Saçlarımın arasından yüzüme vuran güneş gözlerimi sızlatırken sevdiğim adamın yüzü girmişti görüş alanıma. Göğsüme yasladığı başı yukarıya doğru kalkmış uzun kirpiklerinin gölgesi düşmüştü çıkık elmacık kemiklerine. Gözlerim şişmiş dudaklarından yukarıya şahit olmak istemediği bir manzaraya doğru çıktı. Gözlerinin etrafındaki mor halkalar içimi sızlatırken kollarımın altındaki bedeni artık eskisi gibi gelmiyordu bana.
Zayıflamıştı. Eskiden kollarımın arasına zor sığan güçlü bedeni şimdi masum bir çocuk gibi teslim olmuştu bana. En kötüsü de bunun benim hatam olmasıydı. Eskiden onun bana zarar vermesinden yakınırken şimdi en büyük zararı ona ben veriyordum. Hemde gurur denen şeyin adına sığınarak.
İçimdeki suçluluk duygusuyla kollarım sevdiğim adamı daha da sıkmış olacak ki onu uyandırmıştım.
Ayılmaya çalışırken başı aşağıya eğilmiş ve kolları daha da sıkılaştı. Ayıldığında ise başı ait olduğu yere boynuma gömülmüş ve kokumu içine çekmişti.
" Bunu özlemişim. "
Gözlerim dolarken aslında bunun günlerdir ihtiyaç duyduğum şey olduğunu yeni anlamıştım. Yaşamak için ona ihtiyacım vardı ve ben günlerdir yavaş yavaş intihar ediyordum.
Kollarım cevap olarak daha da sıkılışırken Arkan ağladığımı yüzüne düşen göz yaşlarımla fark etmiş yinede tepki vermemişti. Sanki kendi kurduğu bir hayal aleminde yaşıyordu. Birazdan kaybolup gidecek bir pusmuşum gibi ağlamam değersizdi.
" Beni bıraktın. " dedim kollarım cümlemin anlamına ters düşecek şekilce sıkıca sevdiğim adama sarılıyken.
Son günlerde iyice güçsüzleşmiş bedeni gerildi, çenesini sıktığını omzumdaki sivrilikten hissedebiliyordum.
" Ama yine de ben seni bırakamıyorum. "
" Orada bıraktığım sen değildin Arel. Ben orada korumayı beceremediğim bir kardeşin acısını bırakmaya çalıştım. "
Kelimeler zihnimin içine puslu bir duvar örmüş ve bütün gerçekliğim o duvarın içine sıkışıp kalmış gibiydi. Affetmemem gerekiyordu. Bu kadar güçsüz olmamalıydım fakat ondan uzak durmaya daha fazla gücüm yetmiyordu.
" Sanırım bir tümseği daha atlattık Arkan Baray. " dedim saçlarına doğru. Fiziksel bir tepki vermedi ve sadece dudaklarını oynattı, " Ayağımız burkuldu. " Başımı salladım, beni göremese de hissediyordu. " Ayağımız çok kötü burkuldu Arkan Baray ama biz koşmaya devam edeceğiz. "
- Selin Andaç
Okuldan içeri girerken bütün insanların gözü üzerimdeymiş gibi hissediyordum. Sanki herkes bana bakıp aralarında ne kadar aptal olduğumu fısıldaşıyordu. Sanki herkes beni kullanılan salak bir kız olarak görüyor ve acıyordu.
Bakışlarımı aşağıya indirdim.
Onlar hiçbir şey bilmiyordu. Hiç kimse hiçbir şey bilmiyordu. Buna ben ve Demir de dahildi.
Sevgili değildik, olamayacağımızı artık anlamıştım fakat çoğu gece onun yanına gittiğimde yıllardır aradığım yuvamı, sürümü bulmuş gibi hissediyordum. Sanki tenlerimiz birbirine dokunduğunda farklı bir dünyanın anahtarı oluyordu. Bizim dünyamızın. Ve orada ne Demir bu kadar katran karasıydı ne de ben beyaz. Orada ikimizde gri idik ve en önemlisi birlikteydik.
" Kafanı kaldır. "
Ensemde hissettiğim nefes tüylerimi diken diken ederken adrenalin yanaklarımı kızartmaya başlamıştı. Beraber geçirdiğimiz onca geceden sonra bile varlığı hala beni utandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırağı ve Ateş
General Fiction©Tüm hakları saklıdnır. Sen benim cesaretimsin Arel. Sen benim, bir insanın boğulmadan önceki son çırpınışlarında hissettiği umudumsun. Keşke bunun için zamanım olsa, kalbinin her santimini tek tek fethederdim. Hiç doğmamış olmayı dilerdim senden ön...