EVET HAYIR

2.2K 117 58
                                    




Yemeği yedikten sonra hep birlikte sofrayı toplamıştık. Her şey hallolunca lavaboya girip dışarıya diğerlerinin yanına çıktım. Tuğçe, Semih ve Arya oturuyordu, diğerleri de karşılarında ayakta duruyordu. Onur'un yanına ilerledim. Eliyle başını ovuşturuyordu.
''Onur? İyi misin, başın mı ağrıyor?'' dedim koluna dokunurken. Bana dönerken elini çekmişti alnından.
''Biraz ağrıyor anlamadım neden oldu''
''Sana kahve yapayım..'' deyip içeri doğru ilerledim. Elimden tutup beni durdurunca ona doğru geri döndüm.
''İyi ki buradasın..yanımdasın.. '' deyince gülümsedim. Sonrasında içeri geçip kahve makinasını açıp fincan çıkardım.
''Sana bahsettiğim şeyleri hiç merak etmiyor musun?'' diyen Yusuf'un sesini duyunca yerimde sıçradım. Hızlıca arkama döndüm. Dibimde duruyordu bir adım geriye gidip tezgaha dayandım. O da bana doğru bir adım atmıştı.
''Kaçma Ece..'' derken gülümsüyordu.
''Yusuf dışarı çıkar mısın, hiçbir şeyi merak etmiyorum!'' dedim sinirle.
''Nasıl yani Onur'un evlenmeyi düşündüğü, nişanlandığı aşkından nerdeyse ölüp bittiği kadını hiç mi merak etmiyorsun..'' deyince tüm sözlerimi yutup yutkundum. Bakışlarımı odanın içinde gezdirip sakinleşmeye çalıştım. Onur'un bir başkasına bu şekilde bağlanması, aşık olması.. Biraz ağır gelmişti. Bana karşı bile daha ne hissettiğini açıkça söylememişti. Ona rağmen bu davranışları sergiliyorsa o kadın için neler yapmıştı acaba..
Yusuf bana doğru biraz daha yaklaşınca ona döndüm.
''Yusuf seni dinlemek istemiyorum'' deyip dışarı çıkmak için adım atacakken kolumdan tuttu.
''Onur onu asla unutamayacak Ece..'' dediğinde sinirle baktım gözlerine. Tanımadığım birisi, bilmediğim konular hakkında ne diyebilirdim ki..
''Yusuf!'' diyen Onur'u duyunca bakışlarımız kapıya kaydı ikimizin de. Yusuf kolumu bırakmıştı.
''Efendim kardeşim?'' diyerek Onur'a dönünce kusmak istedim. Yusuf'a dönüp iğrenerek baktım.
''Dışarı çık'' derken sesi ciddiydi Onur'un. Yusuf Onur'a baktıktan sonra hiçbir şey söylemeden çıktı. O çıktıktan sonra Onur yanıma gelmişti.
''Ters bir şey yapmadı değil mi?'' derken elini yanağıma koymuştu. Yusuf'un söyledikleri beynimde dönüp duruyordu. Onur'a direk her şeyi sormayı o kadar isterdim ki.. Yapamadım.
''Ha-hayır su içmeye gelmiş'' dedim ve arkamı dönüp kahve kavanozunu açıp bir tatlı kaşığı kahveyi makineye koydum. Suyu ekleyeceğim sırada Onur kolumdan tutup beni kendine çevirince elimdeki fincanla birlikte ona döndüm. Ellerini iki tarafımda tezgaha koyup beni kollarının arasına alıp hafifçe eğildi. Onur yavaş yavaş bana doğru yaklaşıyordu. Gözünün içine bakıyordum.
''Ece..'' derken bakışları dudaklarıma kaymıştı. Tüm bedenini bana yaslamış halde bakışlarını ayırmadan bana bakıyordu. Elimdeki fincanı o kadar zor  tutuyordum ki..
''E-efendim?'' dedim fısıltıyla.
''Seni öpmek istiyorum..'' dediğinde bakışları hala dudaklarımdaydı.. Nefesini yüzümde hissediyordum. 
''Nasıl yani Onur'un evlenmeyi düşündüğü, nişanlandığı aşkından nerdeyse ölüp bittiği kadını hiç mi merak etmiyorsun..'' Yusuf'un söyledikleri beynimin  içinde dönüyordu. Her şeye rağmen içimden geleni yapmak istedim.. Gözlerimi kapatıp Onur'a doğru yaklaştım.
''Onur!'' sesi duyduğumda anlık korkuyla elimdeki fincanı yere düşürdüm, kırılmıştı. Bu sırada Onur'da derin bir nefes verip arkasına döndü.
''Efendim Arya?'' dediğinde Arya'ya kısa bir bakış atıp hemen arkamı  döndüm. Yüzü bembeyazdı Arya'nın. Umursamadım. Hayatımdaki en cesaretli olduğum anı mahfetmişti. Belki de olmaması gereken bir durumun içindeydim..
''Seni merak ettim de..''
''Merak edecek bir şey yok, buradayım bak'' diyen Onur'a aldırmadan eğilip fincanın parçalarını toplamaya çalıştım. Onur bana dönmüştü bu sırada.
''Ece bırak elini keseceksin..'' deyip elimi tutup beni kaldırıp elimi öpüp gülümseyerek kulağıma yaklaşınca Arya bir şey demeden çıkmıştı.
''Şimdilik bununla yetineceğim galiba..'' deyince gülümsedim.
''Fincanı kırdım, özür dilerim..'' dedim yere bakarken.
''Özür dilemene gerek yok'' derken bana doğru yaklaşıp saçlarımdan öpüp sarılmıştı. Kollarımı beline doladım.
''Süpürge vardır herhalde şurada..'' derken geriye doğru çekilip bungalovun içindeki küçük bölmeye ilerlemişti. Elinde kablosuz küçük bir süpürgeyle dönünce gülümseyerek önüme dönüp tekrardan bir fincan çıkardım dolaptan. Onur'da kırıkları süpürmeye başlamıştı. Düğmeye basıp kahvenin olmasını beklerken içeri giren Yeliz'e baktım. Onur'da işini bitirmiş süpürgeyi kapatmıştı.
''Sesi duyunca geldim ne oldu?'' diyerek bize bakan Yeliz'e döndüm.
''Fincanı elimden düşürdüm de, kırıldı. Onur onu süpürüyor..'' dediğimde Yeliz kaşlarını çatıp yanıma geldi.
''İyi misin sen rengin solmuş..'' derken elini alnıma koyup ateşime bakmıştı.
''İyiyim iyiyim.. her zamanki şeyler..'' dediğimde Yeliz Onur'un süpürgeyi geri koymaya gittiğini görünce kulağıma eğildi.
''Arya mı bir şey dedi? Ayaklarını vura vura geldi, sinirli sinirli oturuyor dışarda'' dediğinde gözlerimi devirdim.
''Ben hiçbir şey yapmıyorum ama sürekli dibimizde olduğu için sorun yaşıyoruz..'' dedim.
''Neyse neyse kendine gel suratını asıp çıkma sakın dışarı'' deyip geri çekilmişti Onur tekrardan yanımıza dönünce.
''Kahve ister misin?'' dedim Yeliz'e dönüp.
''Sen içecek misin?'' deyince güldüm.
''Sen içeceksen kendime de yapacağım'' dedim gülerek.
''Tamam olur o zaman, ben geçiyorum siz gelirsiniz kahvelerle'' deyip gülerek çıktı Yeliz.
''İyi anlaştınız bakıyorum'' derken gülümsüyordu Onur.
''Evet Yeliz'i sevdim'' derken elimdeki hazır olan kahveyi Onur'a uzattım.
''Al bakalım kahven hazır'' dediğimde gülümseyerek alıp bir yudum aldı.
''Ee tuzu yok bunun..'' deyince gözlerimi devirdim.
''Sen içmişsindir tuzlusunu..'' dedim tek kaşımı kaldırıp. Gözleri bir anda boşluğa dalsa da hızlı toparladı.
''Senin elinden içmedim ama..'' deyince gözlerine baktım. Ardından önüme dönüp yeliz'le kendime kahve yapmaya başladım. Yusuf doğru söylüyordu, buna emin olmuştum. Onur'un hayatına bir kadın girmişti ama şu an neredeydi, neden ayrılmışlardı hepsi kocaman bir soru işaretiydi..

Kahveleri alıp dışarı çıktım. Yeliz'in yanına oturupkahvesini uzattım. Yusuf'un bakışları üzerimdeydi. Hiç bakmadan yanan ateşiizlemeye başladım. Bakışlarımı Onur'a çevirdiğimde kahvesini içmiş kenarakoymuştu. Daha iyi duruyordu.
''Hadi oyun oynayalım!'' diyen Semih'e döndüm.
''Doğruluk mu cesaretlik mi derse kusarım..'' diye kulağıma fısıldayan Yeliz'iduyunca güldüm. Gülüşümü duyan Onur bize dönmüştü. Onun bana attığı gibi öpücükattım. Gülümsemesi daha da büyümüştü. Arkasına yaslanıp başını eğip beniizlemeye devam etti.
''Ne oyunu?'' diyen Arya'yı duyunca gözlerimi devirdim.
''Hani bir kere oynamıştık ya Ben Kimim oyunu'' deyince herkes anlamıştı.Kaşlarımı çattım.
''Ben bilmiyorum..'' dedim Semih'e dönüp.
''Daha iyi zaten oyunu birisinin bilmemesi çok daha iyi sen ebe olacaksın..''diyen Atahan ile birlikte kafam iyice karışmıştı.
''Anlamadın, bak şimdi anlatıyorum. Sen içeri gideceksin sonra biz aramızdanbirini seçeceğiz. Sonra sen gelip bize tek tek soru soracaksın bizde o kişigibi evet veya hayır diye cevaplayacağız ama mesela her zaman doğrularısöylemeyeceğiz ona göre oturma sistemimiz değişecek. Sonrasında işte tahminetmeye çalışacaksın'' diye açıklayan Tuğçe'ye gülümsedim.
''Anladım tamam geçiyorum o zaman içeriye'' diyerek ayağa kalkıp içeri geçtim.
''Ece gel!'' diye seslenen Atahan'ı duyunca gülerek dışarı çıktım. Hepsi yanyana oturmuştu. Fırsatçı Arya Onur'un yanına oturmuştu. Fazla o tarafa bakmadanen başta oturan Semih'e döndüm.
''Senden başlıyorum o zaman?'' dediğimde başını salladı.
''Erkek misin?'' dedim ilk aklıma gelen şeyle.
''Evet'' dediğinde birkaç saniye birbirlerine bakıp bir anda kalkıp farklıyerlere oturmuşlardı. Hallerine gülümsedim.
''Tamam.. devam ediyorum deyip oturma sıraları karıştığı için Yeliz'e döndüm.
''Sana soruyorum Yeliz, ııı erkektin.. Peki sarışın mısın?'' dediğimde Yelizgülümsedi.
''Evet..'' deyince sadece Onur kalkıp başka bir yere oturmuştu. Kaşlarımıçattım neden diğerleri kalkmamıştı. Keşke Tuğçe'ye hemen anladım demeseydimdiye düşünmeden edemedim.. Şimdi erkek ve sarışın demişlerdi ama erkekdediklerinde herkes kalkarken sarışında sadece Onur kalkıp farklı bir yereoturmuştu. O zaman birisi gerçek değildi.. Zaten sarışın erkek sadece Yusuf vesarışın kızda sadece ben vardım.. O zaman bu ikisinden birini kesinleştirecekbir soru sormalıydım.
''Yusuf sana soruyorum, bulmaya çalıştığım kişi öğrenci mi?'' dedim. Aralarındaöğrenci sadece ben vardım.
''Hayır'' dediğinde hepsi kalkıp yer değiştirdi. Ama Onur hala yerindeoturuyordu. Demek ki Onur sadece yanlış cevaplarda kalkıyordu. O zaman Yelizdoğru söylememişti. Seçtikleri kişi esmer, erkek ve öğrenci değildi doğalolarak. Semih kumraldı. Onur veya Atahan'ı seçmişlerdi demek ki.
''Tamam devam ediyorum, Onur sana soruyorum'' dedim gülümseyerek.
''Sor canım bana sor..'' derken o da gülümsüyordu.
''Bulmaya çalıştığım kişi hiç aşık oldu mu?'' dedim imalı şekilde. Artık zatenoyunun sonuna yaklaştığımız için Onur'a böyle bir soru sormak istemiştim.Yeliz, Tuğçe ve Semih soruma gülümseyerek Onur'a döndü. Arya bana bakıyordu amagülmüyordu. Ondan bakışlarımı hızlıca çekip Onur'a döndüm.
''Evet'' dediğinde birkaç saniye gülümseyerek bakıştık. Ardından yine Onurhariç diğerleri kalkıp farklı yerlere otururken gözüm Arya'ya takıldı. Kalkmamıştı. Bu kez ona döndüm yine gülümseyerek.
''Arya sana soruyorum..'' dediğimde başını salladı sadece bir şey söylemedi.
''Bu kişinin aşık olduğu kişi şu an burada mı?'' dedim gülümserken. Bana öylebir bakıyordu ki..
''Hayır, öldü'' dediğindegülümsemem yavaş yavaş solmuştu.

O GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin