Gözlerimi açtığımda yanımda Onur'un olmadığını fark edince yavaşça yatakta doğrulup anlamsızca etrafa baktım. Onur'un gece üzerinde giydiği eşofman valizin üzerinde duruyordu. Uyanmıştı. Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Elimi yüzümü yıkadım ama aslında duş almak istiyordum.. Kıyafeti, şampuanım hiçbir şeyim olmadığı için vazgeçerek banyodan çıkıp telefonumu aldım. Annemi aramam gerekiyordu o beni aramadan. İkinci çalışta açtı.
''Ece kızım?''
''Napıyosun annecim?''
''Çalışıyorum kızım hastanedeyim, nasılsın?'' Baran'ın aradığını söylemeyecekti sanırım.
''İyiyim anne, Zeynep'le kahvaltı edeceğiz''
''Tamam canım, tekrar konuşuruz şu an biraz yoğunum. Dikkat et kendine ve beni haberdar et''
''Tamam annem, görüşürüz'' deyip kapattım. Derin'i arayacağım sırada kapı açılınca başımı kaldırıp kapıya baktım. Onur gelmişti.
''Güzelim, uyanmışsın.. Günaydın'' derken yanıma gelip saçlarıma bir öpücük koymuştu. Elindeki paketi koltuğun üzerine koyarken ona döndüm gülümseyerek.
''Günaydın, sen ne zaman uyandın? Neredeydin?''
''Sor sor, daha var mı soru?'' derken mutlu gibiydi.
''Sen önce sorduklarıma cevap ver başka soru var mı o zaman konuşuruz''
''Peki yavrum, sen nasıl dersen.. İki üç saat oldu uyanalı, dışarı çıktım birkaç işim vardı. Sana da kıyafet aldım, zevkle seçtim..'' derken gülümseyerek paketi tekrar eline alıp önüme koymuştu. Cevap vermeden bakışlarımı pakete indirdim.
''Kırmızı bir bluz ,siyah pantolon ve yine kırmızı iç çamaşırları vardı.. Gözlerimi kapatıp nefes aldıktan sonra paketi kenara koyup ayağa kalkıp dolaptan su çıkardım. Onur gülüyordu.
''Bunları alırken hiç utanmadın mı sen ya?'' dedim su içerken.
''Hayır.. Bana yardımcı olan görevli de kız arkadaşınız çok şanslı dedi hatta..'' derken koltuğa rahatça oturmuş bana gülümsüyordu. Ona dönüp gözlerimi devirdim.
''Neymiş benim şansım?''
''Ben..'' dedikten sonra gülerek devam etti.
''Kız arkadaşım olduğunu kabul ettin demek..İtiraz etmediğine göre..'' dediğinde nefes alıp bakışlarımı üzerinden çekip paketi alıp banyoya ilerledim.Onur'un şampuanını kullandığım için saçlarım onun gibi kokuyordu.. Dolaptaki havlulardan birini alıp saçlarıma sardım. Üzerime Onur'un benim için aldığı kıyafetleri giymiştim. Saçlarımı kurutup şekil vermeye çalıştım ama asla olmadı. Yani bir yerde kendi eşyalarım olmadan hazırlanmaya çalışmak gerçekten en nefret ettiğim şeylerin başında geliyordu.. Sinirle tepeden bir topuz yapıp odaya döndüm.
''Ne oldu güzelim? Gergin misin sen?'' derken şüpheyle bakıyordu Onur. Olumsuz anlamda salladım başımı gülümserken.
''Yok hayır, bir şey yok'' dedim koltuğa otururken.
''Var var gel bakayım yanıma..'' derken eliyle yataktaki boşluğa vurmuştu hafifçe. Gülümseyerek kalkıp yanına uzandım.
''Ohh, benim gibi kokmuşsun miniğim..'' dediğinde beline sarıldım.
''Soruma cevap vermedin..'' ne kadar ısrarcıydı ve benim ruh halimi hemen anlayabiliyordu. Hem de bunu odaya gülerek dönmeme rağmen anlamıştı.
''Onur gerçekten büyütecek bir şey değil.. Saçım istediğim gibi olmadı yani evden başka yerde hazırlanmak zor geliyor.. Ama gerçekten önemseyeceğin başka bir sorun yok'' dedim gülümserken.
''Hm, aslında var gibi ama halledilir hadi kalk'' deyince kaşlarımı çattım.
''Onur nereye?'' dememe rağmen cüzdanını arabasının anahtarını çoktan almıştı eline.
''Hadi güzelim zaten yarım saate kahvaltıya gideceğiz, önce seni mutlu edelim..'' derken gülümsemişti. Elini uzatınca telefonumu çantama koyduktan sonra çantamı da alıp elini tuttum.
Otelden çıkıp arabaya bindiğimizde fazla uzun sürmemişti yolumuz. Onur arabayı park ettiğinde başımı çevirip yandaki dükkana baktığımda kuaför yazısını görünce başımı sallarken gülümsedim.
''Onur.. Buna gerek yok sadece kahvaltı yapıp İstanbul'a döneceğim zaten..''dediysem de başını olumsuz anlamda salladı.
''Hayır, senin kafana bunu bile takmanı istemiyorum o yüzden halledelim..Burada sen gir işini hallet, ben bekliyorum'' dediğinde ısrar etmenin anlamı olmadığını anlamıştım. Altı üstü bir fön çektirip çıkacaktım. Kuaföre doğru ilerledim. Onur'da arabadan inmiş yaslanmış içeri girmemi bekliyordu. Bu sırada kuaförün içinden bir adam Onur'u görünce gülümseyerek dışarı çıkıp ona elkaldırınca kafamı çevirip arkamdaki Onur'a baktım. O da selam vermiş, bize doğru geliyordu.
''Hoşgeldiniz Nilüfer Hanım..'' dediğinde bir anlık boşluğa düştüm. Anın gerçekliğini sorguluyordum. Ben başımı çevirip Onur'a bakamadan o araya girdi.
''E-Ece.. Ece tanıştırayım sizi Gökhan benim arkadaşımdır.. İşinde de bir numaradır..'' derken bana bakıyordu Onur ama ben kitlenmiştim. Nilüfer demişti değil mi? Ben yanlış duymamıştım..
''Aa Ece Hanım memnun oldum.. Teşekkür ederim Onur, senin güzel bakışından o.Ece Hanım buyrun geçelim isterseniz'' diyen adama dönmek istedim ama hala Onur'a bakıyordum. Bana bakıyordu ama gözlerinde farklı bir duygu vardı. Korku görüyordum sanki.. Ona bir şey söylememi bekler gibiydi.. '
''Ta-tamam geçelim..'' dedim Onur'dan bakışlarımı çekerken. Nefes almakta güçlük çekiyordum, sanki bir anda üşümeye başlamıştım. Hevesim kaçmıştı, herşeyden.
Sandalyeye oturduğumda Gökhan denen adam gülümseyerek bir şeyler soruyordu ama ben gerçekten onu anlayamıyordum. Başımı çevirip camdan dışarıya baktım. Onur yerinden bir adım bile kıpırdamamış beni izliyordu. Göz göze geldiğimizde hızlıca başımı çevirip önüme döndüm.
''Düz fön istiyorum.. En hızlı şekilde..'' dedim ifadesizce. Daha fazla durmak istemiyordum ama çıkınca da ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu.
Saçlarım bittiğinde çantamdan cüzdanımı çıkardım. O sırada Gökhan denilen adam hemen karşı çıktı.
''Biz Onur Bey ile hallettik.. Her zaman bekleriz'' dediğinde zoraki bir gülümseme ile karşılık verip kuaförden çıktım. Onur arabanın yanına dönmüştü.Yanına doğru ilerlerken içime bir ağlama hissi çöktü. Kafamda dönen o kadar çok şey vardı ki.. Gerçekten olduğum yere çöküp ağlamak istiyordum. Yaşadığımız şeylerin gerçekliğini sorgulamak bana çok acı gelmişti.
''Ece..'' dediğinde başımı kaldırıp gözlerine baktım.
''İyi misin?'' diye devam etti ben konuşmadığım için.
''Neden Nilüfer dedi bana?'' dedim direk gözlerinin içine bakarken. Başını eğip gözlerini kapatıp birkaç saniye nefes aldıktan sonra gözlerime baktı. Öylece bakıyordu, ikimiz de konuşmuyorduk. Gözlerindeki korkuyu artık daha net görebiliyordum.
''Ece.. Anlamadan, dinlemeden yargılama.. Kötü de düşünme lütfen..'' dediğinde ağlamamak için dişlerimi sıktım. Şu an ağlamanın hiç sırası değildi. Aksinekonuşmam gerekiyordu..
''Onur..'' dedim ama hıçkırıkla birlikte göz yaşlarım düşmesin diye yavaş yavaşkonuşuyordum.. Bana üzüntüyle bakmaya devam ediyordu.
''Onur, ben seni dinlemek istiyorum.. Anlamak istiyorum ama sen bana hiç izinvermiyorsun.. Kısa bir süre oldudiyorum, sen sorma o sana zaten anlatır diyorum. Yaşadıkların hiç kolay değilbilmesem de bunu hissediyorum.. Ben sana, yaşadıklarına, aşkına saygı duyuyorum.. Anlamaya da çalışıyorum ne kadar güzel sevmişsin ama eğer amacın ona olan aşkını benim üzerimden devam ettirmekse.. özür dilerim ama ben yokum..'' dedim gözlerinin içine bakarken. Neden hala karşısında duruyordum.. Arkamı dönüp gitmem gerekmiyor muydu.. Bir şey söylesin istiyordum, inkar etsin..
''Ece.. Evet inkar etmiyorum seni ilk gördüğümde seni bana çeken çok başka birşeydi.. Sen ağlıyordun.. Ağlama istedim.. Yanına gelmek istedim bir şekilde de geldin.. Seni gördüğüm günden beri o kadar çok şey geçti kafamdan, dedim yine aynı hatayı yapma Onur. Uzak dur bu kızdan.. Ama gidemedim Ece, hep bana ihtiyacın var gibiydi.. O gün sen benim evime geldin ya ağlayarak o gün anladım ben seni bırakamayacağımı.. Ece yemin ederim seni sen olduğun için sevdim.Duyguların, düşüncelerin ne bileyim naifliğin beni kendine çektin.. Evet benseni gördüm ilk önce ama sen bana geldin Ece.. Bunu bir kere de yapmadın.. Ben ilk kez gerçekten bunu yaşıyorum. Biliyorum sen beni sadece ben olduğum için yanında istiyorsun buna dün emin oldum.. Seni kırdı bu yaşanan şey farkındayım evet aklın karıştı, ne işim var burada diyorsun.. Hatta ağlamak istediğine bile eminim..'' dediğinde başımı çevirip başka tarafa baktım. Gözlerim dolu dolu olacaktı, söyledikleri beni kendimi sorgulamaya itmişti. Onu ben mi yanımda istemiştim? Daha da önemlisi hala istiyor muydum?Derin bir nefes aldım. Keşke yaşanmasaydı bu olay, gerçekten o kadar mutluydum ki.. Her şeyin bu kadar karışık olması umrumda bile değildi, dün ona sarılıp uyurken her şey sanki durmuş gibiydi.. Ama şimdi onun peşinde oradan oraya sürükleniyor gibi hissediyordum..
''Onur.. Ben yapamam.. Özür dilerim ben sana inanmak istiyorum ama yapamıyorum.. Belki de sen ona olan aşkının büyüklüğünü bana gerçekten hissettirdiğin için kendimi o aşkın önüne getiremiyorum.. Keşke emin olsak karşımızdaki insandan ama ben daha kendimden bu derece zor emin olurken senin duygularının savunmasını yapamam kendime. Bu yüzden sana teşekkür ederim..''dedim başımı çevirip gözlerine bakarken. Başını olumsuz anlamda sallıyordu,gözleri dolmuştu. Ama asla konuşmuyordu..
''Her şey için..'' dedim uzanıp elini tutarken.. Tuttuğum eline bakıp tebessüm etti. Gözlerine bakmak istesem de, bana bir şey söylemesini istesem de yavaşça elini bırakıp yanımızdaki yola çevirdim bakışlarımı. Küçük adımlarla yola doğru ilerledim. Arkama dönersem geri dönerdim, adımlarımı hızlandırdım. Kaldırımda yanımdan geçen insanlaraaldırmadan göz yaşlarımı serbest bıraktım. Nereye gideceğimi de bilmedenyürüyordum. Ankara ne kadar soğuktu ya da ben neden sürekli üşüme hissini yaşıyordum?Yeterince yürüdüğümde arkama bakıp kimsenin olup olmadığına baktım. Kimse yoktu, gelmemişti.. Kaldırıma çöküp başımı ellerimin arasında aldım. gerçekten mutlu olabileceğime nasıl da inanmıştım ama.. Dün Seçil'e söylediklerim geldi aklıma.. Ben olmasam seni görebilecek miydi demiştim.. Göz yaşlarımın şiddeti daha da artmıştı.. Başkasına kolayca söylediğimiz bir cümle suratımıza tokat gibi çarptığında nasıl da acı çekiyordu insan.. Onun gibi olduğum için çekmiştim demek ki dikkatini.. Bu ne kadar kötü,ne kadar kırıcı bir durumdu Allahım.. Keşke dedim keşke hiç görmeseydi beni..Kafamda Onur ile yaşadığım anılar dönüp duruyordu.. Ben seni gördüm demişti..Güzelim demesinin ne kadar hoşuma gittiğini düşündüm.. Keşke sadece Baran' ın beni sevmediğini düşünüp bunun için kızsaydım kendime.. O zaman kendimden bu kadar nefret etme isteği uyanmazdı içimde..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...