KEŞKE

2.1K 148 80
                                    




ECE  KUTAY

Sahilde yürürken içimdeki sesi dinlemeye çalıştım. Ben ne istiyordum? Baran'a o kadar çok öfkeliydim ki.. Ona olan toleranslarımı sonuna kadar kullanmıştı. Bana olan hislerine rağmen Seçil ile olmuştu.. Şimdi ne önemi kalmıştı ki benim duygularımı paylaşmasının..
Telefonum art arda çalıyordu. Baran ısrarla arıyordu.. Artık onunla olsam bile her an Seçil'le olan anıları gelecekti gözümün önüne. Keşke Baran'ın bana karşı hiçbir hissi olmasaydı, keşke Seçil ile bu konuşmaları yapmasaydık ve onlar ile en azından hala arkadaş kalabilseydik. Böyle içim rahat etmiyordu çok kızıyordum, bana rağmen onunla olması ve benim için şimdi onu terk etmesi beni çok üzüyordu. Baran'ın beni sevmeme ihtimaline karşı bile ben onu sevmeyi tercih etmiştim ama o böyle bir ihtimalin olması yüzünden Seçil ile olmuştu..
Baran'ın duygularını kontrol etmekte zorlandığını düşünmeye başlıyordum, içinde kopan fırtınaları dindirmeden uğrayacağı bir liman olmayacaktım.. Artık biz olamazdık. Bunu istemiyordum.

Sahil yolundan çıkıp bildiğim o ara sokağa girdim. Hanzade'nin büyük tabelasını görünce derin bir nefes alıp merdivenlere ilerledim. Kapıdaki kız gülümseyerek karşılamıştı. Ben de gülümseyip içeri geçip etrafa bakındım. Akşam olmak üzereydi Onur daha gitmemiştir diye düşünmüştüm aslında. Gece çıkacağını söylemişti. Açlıktan midemin bulantısını hissetmeye başlamıştım. Onur etrafta görünmüyordu. Bar kısmına ilerleyip köşede oturan garsonlardan birine döndüm.
''Merhabalar..'' dediğimde bana dönmüştü devam ettim.
''Onur Bey burada mı acaba?''
''Hayır Ece hanım öğleden sonra çıktı'' dediğinde biraz utandım. Beni tanıyordu. Onur herkese beni ne diye tanıtmıştı acaba..
''Teşekkür ederim'' deyip arkamı dönüp restoranın çıkışına doğru ilerledim. Çantamdan telefonumu çıkardığımda aramakla aramamak arasında kalmıştım. Normalde aramak daha kolay değil miydi? Tam tersini hissediyordum, yüz yüze gelmek daha kolaydı onunla. Bakışı, gülüşü sanki ben bir şey demeden beni anlayacakmış gibi hissetmiştim ama yoktu. Aramak ise zor geliyordu.. Ne diyecektim ki? Bir sebebim yoktu sadece onun yanında olmak istiyordum..
Hala merdivenlerin bitiminde öylece beklerken kararsızlık içinde kalınca her zaman yaptığım şeyi yaptım. Şimdi telefonumdan saate bakacaktım ve dakika çift ise arayacaktım. Gözümü kapatıp nefes aldıktan sonra gözlerimi açıp telefonumun ekranına baktım.
19.54
Aradım.
Ulaşılamıyordu. Yola mı çıkmıştı? Ama akşam çıkacağım demişti. Düşünmeye devam ederken yola doğru çıkıp taksi çevirdim. Yapmamanız gerektiğini bildiğiniz bir şeyi ısrarla yapmak istemek bence ayrılmaz bir ikiliydi..
Yoğun trafikten çıkıp bir saat kadar sonra Onur'un evine ancak gelebilmiştim.. Taksiden inip eve doğru ilerledim. Işıklar yanıyordu ama arabası yoktu. Kapıya yaklaştığımda korumalardan birisi bana doğru ilerleyip bir şey demeden kapıyı açtı.
''Teşekkür ederim..'' dedim sessizce. Eve doğru ilerleyip kapıya gelince bekledim. Ben çalmadan açardı.. Ama açmadı. Korumaların gözünün üzerimde olduğunu anlayınca etrafa bir kez daha göz atıp kapıyı çaldım. Birkaç dakika sonra kapı açılmıştı ama Onur değildi.
''Zeynep?'' dedim ama o beni gördüğüne daha çok şaşırmış gibiydi.'
''Ece?'' Derken arkama bakıyordu. Tekrardan bana döndü.
''Abim nerede? Bir şey mi oldu yoksa?'' derken yaşadığı telaş beni germişti.
''Ha-hayır hayır bir şey olmadı yani ben bilmiyorum.. Burada değil mi?'' dedim içeri bakarken. Birkaç tane kız vardı salonda bize dönmüşlerdi. Zeynep burada olmasa farklı şeyler düşünürdüm ama Zeynep buradaydı..
''Hayır, öğleden sonra konuştuk senin yanına geliyordu, yemek yiyeceğiz dedi sonra Ankara'ya gidecekti. Senin haberin yok mu?'' deyince kafam karışmıştı. Biz buluşmak için konuşmamıştık ki? Sadece burada mısın dediğimde olmalı mıyım demişti.. Hayır hayır.. O an gelmiş olamazdı değil mi?
''Ne zaman konuştunuz tam olarak siz?'' dedim sesim titrerken.
''Yani ..hastaneden çıkmadan hemen önce dört gibi konuştuk'' deyince elimi alnıma götürüp gözlerimi kapattım. Onur beni aramadığına göre kesinlikle bizi görmüştü. Ya da gerçekten kötü bir şey olmuştu.
''Ne oldu? Ben anlamadım hiçbir şey..'' diyen Zeynep'e döndüm.
''Her şeyi anlatacağım ama önce Onur nerede bulalım ne olursun..''  dediğimde Zeynep başını sallayıp içeri davet edince  girip  girmemek arasında kaldım. Kızların Onur'un evinde olması beni rahatsız etmişti ama sonuçta Zeynep'in de eviydi burasıydı..
İçeri girip kızlara selam verdikten sonra Zeynep'in üniversiteden arkadaşları olduklarını öğrenmiştim. Onlarla tanışma faslından sonra Zeynep önemli bir konu olduğunu söyleyip telefonunu alınca mutfağa geçtik.
''Kenan'ı arayıp sorayım öğreniriz hemen'' derken çoktan telefonu kulağına götürmüştü. Ben de çekinmeden telefona doğru yaklaşıp dinlemeye başladım.
''Alo Kenan neredesin?''
''Evdeyim Zeynep, bir şey mi oldu?'' dediğinde kaşlarımı çattım Onur Kenan'sız mı gitmişti?
''Abime ulaşamadım da, nerede biliyor musun?''
''Kafasını dinliyordur merak etme..'' dediğinde Zeynep'le göz göze geldik.
''Niye bir şey mi oldu?''
''Benim anlatmam doğru olmaz şimdi ama biraz durumlar karıştı''
''Kenan lafı neden dolandırıyorsun illaki öğreneceğim.. Anlatır mısın lütfen?'' demişti Zeynep artık dayanamayarak..
''İşle alakalı birkaç pürüz çıktı sonrasında da Ece ile ilgili bir şeyler olmuş morali bozuk gibiydi aradığında. Bana sen gelme ben de erken gideceğim dedi akşamüzeri arayıp sonrada Arya geldi restorana nerede falan diye sordu en son o gidecekti yanına'' dediğinde Zeynep çekinerek bakmıştı bana. Yavaşça geriye çekildim telefondan.  Kötü düşünmek istemiyordum. Arya'yı herkesin nasıl anlattığını benim onu nasıl gördüğümü her şeyin farkındaydım. Onur'un resmen boş anını arıyordu ve yakalamıştı.. Kendimi Onur'a anlatmalıydım.. Gördükleri yüzünden bana sormadan, benim duygularımı öğrenmeden Arya ile gittiyse yine de kızardım ama şu an için önceliğim bu değildi.
''Tamam sağol Kenan, görüşürüz'' dedikten sonra telefonu kapatmıştı Zeynep.
''Ece.. İyi misin? Ben gerçekten anlamıyorum ne oldu anlatır mısın artık?'' dediğinde başımı sallayıp kısaca bir özet geçtim olanları Zeynep'e. Ben anlattıkça onun da morali bozuluyordu.
''Ah abim benim.. Ne yapacaksın peki şu an?'' dediğinde iç çektim.
''Şu an onu suçlayamıyorum.. Arya'yı biliyorsun zaten onunla gittiyse de yapabileceğimbir şey yok. Ama önce Onur'la konuşmalıyım sonrası onun kararı.. Biz nerede olduğunu öğrenebilir miyiz, yani Ankara'ya gittiğinde nerede kalır evi mi var?'' dedim Zeynep'e bakarken.
''Var ama şehrin içinde değil orada kalması için temizlik falan yapılması lazım. Otelde kalıyordur kesin dur ben Yeliz'e sorayım biizm şirkette çalışıyor sonuçta biliyordur..'' deyip Yeliz'i aradı. Hala yanında ayakta bekliyordum.
''Açmıyor..'' dediğinde başımı  eğip düşünmeye başladım.
''Tamam neyse ben gideceğim Ankara'ya, yolda da ararım artık Onur'u açacaktır elbet o  telefonu..'' dediğimde Zeynep şaşırmış gibi dursada gülümsüyordu.
''Ben olsam yalnız bırakmazdım Arya ile canım abimi..'' deyince gözlerimi devirdim.
''Zeynep gerçekten Arya sonraki meselem..''
''Birlikte gidelim, ben kızlara durumu anlatıp yollarım onları. Çıkmadan Kenan'ı arayalım tekrar o öğrenir nerede olduğunu'' deyince başımı salladım. Çok ani karar vermiştim gitmeyi ama Zeynep benimle geleceği için biraz olsun içim rahatlamıştı. Zeynep kızların yanına geçince telefonumu çıkarıp annemi aradım.
''Alo annecim?''
''Kızım, neredesin? Bitmedi mi alışverişiniz saat kaç oldu..'' demişti ama sesinden bile gerginliğini anlayabiliyordum..
''Anne aslında alışveriş çoktan bitti ama durumlar biraz karıştı.. Baran ile Seçil büyük bir kavga etti illa ki duyacaksın sen de.. Ben söyleyeyim şimdiden ama gerçekten ben böyle istemezdim. Şimdi de Zeynep'in yanına geldim bu gece burada kalacağım da sana haber vereyim dedim..'' dedim tereddütle.
''Ece kızım bu işin sonunda umarım Sevinç teyzenler ile karşı karşıya gelmeyiz.. Ama yine de sen iyisin değil mi? Yani sesinde bir telaş seziyorum.. Hem Zeynep bu  durumun neresinde hiç anlamadım..'' dediğinde derin bir nefes aldım.
''Anne sen dememiş miydin bana içinden geldiği gibi davran diye.. Gerçekten şu an sadece içimden geleni yapıyorum, mutlu olmaya çalışıyorum.. Lütfen beni anla..'' dedim çaresizce.
''Tamam kızım ama aradığımda o telefon açılacak ona göre..'' dediğinde gülümsedim.
''Tamam annecim, seni çok seviyorum..'' deyip kapattım. İçeriden kapı sesi geldiğinde mutfaktan çıktım. Zeynep kızları apar topar yollamıştı.
''Ze-Zeynep..'' derken başım dönünce mutfağın kapısına yaslandım.
''Ece! İyi misin?'' derken Zeynep'in gözleri büyümüş bana endişe ile bakıyordu. Gözüm kararmıştı birkaç saniye gözlerimi kapatıp nefes aldım. Açtığımda Zeynep kolumdan tutmuş yanımda bana bakıyordu.
''Ece yoksa sen?'' dediğinde inanamayarak baktım.
''Zeynep.. Saçmalama lütfen.. Sadece açım, yani sabahtan beri bir şey yemedim ondan oldu'' dediğimde derin bir nefes alıp tekrar bana döndü.
''Gerçekten inan bunu düşüneceğimi ben de tahmin etmezdim ama ne bileyim.. İnsanın aklına geliyor.. Gel dolapta yiyecekler var hemen sen bir şeyler ye ben de hazırlanıp geliyorum..'' deyince başımı olumlu anlamda sallayıp mutfağa geçtim. Dolapta yine bir sürü yiyecek şey vardı hepsine göz gezdirip mini poğaça sandviç kutusunu elime alıp iki tane de meyve suyu paketini elime alıp kapıya ilerledim. Yolda yiyebilirdim. Zeynep'te üzerini değiştirip aşağıya inmişti.
''Çıkabiliriz, Kenan'ı aradım oteli öğrenip haber verecek'' dediğinde başımı sallayıp arabaya doğru ilerledim. Ne kadar şu an gitmek istediğime emin olsam da içimde garip bir his vardı.. Onur'un her zaman bana karşı olan kabullenişi ve yanımda oluşu içimi rahatlatsa da bugün gördüklerinden sonra beni orada bırakıp gitmesi düşündürüyordu.. Neden yanıma gelmedi diye düşünmek istesem de aynı durumda olsaydım asla gelmeyeceğimi biliyordum.. Arya konusu içimi kemirse de Onur'la bir şeyleri halledebilirsek hesabını soracaktım. Aklımda zaten Nilüfer koca bir boşluk, koca bir soru işaretiyken bir de Arya'yı hayatına sokması kabul edilebilir bir şey olamazdı.. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
''Ece lütfen artık bir şeyler yer misin? Gerçekten iyi görünmüyorsun.. '' diyen Zeynep'e döndüm. Ona baktığımı fark edince devam etti.
''Bak Arya konusuna takıldığını biliyorum ama gerçekten şu an abime gördüğünü düşündüğümüz konuyu açıklaman daha önemli o yüzden bunu düşünmemelisin..'' dediğinde başımı salladım.
''Konu Arya değil.. '' dedikten sonra devam edip etmemekte kararsız kalsam da Zeynep'e tekrar döndüm.
''Nilüfer.. Onur'un onu aşabileceğinden emin değilim..'' dedim çaresizce. Zeynep bunu beklemiyor gibiydi. Yutkunup saçlarını düzelttikten sonra birkaç dakika sessiz kaldı.
''Ece bu konu hakkında abim seninle konuşacaktır ama ona zaman ver. Nilüfer'den sonra kimseyi gerçekten hayatına almadı. Ben alacağını da düşünmüyordum açıkçası. Yani sen geldikten sonra bizim ailemizde de çok şey değişti. Senin bize yemeğe geldiğin gün, siz gittikten sonra geldim eve ben. Yıllar sonra eve geldiğimde babam annem ile abim hakkında konuşuyordu. Babam anneme pek söz hakkı tanımaz abim konusunda her şeyden önce gelir abim babam için.. Abim Nilüfer öldükten her şeyini bıraktı. İşini bıraktı, bizi bıraktı kendini kaybetmiş gibiydi.. Ama sonra yavaş yavaş toparlandı. Ama bana sorarsan Nilüfer ile asla uygun değillerdi. Abim onu gerçekten sevmek istemişti ama Nilüfer onun gücünden, imkanlarından etkilendi. Kendisinin onun zaafı olduğunun farkındaydı, sonuna kadar kullandı. Hiç birimiz engel olamadık onu en sonunda üzeceğini biliyorduk, abim gün geçtikçe bağlandı. Nilüfer çok fevri bencil bir insandı abim her şeye rağmen kimseye tek söz ettirmedi Nilüfer için. Ama sonra olanlar.. Neyse.. '' dedikten sonra bana döndü.
  ''Ece ben sana şöyle söyleyeyim eğer abim seni ve Nilüfer'i aynı anda görebilseydi ve tanısaydı eminim seni seçerdi.. '' dediğinde söylediğine inanmak istedim.. Bu seçimi hiç yapamayacak olması ve benim hiçbir zaman emin olamayacağım hissi içimden gitmiyordu..
Zeynep'e cevap vermedim. Kendime de veremiyordum zaten.. Telefonum çalınca o kadar hızlı çıkardım ki çantamdan içindeki cüzdanım kucağıma düşmüştü. Onur sanmıştım ama Baran arıyordu.
''Efendim Baran?'' dedim  camdan dışarıya dönerken.
''Ece, neredesin?'' deyince nefes aldım.
''Baran şu an arkadaşımla birlikteyim, yarın konuşalım mı? Gerçekten konuşmak istemiyorum'' dedim bir çırpıda.
''Ece o adamla mısın? Gelip alacağım seni söyle neredesin?'' dediğinde sabrım taşmıştı.
''Baran değilim onunla  değilim. Ama bu seni hiç ilgilendirmez, bence Seçil'i aramalısın..'' deyip telefonu kapattım. 
''Abim bu olanları öğrendikten sonra bu çocuğa bir şey yapmazsa iyidir..'' diyen Zeynep'e döndüm.
''O ne demek?'' dedim kaşlarım çatılırken.
''Baksana gerçekleri öğrendikten sonraki tavrına.. Hala ona aşıksın sanıyor, peşini de kolay kolay bırakmayacaktır. Bu yüzden de abimin rüzgarında biraz savrulacağa benziyor..'' dediğinde garip hissettim.
''Onur daha telefonlarımı açmıyor.. Sanmıyorum böyle bir şey yaşanacağını. Böyle bir şey olmasını da istemem ayrıca.. Umarım dinler beni..''

...

Ankara'ya vardığımızda Kenan çoktan bize otelinadresini oda numarasını her şeyi atmıştı. Hatta üzerine Zeynep'e neden beniçağırmadınız diye bir de azar çekmişti. Otelin önüne geldiğimizde Zeynep'inarabayı park etmesini bekleyip ardından onunla birlikte indim. Otelegirdiğimizde görevlinin yanına ilerledim.
''Merhabalar, Onur Saygıner'in yanına gelmiştik; 3405 numaralı oda hatta''dediğimde bilgisayardan kontrol edip bize döndü kadın.
''Maalesef, rahatsız edilmek istemediklerini belirtilmiş, siziyönlendiremeyeceğim..'' dediğinde kaşlarımı çattım. Arya ile aynı odada verahatsız edilmek istememiş miydi? Tadım kaçmıştı. Neden sürekli yaptıklarımısorgulatacak şeylerle karşı karşıya kalıyordum..
Arkamı dönüp Zeynep'e baktığımda modumun düştüğünü anlamıştı. Beni hafif yanakaydırıp yerime geçip kıza döndü.
''Ben Saygın Saygıner'in kızıyım, Zeynep Saygıner ve şimdi o odaya çıkıyoruz,siz de sorun çıkarmıyorsunuz..'' dediğinde bakışlarımı kıza çevirdim.Gülümseyip başını sallamıştı.
''Hoş geldiniz Zeynep Hanım..'' deyince gülümseyip bana döndü.
''Hadi'' dediğinde onunla birlikte asansörlere ilerledim.
''Burası da mı sizin?'' dediğimde güldü.
''Başka neresi bizimmiş ki?'' derken asansöre binmiş bana gülümsüyordu.
''Neyse boşver.. Şu an gerçekten hiç önemi yok'' dedim gerginlikle. Asansörünkapısı açıldığında içimi bir huzursuzluk kaplamıştı ayaklarım geri gerigidiyordu. Yine de derin bir nefes alıp Zeynep'in peşinden ilerledim.
''3405 burası'' diyen Zeynep'e dönmeden kapıyı çaldım. Adım sesleri geldiğindedönüp Zeynep'e bakıp tekrar kapıya döndüm. Üzerinde yeşil bir gecelikle kapıyıaçan Yeliz'i görünce bir an gördüklerimden emin olmak ister gibi gözlerimi açıpkapattım. Hala oradaydı. Şaşkınlıkla bize bakıyordu.
''Ye-yeliz?'' dedim güçlükle. Yeliz'in bizi karşısında  görmeyi beklemediği çok açıktı. İstemedenüzerindeki geceliğe kısa bir bakış atıp bakışlarımı arkasındaki odaya çevirdim.Dağınık yatağın yanındaki koltuğun üzerinde beyaz bir gömlek vardı. Odanıngirişindeki dolapta iki tane küçük boy valizi görünce yutkunup başımı yereeğdim. Ağlamamalıydım, benim olmayan bir şey için bu kadar duygu çok fazlaydı.

O GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin