. Merdivenlerden inip kapıyı açınca karşımda Onur'u görünce şaşırmıştım.
''Onur?'' dedim şaşkın çıkan sesimle.
''Ece'' derken gülümsüyordu.
''Ne işin var burada?''
''Doyamadım'' derken kapıya yaslanmıştı. Kaşlarım çatıldı.
''Ne diyorsun Allah aşkına?'' Sinirlenmiştim yine Arya ile konuşması aklıma gelince.
''Seni diyorum görmeye doyamadım tekrar geldim'' deyince daha fazla dayanamadım. Uzanıp elini tutup kolundaki saate baktım. O da ne yaptığıma bakarken şaşırmış gibiydi.
''Saat on ikiye geliyor, misafirin gelmeyecek miydi senin? Geç kalmıyor musun?'' dediğimde gülümsemeye başladı.
''Biliyordum duyduğunu demek tavrın ondandı, sen düşündüğümden de kıskançsın'' dediğinde kaşlarımı çattım tekrar.
''Bana ne be senden! Ne kıskanacağım seni'' dediğimde başını arkaya atıp güldükten sonra kapıyı itip içeri girdikten sonra ayağıyla kapıyı kapatıp üzerime doğru gelmeye başladı. Ben de geriye doğru adım atıyordum. Sırtım duvara değdiğinde duraksadım. Vücudunu bana yaslayıp kulağıma yanaştı.
''Deli gibi kıskanıyorsun beni Ece, bunu görebiliyorum kör değilim'' derken dudakları yanağıma değiyordu. Ateş basmıştı beni.
''Onur..''
''Efendim güzelim..'' derken sesinin tınısı içimi titretmişti.
''Neden gitmedin evine?''
''Evimdeyim..'' derken dudaklarını yanağıma değdirip ufak öpücükler bırakıyordu. Söylediği şey içimde fırtınalar koparmaya yetmişti. Bir şey söylemedim. Dokunuşları o kadar güzeldi ki..
''Gitmelisin..'' dedim fısıldayarak. Geri çekilmeden dudaklarımın kenarına masum bir öpücük daha bırakıp gülümseyerek benden uzaklaştı. Hiçbir şey söylemeden kapıdan çıkıp gitti. Orda öylece kaldım. Elim yanağıma gittiğinde gülümsemiştim.. Hiç hissetmediğim şeyleri hissettiriyordu garip bir çekim vardı aramızda. Daha fazla kapıda durmadan odama çıktım. Üzerime pjamalarımı giyip yatağa uzandım. Gözlerimi kapatsam da içimdeki garip heyecandan uyuyamıyordum.
Tabletimi elime alıp izlediğim dizilerden birini kaldığım yerden izlemeye karar verdim. Bölümler zaten ortalama yirmi dakikaydı birkaç bölüm izlesem uykum gelirdi. İki bölüm izledikten sonra tam kapatıp uyumaya karar vermiştim ki telefonuma mesaj gelince uzanıp yatağımın kenarındaki komidinin üzerinden telefonumu aldım.
Onur mesaj atmıştı. Kendini çekmişti. Üzerinde bir şey yoktu başını yastığa koymuş gamzesini belli edecek şekilde gülümsemiş şekilde kameraya bakıyordu. Gülümsedim. Hala yazıyordu.
''Hala beni düşünüyorsundur diye haber vereyim, evdeyim ayrıca yalnızım.. Ama keşke olmasam yanımda sen olsan.. Yastığımda hala kokun var gitmeden tekrar gel olur mu?'' yazıp çıkmıştı. Gülümseyerek birkaç kez daha okudum mesajı. Tüm uykum gitmişti.
''İyi uykular..'' yazıp yolladım. Telefonumu geri yerine koyup uyumaya çalıştım....
Sabah uyandığımda gülümseyerek uyanmıştım. Masamın üzerindeki şakayıkları görünce uzun zaman sonra bu kadar mutlu hissettiğimi düşündüm. Kapım tıklanınca gel dedim kalkarken.
''Güzel kızım, günaydın'' derken odama girmiş camımı açıyordu annem. Havalansın diye her sabah yapardı.
''Günaydın annecim'' dedim gülümseyerek. Bana döndü gülümserken.
''Güzel bir rüya gördün sanırım keyiflisin'' Akşam Onur'un dokunuşlarını hatırlayınca gülümsedim.
''Öyle oldu..'' dedim dolabımdan siyah mini eteğim siyah badimi çıkarıp giydim. Üzerine siyah deri blazer ceketimi giyip saçlarımı kalın maşa yapıp salık bıraktım. Saçlarım çok uzamıştı ama bu halini seviyordum.
Aşağıya indiğimde babam sofraya çoktan oturmuştu.
''Günaydın babacım'' deyip onu öptükten sonra yanındaki sandalyeye oturdum. Annem de elinde yumurta tavasıyla mutfaktan geldi.
''Günaydın kızım, mezuniyet tarihiniz belli oldu mu?'' dediğinde babama döndüm.
''Evet baba haziranın ikinci haftası olacak'' deyip yumurtadan tabağıma aldım. Babam başını sallayıp kahvaltısına devam etti.
''Gelecek ay ehliyet kursuna yazdıracağız seni artık ehliyetini alırsan senin için de iyi olur'' dediğinde onu onayladım.
Kahvaltımı edip krem rengi çizmelerimi giyip evden çıktım. Kapının önünde bekleyen Tolga'nın arabasına doğru ilerledim. Sabah konuşmuştuk beni alabileceğini söyleyince kabul etmiştim.''Günaydın'' dedim arabaya binerken.
''Günaydın'' dedi gülümseyerek. Okuldaki en yakın erkek arkadaşım Tolga'ydı.
''Hiç okula gidesim yok, gitmeyelim dersen hemen çıkabilirim yoldan'' derken gülüyordu. Ben de gülerek ona döndüm.
''Hayır hayır gideceğiz, hem mezuniyet için toplantı var bugün ona katılacağım'' dedim. Planlama ekibindeydim.
''Umarım bol alkollü bir etkinlik olur''
''Önerilerinizi dikkate alacağız Tolga bey'' dedim gülerek.
Telefonuma mesaj gelince çantamdan çıkarıp açtım.
''Çok güzel olmuşsun her zamanki gibi.. Okula gidiyorsunuz sanırım?'' Onur'un mesajını okuyunca kaşlarım çatılmıştı. Beni mi takip ediyordu?
''Beni mi takip ediyorsun?'' yazıp yolladım.
''Ettiriyorum'' mesajı okuduğumda şok olmuştum. Yusuf'la kahvaltıya gittiğimiz yeri de bu şekilde bulmuştu demek ki.. Bu yaptığı doğru değildi, mesajına cevap vermeden telefonu çantama koydum....
Okuldaki toplantıya ve derslere girip Tolga ve Selin'lebirlikte okulun yanındaki kafeye geçmeye karar vermiştik. Açlıktan bayılmaküzereydim.
''Ece! Bekleyin'' diyen Seçil'in sesini duyunca duraksadım. Tolga ve Selin'debenimle birlikte durmuştu. Arkamı dönüp bize doğru gelen Seçil'e gülümsedim.Derste hiç konuşmamıştık Gizem'le birlikte oturmuş onunla konuşuyordu.
''Selam! Kafeye mi geçiyorsunuz?'' deyince başımı salladım.
''Gel istersen sen de'' dedim çokta istekli olmayan sesimle.
''Aslında seninle bir şey konuşacaktım..'' deyince Selin'le Tolga'ya döndüm.
''Tamam o zaman biz geçiyoruz sen gelirsin Ece'' diyen Tolga'ya gülümsedim.
Seçil ''Biz de köşedeki kafeye geçelim mi?'' dediğinde başımı sallayıp o tarafadoğru yürüdüm. Boş masalardan birine oturduğumuzda tost ve çay söyledim. Seçil dekahve söylemişti.
''Evet seni dinliyorum'' dedim Seçil'e gülümseyerek. Ne söyleyeceğini toparlamaya çalışır gibiydi.Bu beni rahatsız etmişti pek iyi bir şey söyleyecek gibi durmuyordu.
''Ece konu Baran..'' dediğinde kaşlarım çatıldı.
''Bir şey mi oldu?'' dedim tereddütle.
''Yok bizle alakalı bir şey yok. Sorun sizsiniz..'' dediğinde ne diyeceğimişaşırdım. Seçil fazla açık konuşuyordu. Sessizce dinlemeye devam ettim. Ben birşey söylemeyince Seçil devam etti.
''Baran sana ve Derin'e çok değer veriyor biliyorsun.. Ama artık bu ona zararveriyor. Derin en başından beri bana ısınamadı farkındayım ve Baran'ı daetkiliyor düşünceleriyle..'' dediğinde dayanamayıp itiraz ettim.
''Seçil Derin öyle bir şey yapmaz'' garson tostumu ve çayımı önüme koymuşSeçil'e de kahvesini uzatmıştı. Teşekkür edip Seçil'e döndüm.
''Yapıyor Ece, geçen gece konuşurlarken duydum onları. Aranızın eskisi gibiolmadığını size karşı mesafe koyduğunu düşündüğünü söyledi Derin. Bunun sebebide benmişim, bilerek yapıyormuşum. Evet Baran size değer veriyor hem de çok amaeskisi gibi olmaz ki hiçbir şey.. Eskiden çocuktunuz Baran da bir abi gibi sizikorumak için yanınızda oldu ama artık büyüdük değil mi Ece? Baran'a sadecekendisi mesafe koymuş gibi hissettirmek yerine siz de mesafe koymalısınız.Yoksa diğer türlü biz zarar görüyoruz. Kafasına takıyor sizi sorumluluk olarakgörüyor.. Artık onu bu konuda onun kendisini üzmesinden yoruldum..''
Söyledikleri artık bana fazla geliyordu. Sinirlerim alt üst olmuştu.Ağlayamadığımdan başıma bir ağrı girmişti. Seçil ile arkadaşlığımızınsonlandığı gün bugündü buna emindim.
Ona cevap vermemi beklerken telefonu çalınca gözüm oraya takıldı. Baranarıyordu.
''Efendim sevgilim?'' diye telefonu açtığında çantamdaki suyumu alıp bir yudumalıp geri koydum. Midem bulanmaya başlamıştı sabah kahvaltıdan sonra hiçbir şeyyememiştim ama iştahım da kaçmıştı.
''Tamam geliyorum birkaç dakikaya'' dediğinde ona döndüm. Telefonu kapatıpçantasına koydu.
''Beni dinlediğin için teşekkür ederim Ece.. Umarım derdimi anlatabilmişimdirşimdi kalkmam gerekiyor Baran gelmiş'' derken başımı salladım.
''Tabi, görüşürüz'' dediğimde gülümseyerek kalkıp kafeden çıktı. Orada öylecebeş dakika falan oturdum.
Sizi bir abi gibi korumak için yanınızdaoldu..
Sizi bir sorumluluk olarak görüyor.. Baran için Derin neyse ben de oydum bizi kız kardeşleri ile bir mi tutuyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O GÜN
Teen Fictionİnsan bazen kendini yakınlarına o kadar açar ki yakınındakiler de onun gibi düşünmeye başlar.. Yıllardır aşık olduğu Baran'a aşkını itiraf eden kişi en yakın arkadaşım Seçil.. Her yere geç kaldığım gibi Baran'a da geç kalmıştım.. O gün o metroya b...