ÖNCELİKLE HERKESE MERHABA🫶🏻
Size daha önce hiç merhaba dememiştim hikayemi birilerinin okuyacağını da düşünmemiştim.. ama bir tane bile yorum alınca insan o kadar mutlu oluyor ki🤍 hikayemi sevmeniz beni çok mutlu ediyor🥲 yorum yapan beğenen hikayemi okuyan sana çok teşekkür ederim güzel okurum.. Ece'nin hikayesi devam ediyor🫶🏻Sabah Derin'in aramasıyla uyanmıştık. Okula geçtiğini haber vermek için aramıştı. Biz gece uyandıktan sonra saat dört gibi uyuduğumuz için 11'e kadar uyumuştuk.
Derin'le konuştuktan sonra giyinip Onur'un duşa girip hazırlanmasını beklemiştim. Gece yediğimiz menemen yüzünden canım bir şey istemiyordu evden çıkarken su içtim sadece.
Okula gitmeyecektim bugün o yüzden Onur beni direk eve bırakmış işe gitmişti. Eve geldiğimde kimse olmadığını görünce hızlıca odama girip duşa girdim. Uzun uzun duşta vakit geçirdikten sonra çıkıp pjamalarımı üzerime geçirip saçlarıma bakım yağlarını sürüp taradıktan sonra kurumaya bıraktım.
Kahve yapmak için aşağıya inince salonda oturan abimi görünce şaşırdım.
''Sen ne zaman geldin?'' dedim gidip sarılırken.
''Çok olmadı asıl sen neredesin? Gece yoktun?'' deyince karşısındaki koltuğa geçip oturdum.
''Annem söylemedi mi? Derin'de kaldım'' keyfi yok gibiydi.
''Yok konuşmamıştık''
''Ne oldu sana neyin var?'' dedim merakla. Esenay ile mi sorunları vardı acaba?
''Ece bana söylemek istediğin bir şey var mı?'' deyince içimi korku kaplamıştı. Abim dün Onur'da kaldığımı mı öğrenmişti?
Yutkundum.
''O ne demek abi?'' abim kalkıp yanıma geldi oturdu.
''Ece ben senin abinim, benimle istediğin her şeyi konuşabilirsin..'' deyince başımı eğip gözlerimi bir yere sabitlemeye çalıştım. Abim Onur'un evinde kaldığımı öğrendiyse şu an gerçeği söylemem gerekiyordu. Sakin olmaya çalıştım.
''A-abi, ben gerçekten sadece içimden geleni yaptım.. Doğrusunu yanlışını sorgulamadım belki de hata yaptım..'' dediğimde abim uzanıp elimi tuttu.
''Ece sevmek kadar güzel ve normal bir şey yok.. Ama Baran'ın sana karşı duyguları o yönde değil gibi duruyor..'' Deyince şaşırmıştım. Kaşlarımı çatıp abimi dinlemeye devam ettim. Baran nereden çıkmıştı?
''Evet sana değer veriyor ama bu aşkla yaptığı bir şey değil.. Eğer öyle olsaydı Seçil ile bu duruma gelmezdi bunu bir erkek olarak söylüyorum. Daha fazla üzülmeni istemem'' dediğinde nefes alıp bir şeyleri anlamlandırmaya çalıştım.
''Abi bir dakika ben hiçbir şey anlamıyorum..'' dedim hala üzerimdeki şaşkınlıkla birlikte.
''Baran geldi akşam buraya, seninle konuşmak için annemle konuşurlarken duydum. Anneme Seçil ile konuşmanızdan bahsetti. Seçil'e söylediklerin doğru değil Ece onlar yakında nişanlanacaklar belli ki..'' deyince daha büyük şaşırdım.
''Ne demişim ben Seçil'e?'' dedim abimi durdurup.
''İşte Baran ile aranıza girdiğini, arkadaşlığınızın neredeyse bitme noktasına geldiğini falan filan hatırladığım bu'' derken onun da kaşları çatılmıştı.
''Ece neler oluyor sen niye şaşırdın bu kadar?'' derken şüpheciydi. İçimde sinir patlamaları yaşıyordum. Seçil çok büyük bir oyun oynuyordu. Ellerimle saçlarımı arkaya itip sakin olmaya çalıştım. Derin ile konuşmalıydım.
''Abi benimle konuştuğun için çok teşekkür ederim. Sana her şeyi anlatacağım söz veriyorum ama şimdi Derin'e gitmem lazım lütfen..'' deyip ayağa kalkarken abim kolumdan tuttu.
''Ece! Daha yeni geldin zaten neler oluyor! Bu konuyu daha fazla uzatma lütfen'' dediğinde ona döndüm.
''Abi tamamen kapanması için uğraşıyorum lütfen gerçekten anlatacağım sana sonra'' deyip ona sarıldıktan sonra odama çıktım.Hızlıca saçımı kurutup yukarıdan bir topuz yaptıktan sonra krem rengi eşofman takımımı giyip yine siyah şişme montumu giyip koşar adım evden çıktım. O kadar sinirliydim ki.. Sadece Derin'in gerçekten Seçil ile konuşup konuşmadığını merak ediyordum. Yoldayken Derin'i arayıp nerede olduğunu sordum. Hala okuldaydı. Taksiyle okula geçip Derin'i aradım.
''Derin ben geldim, neredesin?''
''Ben şimdi çıkıyorum sınıftan girişte bekle geleceğim'' deyince tamam deyip kapattım.
Yaklaşık on dakika sonra Derin gelmişti kampüs büyük olduğu için anca gelebilmişti.
''Ece neler oluyor ne bu telaşın? Koşa koşa geldim resmen'' derken nefes nefese kalmıştı.
''Konuşmamız lazım ama çok üşüdüm beklerken kafeye geçelim mi?'' dedim montuma sıkı sıkı sarınırken.
''Tamam hadi'' deyip koluma girinca hızlı hızlı yürümeye başladık.
Okulun çıkışındaki kafelerden birine girip iki tane sıcak çikolata söyledikten sonra Derin'e döndüm. Dayanamayıp o konuşmuştu.
''Onur'la mı alakalı? Neler oluyor Ece beni korkutuyorsun..'' dediğinde başımı hayır anlamında salladım.
''Onur'la alakası yok. Bak en başından anlatacağım..'' deyip dün okulda Seçil ile aramızda geçen konuşmayı sonrasında Onur'a gitmemi ve tüm yaşananları anlattım. Derin hiçbir şey söylemeden beni dinliyordu.
'' Sonra sen sabah sen arayınca uyandık ve ben eve geçtim. Kimse yoktu evde başta sonra abim gelmiş morali bozuk gibiydi ben de ne olduğunu sorunca akşam Baran'ın geldiğini benimle konuşmak istediğini söyledi. Sonra tabii ben evde olmayınca annem ile konuşmuş. Sözde ben Seçil'e demişim ki sen aramıza girdin, arkadaşlığımız bitme noktasına geldi gibi saçma sapan şeyler.. yemin ederim dün Seçil geldi benimle anlattığım gibi konuştu ya!'' dedim sinirle. Derin'in morali bozulmuştu. Dinledikçe o da sinirleniyor gibiydi.
''Tamam Ece ne yemin ediyorsun tanımıyor muyum ben seni Allah aşkına. Hem zaten Seçil'in sana anlattığı gibi ben onunla falan konuşmadım. Bana ne şeytan görsün yüzünü!'' deyip sinirle nefes aldı.
''Derin Seçil hep i böyle kötüydü biz mi göremedik?'' dedim pişmanlıkla..
''Maalesef hep böyleydi Ece, hep..''
''Off ben artık ne yapacağımı şaşırdım abim de Baran'a olan duygularımı öğrendi ve bu yüzden Seçil ile bu saçma konuşmayı yaptım sanıyor..Nasıl çıkacağım ben bu işin içinden?'' Derin uzanıp elimi tuttu.
''Senin bir suçun yok ki.. Her şey olacağına varır merak etme. O yalancının yalanları elbet çıkacak ortaya..'' dediğinde kabullenmekten başka çarem olmadığını fark ettim. Gidip konuşmak istesem de bu onların arasını bozmama sebep olurdu. Bu benim yüzümden olmayacaktı. Elbet Baran onun gerçek yüzünü görecekti.Derin ile ayrıldıktan sonra sahilde yürümekistemiştim, her zaman iyi gelirdi. Taksiden inip sahildeki yürüyüş yolunageçtim. Keşke kulaklığım yanımda olsaydı diye içimden geçirmiştim. Sahilkalabalık değildi fazla ama yürüyüş yapan insanlar vardı. Yarım saat kadaryürüdükten sonra kendimi daha iyi hissediyordum. Telefonum çalınca cebimdençıkardım. Onur arıyordu, nedense heyecanlanmıştım.
''Alo?''
''Arkandaki bankta sana ait şey var'' dediğinde duraksadım. Arkama dönünce bankta bir buket ayçiçeği görünce gülümseyerek banka ilerledim.
''Onur bunlar çok güzel!'' dedim ayçiçeklerini elime alıp banka otururken.
''Sen daha güzelsin..'' duyduğum ses telefondan değil yanımdan geliyordu. Onur gelmişti.
''Sen nereden çıktın?'' dedim gülerek.
''Seni özledim, çabuk özlerim ben..'' dediğinde başımı eğip gülümsedim.
''Teşekkür ederim çiçek için'' dedim gözlerine bakıp gülümseyerek.
''Önemli değil şimdi asıl konuya geleyim'' deyip ciddileştiğinde kaşlarımı çattım.
''Ne konusu?'' dedim tereddütle.
''Annenler akşam seninle konuşacaktır. Onlar yarın akşam 3 günlüğüne çok önemli bir konferans için Polonya'ya gidecekler. Abin ve Zeynep'te gidiyor tabi ki. Sen büyük ihtimalle Derin'de kalmak isteyeceksin diye düşünüyorum. Onlara da aynen bu şekilde söyleyeceksin. Ama biz yarın akşam Antalya'ya gideceğiz'' deyip gülümsediğinde şaşkınlıkla onu dinliyordum.
''Bir dakika hiçbir şey anlamıyorum.. Annemler neden gidiyor? Hepsi birlikte hem de?''
''Daha önce başvurmuşlar bu program için kabul almamışlar. Onlara ufak bir referans sağladım ve kabul edildiler..'' dediğinde ne diyeceğimi bilememiştim.
''Tüm bunları seninle Antalya'ya gelebilmem için mi yaptın?'' dedim tüm şaşkınlığımla.
''Senin için yapacaklarımın bir sınırı yok Ece..'' derken gülümsüyordu.
''Peki neden Antalya yani sen normalde de gidecek miydin? Ben gelemesem bile..'' dedim merakla.
''Yani mecburiyetim var evet ama eğer gelemeseydin büyük ihtimalle ir günde halledip dönerdim.'' Dediğinde gülümsemiştim.
''Peki bunları yapmasam da benimle gelmek ister miydin?'' dediğinde başımı denize doğru çevirip ona bakmadan yanıtladım.
''Bilmem, bana seçenek sunmadın ki'' dedim ona dönerken. Denize bakıyordu o da ona bakmaya devam ettim. Gülümsedi.
''Peki o halde..'' derken siyah kabanının cebinden bir uçak bileti çıkarıp bana uzattı.
''Sana istemediğin hiçbir şeyi yaşatmam Ece, sen herhangi bir konuda karar verdiğinde orda konu benim için kapanır. Saati yazıyor, benimle gelmek istersen beklerim..'' derken gülümseyerek yaklaşıp yanağımdan öpüp geri çekilip banktan kalktı. Ve gitti.Kalkıp arkasından gitmek istedim ama yapmadım. Orada bir süre daha oturup eve geçtim. İçimde garip bir heyecan vardı. Ama bir yandan da içim buruktu. Annemlere yalan söylemiş olacaktım hem de kocaman bir yalan. Belki de bu yüzden kesin bir karar veremiyordum. Kendime henüz itiraf edemesem de Onur'la gitmeyi çok istiyordum.. Bir an için babamlara gerçeği söylemeyi düşündüm. Belki de izin verirlerdi? Saçmalama Ece, ya ters teperse.. Babam bir kez yalanını yakalayıp sildiği insanın bir daha suratına bakmazdı.. Onur'un benimle Antalya'ya gitmek için onlara bu şekilde bir oyun oynadığını öğrenirse asla Onur'la bir daha muhattap olmazdı.
Onur gerçekten her şeyi apaçık şekilde ortaya koyup bir şey gizlemeden sunmuştu bana kendisini. Yapması zor bir seçimdi.
Yatağımda oturmuş vazoya koyduğum ayçiçeklerini izlerken hala düşünüyordum. Bir yanım kalkıp hevesle valiz hazırlamak istiyordu..
![](https://img.wattpad.com/cover/329024404-288-k943125.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Roman pour Adolescentsİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...