Herkese merhaba🤍 Bölüm hazır olup pazarı beklemek istemedim.. Bir an önce sizinle paylaşmak istedim🤍 Yorumlarınızı tek tek okuyorum ve duygularınızı paylaşıyorum.. Şimdiden çok teşekkür ederim keyifli okumalar, sizi seviyorum 🤍Bir türlü uyuyamıyordum ama gözlerimi de açmıyordum. Onur'un telefonunun titrediğini hissetmiştim. Gözlerimi açıp açmamak arasında kalırken Onur telefonu açtı.
''Alo?'' sessiz konuşuyordu, uyuduğumu düşünüyor olmalıydı.
''Güzel, diğer evde de hazır değil mi?'' hangi evden bahsediyordu?
''Bana yakınlığı tam istediğim gibi olmuş'' derken güldüğünü duyabilmiştim.
''Arya şirkettedir o dahil kimsenin haberi olmasın Kenan, dikkat et'' dediğinde içime bir sıkıntı çöktü. Yine onunla gidecekti, şimdi bir de ev mi bulmaya çalışıyordu..
''Hem çok büyük bir sürpriz..'' dediğinde arabada nefes alamaz hale gelmiştim. Ona inandığım, yanında olduğum için kendimi o kadar aptal hissediyordum ki. Bir dahası yoktu, olmayacaktı.
Eve vardığımızda onunla konuşmamak için uyanmadım, beni kucaklayıp odasına çıkardı. Yatağa yatırdığında kıyafetlerimi bile umursamadan üzerimi örtüp uykuya dalmaya çalıştım. Onur duş almıştı, yanıma uzandığında saçlarıma öpücük koyup elini belime sarıp uykuya geçmişti. Neden bana böyle yapıyordu? Arya ile olmak istiyorsa onunla olsaydı..
Düşünürken uykuya dalmıştım.. Gözlerimi açtığımda havanın hafiften aydınlanmaya başladığını görünce derin bir nefes alıp yavaşça yataktan kalktım. Dün gece üzerimi değiştirmediğim için şükrettim. Yavaş ve sessiz adımlarla çantamı alıp yatakta masumca yatan Onur'a döndüm. Bazı vedaları kendimize olan saygımız için yapmalıydık. Onun yanında kalmayı deli gibi istesem de onun istediği ben değildim.
Odadan çıkıp aşağıya indiğimde kapıyı açıp dışarı çıktım. Korumalar beni görünce birbirlerine bakıp önlerine dönmüşlerdi. Kimse bir şey dememişti. İçlerinden birisi büyük kapıyı açınca başımı çevirip Onur'un odasına doğru baktım. O sırada camda Onur'u görmeyi beklemiyordum.. Yutkundum, biliyordu gideceğimi anlamıştı. Tebessüm edip el salladım, vedam için yeterliydi.
Evden çıktığımda boğazıma oturan acı ile yutkunmak daha da zor hale gelmişti. Tam onun yokluğuna alıştığımda tekrardan karşıma çıkıp beni daha önce olduğum yerden çok daha geriye itmişti. Kendimi hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. Hani suyu içerken boğazınızda kalır da onu geçirmek için yine su içersiniz.. Benimkisi öyleydi şimdi Onur'a veda etmiştim ama sanki köşe başında beni beklese gidip sarılırdım..
İçimden böyle geçirsem de o beklemeyecekti ve yine bana hiçbir açıklama yapmamıştı ve ben bu durumdan çok sıkılmıştım. Evet sürekli yanımda olduğunu iddia ediyordu ama maalesef böyle olmuyordu ben hala eksik hissediyordum.
Yoldan geçen taksilerden birini durdurup evin adresini verdim. Eve geldiğimde kimse yoktu. Hızlıca odama çıkıp duşa girdim. Duşta oyalanıp kendimi sıcak suyun altında iyi hissedene kadar kaldım. Üzerime eşofman takımımı giyip başıma havluyu dolayıp aşağıya indim. Kahve içmek istiyordum.Isıtıcıya suyu koyup kupamı aldım dolaptan. O sırada kapıda anahtar sesini duyunca duraksadım. Elimdeki kupa ile birlikte kapıya ilerledim.
''Abi?'' dedim saçları dağılmış akşamki haliyle içeriye giren abimi görünce şaşırmıştım.
''Ece?''
''Sen ne yapıyorsun? Gelmedin mi dün gece?'' dediğimde ayakkabısını dolaba koyup bana döndü. Elimdeki kupaya bakıp tekrar başını kaldırdığında bakışlarımız buluştu.
''İki dakikaya duş alıp geliyorum, bana da kahve yap'' dediğinde derin bir nefes alıp başımı salladım. Ardından mutfağa geçtim. Abim Onur gibi değildi, üstüne gidersen her şeyi anlatan bir yapısı vardı. Gizleyemezdi. Telefonum çalınca elimdeki bardağı tezgaha koyup koltuğun üzerinde şarja taktığım telefonumu aldım. Egemen arıyordu. Bana karşı davranışlarının farklı bir boyuta geçtiğinin farkındaydım ama onu üzüp kırmak istemiyordum. Onur'a olan duygularımın farkında olması beni rahatlatıyordu.
''Alo?''
''Ece, nasılsın? Dün sonrasında haberleşmeyince.. Merak ettim'' dediğinde kendimi kötü hissettim.
''Onur ile birlikteydim..'' açık konuşacaktım onunla, böyle olması onun için daha iyiydi.
''Ha anladım.. Yanındasın sanırım hala?'' dediğinde yutkundum.
''Hayır değilim, eve geldim. Sen nasılsın?'' konuyu uzatmak da istemiyordum.
''Ben iyiyim, seni tutmayayım daha fazla tekrar görüşürüz''
''Görüşürüz'' deyip kapattım. İçime sıkıntı çökmüştü, koltuğa oturdum.
Telefon elimdeyken tekrar çalınca irkildim. Mesaj gelmişti. Derin bir fotoğraf atmıştı. Uçaktan bir storydi.
''Günaydın aşk böcekleri, Arya hanım ülke sınırlarını terk etmiş.. Sabah sabah güzel haberi görünce dayanamadım, naptın kız adama bir gecede''
Mesajı okuduktan sonra geri fotoğrafı açtım. İçimde bir şeyler kırılmıştı yine. Onur gerçekten hayatımda gördüğüm en büyük hayal kırıklığıydı. Baran bile onun yanında masum kalmıştı gözümde. İlk kez Onur'a karşı nefret hissimi yaşadım. Benim yanımdayken olduğu kişi tamamen yalandı, kişilik problemleri vardı.. Bunu çok net anlamıştım.
''Evdeyim Derin ben, Onur Arya ile birlikte gitti büyük ihtimalle'' yazıp yolladım. Geri arayacaktı, şu an hiç Onur hakkında konuşmak istemiyordum. Telefonumu uçuş moduna alıp geri koydum.
Abim mutfağa girdiğinde göz göze geldik. Kaşlarını çattı.
''Noldu sana? Bembeyaz olmuş suratın'' dediğinde ayağa kalktım kahveleri yapmak için.
''Yok bir şey iyiyim. Sen neredeydin onu anlat bakalım'' derken kahvelerimizi alıp masaya geçtim abimin karşısına.
''Hiç sorma.. Dün Esenay'ı bıraktıktan sonra içim rahat etmedi, tekrar aradım Zeynep'i'' dediğinde kahvemden bir yudum alıp abime döndüm.
''Niye rahat etmedi ki?''
''Bilmiyorum, sağa sağlim varıp varmadığını merak ettim''
''Sana ne ki?'' dedim sorgularken. Abim gerilmişti.
''Nasıl banane Ece! Ailecek tanışıyoruz ki o benim arkadaşım'' dediğinde omuz silktim.
''İyi arkadaşınsa madem''
''Başka ne olacaktı? Saçma sapan konuşma''
''Abi sen benim konuşmama takılacağına önce davranışlarına bak, Esenay'a haber verdin mi onu bıraktıktan sonra Zeynep'i aradığını? ''
Başını olumsuz anlamda salladı.
''Hem aramanı diyorum ama sen gece neredeydin?'' dedim hala gözlerine bakarken.
''Hastanede.. Zeynep'in yanındaydım'' derin bir nefes alıp başımı salladım.
''Abim canım benim.. Ben seni yargılamam asla, eğer içinde Zeynep'e karşı bir şeyler varsa bunu kendine itiraf et ve hayatını ona göre yönlendir.. ''
''Ece.. Esenay'ı yarı yolda bırakamam..'' dediğinde ellerimle yüzümü kapattım.
''Var yani hislerin öyle mi?'' dediğimde başını arkaya doğru atıp nefes aldı.
''Ece.. Bilmiyorum''
''Abi sen ne karar verirsen ver biz senin arkandayız ama kendi içinden geçeni yap. Sadece ne Esenay'a ne de Zeynep'e aynı anda umut verme.. Gerekiyorsa ikisinden de uzaklaş bi bak, kendini dinle.. Kimin yanında olmak istiyorsun kimi özledin.. Kendin karar ver. Ama lütfen bunu yaparken ikisine de her şey yolundaymış gibi davranma hislerini gizleme..
''Ben de senin arkandan Ankara'ya mı gelsem ne yapsam bunaldım..'' dediğinde gülümsedim.
''Annemler gelecek zaten ben iki gün sonra gidiyorum, onlarla sen de gel'' dediğimde derin bir nefes aldı.
''Ne ara kesinleştirdin de günü belli oldu?''
''Zaten gideceğim kesindi, gününü de kendim karar verdim. Burada durmanın anlamı yok, gideyim ki hızlı bitsin'' dedim gülümseyip. Abime söylesem de en çok benim uzaklaşmaya ihtiyacım vardı..
Abimin telefonu çalınca yüzüne baktım.
''Anne?'' deyince önündeki boş kahve bardağını alıp tezgaha koydum.
''Tamam kızın kahvaltı hazırlayabilirse edicez, kahve yapmış kuru kuru içiyoruz'' deyince gözlerimi devirdim.
''Babam da mı gelmeyecek?'' dediğinde tekrar dikkatimi abime verdim.
''Tamam görüşürüz, dikkat et annem'' deyip telefonu kapatıp bana döndü.
''Annem bu gece nöbetçiymiş, babam da Asım amca ile birlikte iş için şehir dışına çıkmış sabaha dönecekmiş yani bugün bana kaldın'' dediğinde canım sıkılmıştı. Asım Amca ile babamın sürekli görüşmesi hoşuma gitmiyordu.
''Ne hazırlayayım kahvaltıya?'' dedim abime dönüp.
''Valla hızlıca bi tost yap, uyuyacağım yedikten sonra'' deyince tebessüm ettim.
''Hayırdır, Zeynep ile sohbet sardı heralde hiç uyumadığına göre..''
''Ece.. İşine bak kardeşim hadi'' dediğinde başımı sallayıp tostu hazırladım. Abimle kahvaltımızı ettikten sonra uyumaya geçti. Ben de odama geçip valizimi çıkarıp eşyalarımı seçmeye başladım.
Götüreceğim kıyafetlerimin çoğunu seçtikten sonra biraz Derin ile konuşmuştum telefonda, mesajımdan sonra beni yüz kez falan aramış merak etmişti. Dışarıda buluşmayı teklif etmiş ama kabul etmemiştim. Bugün hiç dışarı çıkacak havam yoktu.. Kapı çalınca abim uyanmadan hemen aşağıya indim, yarın sabah nöbete gidecekti bugün uykusunu alması gerekiyordu.
Kapıyı açtığımda karşımda Baran'ı görünce tedirgin oldum.
''Ece lütfen korkma, ben buna dayanamıyorum. Çok düşündüm.. Biraz konuşalım mı?'' dediğinde başımı sallarken geriye doğru çekildim. Baran salona geçtiğinde kapıyı kapatıp arkasından ilerledim. Abimin evde olması nedense içimi rahatlatmıştı.
''Ece.. Ben Seçil ile konuştum'' dediğinde şaşırmıştım. Barışmışlar mıydı? Buna sevinirdim.
''Onunla artık olmayacağımızı söyledim ondan özür de diledim.. Sana olan hislerim varken onu tanımaya çalışıp çok fazla umut verdim bunun çok geç farkına vardım..'' Dedikten sonra derin bir nefes aldı.
''Ama şu an bunları bahsetmeye gelmedim. Ben seni özledim Ece, bizi özledim.. Sen benim arkadaşımsın en yakınımsın.. Aramıza mesafe koyduğundan beri ben kendimi duyamıyorum, çok zorlanıyorum bunalıyorum.. Tamam.. Beni sevmiyorsun artık onu anladım ama lütfen arkadaşımı bana geri ver... Ben böyle yapamıyorum, üzüldüğümde veya bir şey olduğunda elim telefona gidiyor seni arayamıyorum.. Böyle olmasın Ece.. Sna karşı duygularım var evet ama dostluğumu harcamak istemiyorum sen kabul edeceksen ben hislerimi kendi içimde de yaşarım ama lütfen hayatından bizi çıkarma..'' derken onun gözlerinden akan yaşla birlikte uzanıp sarıldım. Ne olursa olsun o benim çocukluk arkadaşımdı.. O kadar anıyı, geçen günleri geride kalan takvim yaprağı gibi buruşturup atamazdım..
Baran'ın ağladığını fark ettiğimde çok üzüldüm. Biz gerçekten son zamanlarda çok farklı şeyler yaşayıp birbirimizi çok kırmıştık.
''Baran üzülme tamam mı? Zamana bırakalım.. Eskisi gibi hemen olamayız belki ama birbirimizi kırmayalım artık hiç kimse için..'' dediğimde Baran başını salladı.
''Derin bize küsmesin'' dediğinde tebessüm ettim.
''Küsmez, o da çok üzüldü böyle olmamıza..'' dediğimde başını salladı.
''Ona da gideceğim, özür dileyeceğim.. Çok arada bıraktım..'' cevap vermeden sadece başımı salladım. Baran hızlıca göz yaşlarını silip bana döndü gülümseyerek.
''Götüreyim mi seni de?''
'' Bence siz de önce yalnız konuşun ben de valizimi toparlıyorum zaten onu halledeyim'' dediğimde kaşlarını çattı.
''Nereye?''
''Ankara'ya gidiyorum orada işe başlayacağım. İki ay orada kalıp biraz işi öğrenip buraya döneceğim'' dediğimde gülümsedi.
''Anladım.. Saygınerler kapmış seni..'' dediğinde gözlerimi devirdim.
''Tamam tamam bu konuyu açmıyorum, Ankara'dayız o zaman iki ay'' dediğinde gülümsedim.
''Aynen öyle'' dedim ve mutlu olmuştum. Baran ile aramın düzelmesi ve arkadaşça düzelmesi üzerimden bir yük almıştı.
''Neyse ben gideyim de bizim cadının da bi gönlünü alayım'' derken ayaklanıp kapıya doğru ilerleyince Baran'ı yolcu ettim. O gittikten sonra eşyalarımı tamamen hazırlayıp valizi kapattım. Günlük kullandığım ürünler için mini bir valiz yapacaktım ama onu yarın akşam hazırlamam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...