzanıp elini tuttum.
''Ece..'' diye fısıldadığında. Gözümden akan yaşlarla birlikte tebessüm edip gözlerine baktım.
''Efendim birtanem..''
''O öldü..'' dediğinde gözümden yaş akmıştı. Yutkundum. Ne diyecektim.. Berbat hissediyordum..
''Çok üzgünüm..'' dedim ağlarken. O da ağlıyordu. Ellerimi bırakıp yüzüne kapatıp arkasına döndü.
''Ben çok  yoruldum Ece.. Bu yükü kaldıramıyorum artık.. O öldü..  Ölüm garip bir şey başta bir süre seyahate çıkmış gibi hissettim. Her gün erkenden onun evine gidip onu bekledim.. Her gün.. Onun planladığı her şeyi yaptım, istediği her şeyi aldım.. Ama o gelmedi.. Doğum günlerini çok önemserdi hep büyük hediyeler isterdi.. En büyük hediyeleri aldım, pastasını aldım her şeyi hazırdı.. Gelmedi.. '' derken yere çöküp sırtını kaldırıma dayayıp ağlamaya devam etti. Yanına çöktüm. Gözyaşlarımı silip gözlerine baktım.. Konuşamıyordum, söyleyecek hiçbir şeyim yoktu..
''Kaçmak istiyorum Ece.. Artık bu içimdeki yangında yanıp kül oldum ben.. Yaptıklarımın bedelini ağır ödedim.. Bitsin istiyorum ama bitmiyor.. Kalbim acılarla dolu.. Ben hep kaybediyorum.. Ama onu bir daha göremeyecek bile olsam ölmemesi için canımı verirdim.. Onun hayatını mahfettim..O güne dönebilsem söylediğim hiçbir şeyi asla söylemezdim, yemin ederim.. Ben böyle olsun istemedim..  '' dediğinde uzanıp ona sarıldım. Hiç konuşmadan öylece kaldık bir süre.. Onur'un bu hali içimi parçalıyordu..
''Onur kalk gidelim, hasta olacaksın..'' derin bir nefes alıp başını olumlu anlamda salladı.
''Kenan'ı arayayım seni evine bıraksın..'' dediğinde şaşırmıştım.
''O ne demek?'' dedim kaşlarımı çatıp.
''Ece bu yaşananlardan sonra benim yanımda kalmak istemezsen ben anlarım.. sorun yok..'' derken sesindeki mesafe beni rahatsız etmişti.
''Onur.. gitmek istemiyorum..'' dedim fısıltıyla. Hala yanında oturuyordum. Uzanıp elini tuttum.
''Ece ben bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.. Senin de aklında soru işaretleri olduğunu biliyorum ama gerçekten konuşmaya  gücüm yok.. şu an gitsen iyi olur'' dediğinde derin bir nefes alıp Onur'a döndüm.
''Onur ben hiçbir şey sormayacağım.. Sen bana bir gün anlatacaksın her şeyi biliyorum.. Şu an sadece yanında olmak istiyorum, seninle olmak istiyorum başka hiçbir şey istemiyorum..'' deyip gözlerine baktım.. 
Gözünden akan yaşı silip bana tebessüm ettikten sonra  uzanıp kollarının arasına beni alınca başımı göğsüne koyup ona sıkı sıkı sarıldım.

Birkaç dakika sonra Onur yavaşça geriye çekilip ayağa kalktı. Elini  uzatınca tutunup ayağa kalktım. Ayağımın üzerine basınca taşlar canımı acıtmıştı, yüzümü buruşturdum.
''Ayakkabıların nerede?'' derken ayaklarıma baktıktan sonra gözlerime çevirdi bakışlarını.
''Arabanın orada kenara koymuştum,onlarla peşinden koşamayınca..'' 
''Ah Ece güzelim.. Kendine benim yüzümden asla zarar verme. Gel bu taşlı yolda yürünmez böyle..'' dedikten sonra bir elini belime bir elini bacaklarımın altına alıp beni tek hamlede kucağına alınca afallamıştım. Ama garipsemeden kollarımı boynuna dolayıp başımı omzuna koydum, ayaklarım gerçekten acıyordu..
Onur  hiç konuşmadan tekrardan bungalovun önüne doğru yürüyünce yavaşça başımı çevirip diğerleri hala orada diye mi baktım. Onur'u gördüğünde ilk önce Arya ayağa kalkmıştı. Biz yaklaştıkça diğerleri de kalktı ayağa. Arya'nın ağladığı belliydi makyajı akmıştı. Bize doğru gelmeye başladığında Onur belimdeki elini hafifçe kaldırıp dur işareti yaptı.
''Sonra!'' dedikten sonra önlerindeki yoldan geçip yandaki bungalova doğru ilerleyip ayağıyla kapıyı ittirip içeri geçince beni ortada duran yatağın üzerine bırakınca başımı çevirip yüzüne baktım.
''İyi misin?'' dediğimde beni duymamış gibi ayağıma bakıyordu.
''Bir kaç yeri kanamış gel yıkayalım..'' dediğinde uzanıp elini tuttum.
''Onur.. Ben iyiyim önemli bir şey değil.. Sen iyi misin?'' dediğimde gözlerinin hala dolu dolu olduğunu görmek canımı acıtmıştı.
''Ece acımıyor değil mi?'' deyip hala ayağımın dibinde yere çökmüş halde oturması olan gücümü kaybettirmişti. Acı çekiyordu ve bunu benden de saklamaya çalışıyordu. Gözlerimden akan yaşla birlikte konuştum.
''Acıyor Onur.. O kadar acıyor ki, ne yapacağımı bilmiyorum.. Ama sen iyi ki buradasın. Yanımdasın. Yalnız değilim. Yürümekte zorlandığımda beni kucaklayıp buraya getirebiliyorsun, teşekkür ederim. Ama ben iyileşirim biliyorsun değil mi? Hiçbir acı sonsuza dek sürmez..'' dediğimde başını kaldırıp gözlerime baktı.  İnanmak ister gibiydi.. Uzanıp elini tutup yanıma doğru çektim. İtiraz etmeden yanıma gelince yatakta onunla birlikte uzanıp başımı göğsüne koyup sarıldım.
O gece hiç konuşmadık ama Onur'un içinde fırtınalar koptuğuna emindim. Aldığı nefesi bile verirken acı çeker gibiydi.. İçimde büyüyen merakıma karşı onun yanında olma isteğim ne olursa olsun daha ağır basıyordu.. Bana ne zaman anlatırdı bir şeyleri,  ne zaman açardı içini bilmiyordum ama duyacaklarıma hazır olduğuma emin değildim..

O GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin