Herkese merhaba🤍 Normalde dün cuma günü yeni bölümün geleceğini söylemiştim ama az önce sizden gelen bir mesaj okuyunca paylaşmak istedim.. Sude; bugün hiç güzel bir şey olmadığını yazmış bana.. bazı günler böyledir Sude.. bir kaç saniye de olsa gülümsemen için yayınlıyorum bu bölümü 🫶🏻 Sizi seviyorum yorumlarınız mesajlarınız hepiniz harikasınız..Baran ile mesafe koymamı bekliyordu, haklıydı da biliyordum. Artık Seçil'in beni daha fazla kullanmasına izin vermeyecektim zaten. Bu alışveriş konusu son olacaktı.. Baran'ın onun sevgisinden kör olan gözlerini açacak olan kişi ben değildim.. Benim tanıdığım Baran bu kişi olamazdı. Onu hayatımdan tamamen çıkarmam imkansızdı ailelerimizin uzun zamandan beri tanışıyor olması ve babalarımızın yakın arkadaş olması durumu zorlaştırsa da benim koyacağım mesafeye saygı gösterirdi ailem.
Onur lavabodan döndükten sonra kalkmışlardı. Güzel ve keyifli bir akşamdı. Annemle Onur'un annesinin böyle arkadaş olması beni mutlu etmişti. Onurlar'ı yolcu ettikten sonra mutfağa annemin yanında geçtim. Mutfaktaki birkaç parça bulaşığı makineye koyuyordu.
''Abim nerede anne?'' dedim masaya oturup Onur'un tabağındaki kalan kurabiyeyi ağzıma atarken.
''Esenay'da kalacakmış bugün..'' derken sesinin tonu beni rahatsız etmişti.
''Neden üzülür gibi söyledin?'' dedim arkama yaslanırken.
''Sanırım yine tartışmışlar öyle bir sinirle çıktı evden sonrada mesaj atmış gelmeyeceğim diye.. Ne olacak böyle bilmiyorum Ece..'' derken moralini bozulmuş gibiydi.
''Anne sen Esenay'ı istemiyor musun?'' dedim kaşlarım çatılırken.
''Kızım o nasıl laf? Esenay artık bu evin kızı gibi oldu onu da düşünüyorum ben.. Hayatını kurdu, beklentileri var ama Ege'de kendi kariyerinde ilerlemek istiyor.. Üniversiteyi kazandıkları sene söyledim ben onlara.. Kolay olmayacak sizin için Esenay senden önce hayata atılacak dedim.. Çocukluk işte..'' dediğinde araya girdim.
''Anne çocukluktan çok aşk değil mi? Birbirlerini sevdikleri için birlikte olmak istiyorlar.. Evlenseler evlendikten sonra sınava çalışabilse bazı şeyler belki de düzelir..'' dedim ama annem başını olumsuz anlamda salladı.
''Şu an tartıştıkları konular sınav veya birlikte olmak değil ki Ece.. Ben farkındayım her şeyin kızım siz benim çocuklarımsınız.. Nefes alırkenki tavrınızdan anlarım ben sizi.. Ege son zamanlarda mutlu değil, birbirlerine yalan söylemeye başladılar.. Esenay için de üzülüyorum, Ege onun da büyüdüğünü ilgilerinin değiştiğini görmek istemiyor..'' dediğinde kaşlarımı çattım.
''Nasıl yani büyümek, ilgileri değişmek?'' dediğimde kapının açılma sesini duyunca annemle birlikte kapıya ilerledik. Babam gelmişti.
''Hoş geldin hayatım'' deyip babama sarılan annemden sonra babamın boynuna sarıldım.
''Babacım.. Hoş geldin'' deyip gülümsedim.
''Hoş buldum prensesim..'' deyip bize gülümseyince anneme döndüm.
''Ben yatıyorum o zaman iyi geceler..'' deyip odama çıktım. Annem ile konuşmamız yarım kalmıştı. Onun düşüncelerine her zaman önem veriyordum, ne demek istediğini tam olarak anlamamıştım ama abim eğer evlenme teklifini Esenay'a ederse evde durumlar karışacak gibi duruyordu.....
Sabah uyandığımda zorla yataktan kalktım. Seçil'in mesajını görünce gözlerimi devirdim.
''Canım ben şimdi Sevinç annelere kahvaltıya gidiyorum, saat ki gibi seni alacağız haberin olsun..''
gerçekten inanılmaz bir kızdı. Saatin 12 olduğunu görünce hızlı bir duş alıp üzerime siyah deri pantolonum ile içime dar siyah bir tişört giyip üzerime yine siyah blazer ceketimi alıp saçlarımı büyük dalgalar ile doğal bir hale sokup makyajımı da yapıp çıktım. Ben hazırlanana kadar zaten saat neredeyse iki olmuştu. Aşağı indiğimde evde kimsenin olmadığını fark ettim. Kendi kendime kahvaltı etmek içimden gelmemişti. Bu sırada telefonum çaldı, Seçil arıyordu. Gelmiş olmalıydılar.
''Efendim Seçil?'' dedim nefes alıp.
''Geldik canım'' dediğinde gözlerimi devirip tamam deyip çantamı alıp çıktım. Büyük arabayla gelmişlerdi, ben yaklaşırken şoför kapıyı açmıştı. Geçip Sevinç teyze ile Seçil'in karşısına oturdum. Ters gitmekten nefret ederdim. Umursamamaya çalışarak gülümsedim.
''Günaydın..'' dediğimde Sevinç teyze gülümseyerek bana döndü.
''Kızım günaydın mı kaldı, öğlen oldu..'' deyince Seçil güldü.
''Prenses uykusu annecim onunki..'' deyince gülümsedim.
''Yaa, öyle..'' deyip camdan dışarıya bakmaya başladım. Şimdiden Seçil üzerime gelmeye başlamıştı. Telefonumu çıkarıp Derin'e mesaj attım. Akşam bu alışveriş konusundan bahsetmiştim, yatmadan konuşmuştuk.
''Derin ne olur dersin yoksa yanımıza gel, sen geldikten sonra bir bahane bulur gideriz. Lütfen..'' yazıp yolladım.
''Ee Ece nasıl geçti sınavların?'' diyen Seçil'e döndüm.
''İyiydi, senin nasıldı? Odaklanabildin mi, malum çeyiz nişan.. Yoğunsun'' dedim gülümserken.
''Maşallah Ece, her şeye yetişiyor valla gelinim.. Bugün alışverişi de halledersek tarihi belirleriz.. '' diyen Sevinç teyzeye başımı salladım.
''İnşallah annecim, bir an önce evlenelim istiyorum..'' derken bana gülümseyen Seçil'i görünce kendime inanamadım. Nasıl böyle bir insanla arkadaş olmuştum? Benim duygularımdan haberdar olmadan bana karşı bu denli bir savaş açmıştı.. Kendine güveni hiç yoktu bu kızın..
Geri kalan sohbeti dinlememiştim. Derin mesaj atmış ve bir saat içinde geleceğini yazmıştı bu beni rahatlatmıştı.
Alışveriş yapacağımız yere gelince hep birlikte arabadan inip mağazaya ilerledik. Ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrim yoktu, daha önce çeyiz alışverişi de yapmamıştım.. Burada ne işim vardı gerçekten..
Mağazada önce ev için gerekli şeylere bakmışlardı. Üç dört tane yatak örtüsü seti seçmişti Seçil, bornoz takımı seçmişti, misafir havlusu seçmişti. Özellikle bana sormuştu hangisini alayım, sen de sık sık gidip geleceksin deyip..
Telefonum çalınca onlardan uzaklaşıp nefes aldım. Özellikle yavaş yavaş hareket ediyordum ki ben dönene kadar işlerinin çoğu hallolmuş olsun diye.. Onur arıyordu. Gülümsedim.
''Onur?''
''Sesin güzel geliyor, alışveriş iyi gidiyor sanırım..'' deyince gözlerimi devirdim.
''Hayır, sesini duyduğum için güzel gelmiştir..'' dedim gülümserken.
''Peki.. sesimi duyunca iyi hissediyorsun diye yorumluyorum.. Beni görsen mesela nasıl hissedersin peki?'' deyince hızlıca etrafa bakındım. Heyecanlanmıştım, burada mıydı?
''Burada mısın?'' dedim gülerken.
''Olmalı mıyım?'' dediğinde gülümsemem büyüdü.
''Onurr..'' dedim sessizce.
''Efendim güzelim.. efendim çiçeğim..'' dediğinde gözlerimi kapatıp nefes aldım. Bu kadar iyi hissettiremezdi ama..
''Ece?'' diyen Seçil'in sesini duyunca gözlerimi açıp gerçekten derin bir nefes aldım.
''Efendim? Telefon ile konuşuyorum?'' dedim arkamı dönüp Seçil'e bakarken. Elinde tuttuğu biri yeşil biri pembe saten gecelik takımını kaldırıp gülümseyince artık gerçekten sabrımı sınadığını düşündüm.
''Hangisi sence?'' deyince gözlerinin içine birkaç saniye baktıktan sonra mağazanın çıkışına doğru ilerleyip vitrinin önüne geçtim.
''Ece, ne oldu?'' diyen Onur'u duyunca nefes alıp cevapladım.
''Bana seçmem için bir şeyler gösterdi de..''
''Hm.. Dantelli şeyler ise sen yeşil al.. Sana çok yakışıyor..'' dediğinde Onur yanımda olmasa da bile o kadar utanmıştım ki kıpkırmızı olduğuma emindim.. Onun evine gittiğimde giydiğim yeşil iç çamaşırı takımı aklıma geldi...
''Onur..'' dedim fısıldar gibi.
''Neyse.. bu ses tonu, gözümün önündekiler beni zorlayacak şeyler.. O yüzden şimdilik kapatıyorum telefonu ama buradayım, iste yanındayım.. Canını bir şeyin sıkmasına izin verme'' dediğinde bile yanımda olduğunu hissettirmişti.
''Sen ne zaman yola çıkacaksın?''
''Bu gece çıkacağım, arabayla gideceğim''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...