Neler olduğunu anlayamıyordum. Sadece birden odaya dolan sigarayla karışık miski andıran erkeksi koku kendimi daha önce hiç hissetmediğim kadar bu odaya ait hissetmeme neden olmuştu.
" Nasıl girdiniz buraya? " Selin'in şaşkınlıkla dolu sesi kulaklarımı tırmalarken burada olmasını beklemediğim bir ses cevap verdi ona " Arkan'ın çok ikna edici yöntemleri vardır. "
İşte o an bütün bedenimi bu kez soğuktan olmayan bir titreme sardı. Arkan yatağımın sağ tarafına çökmüş ve ellerini yüzümde gezdirmeye başlamıştı. İki kaşının arasında oluşan endişeli çizgiyi hayal ediyordum. Çekici görünüyor olmalıydı.
Bu düşündüğüm şey yüzünden kendime kızarken Arkan'ın kokusunu daha yakından hissettim. Hem de çok yakından.
Ben nefesini yüzümde hissederken üzerime eğildi ve dudaklarını alnıma bastırdı. Bana asırlar gibi gelen birkaç saniyenin ardından dudakları tenimden ayrıldı ve endişeli sesiyle odaya girdiğinden beri ilk kez konuştu.
" Ateşi yok. "
" Biliyorum. Bence onu hemen bir doktora götürmeliyiz. " Yatağın sağ tarafı tekrar yukarı kalkarken Arkan'ın kokusu benden uzaklaşmıştı. Bundan neden şikayet ettiğimi hala anlayamamıştım. Bu kokunun ve ona dair çekici olan her şeyin sınırlarımdan uzak olmasını istemiyor muydum? Derdim neydi benim?
" Hayır. Doktorluk bir şeyi yok. " Arkan'ın düşünceli ses tonu beni beynimi kemiren saçma düşüncelerimden kurtardı ve tekrar içinde bulunduğumuz olayın ciddiyetine odakladı. " Peki ne yapmalıyım? " Selin'in sesinin titrediğini duyabiliyordum ve onu endişelendirmek sanki mümkünmüş gibi kendimi daha da beter hissetmeme neden oluyordu.
" Sen değil ben yapacağım. " derken üzerimde olmasından memnum olduğum kışlık yorgan çekildi ve ben oksijen kaynağımmış gibi tırnaklarımı ona geçirip üzerimden çekilmesine engel oldum. Arkan tekrar üzerime eğildi ve ben burnuma dolan kokusuna sanki mümkünmüş gibi aldırış etmemeye çalıştım.
" Seni bu yorgandan daha fazla ısıtacağıma emin olabilirsin Arel. " Bütün bedenimi uyuşturan soğuğa inat yanan yanaklarıma hayret ettim ve tırnaklarımı sapladığım yorganı bıraktım.
Arkan'ın güçlü kolları bedenimin altına girip yatakla olan temasımı kesince Selin'in korumacı ses tonunu duydum. " Hey! Sen ne yaptığını sanıyorsun? "
" İzin ver Selin, ona yardım edebilir. " Selin'i ikna etme kısmını Demir'in üstlenmesi beni şaşırtmamıştı ve başarılı olacağından da adım gibi emindim.
" O zaman bende geliyorum. " diye diklendi Selin. En yakın arkadaşımın beni asla yalnız bırakmayacağını, hemde böyle bir durumda, tahmin etmeliydim.
" Hayır küçük hanım siz benimle kalıyorsunuz. " derken Demir'in ne kastettiğini anlamamıştım zaten anlayacak vaktim de olmamıştı. Çünkü biri üzerime Arkan gibi kokan bir ceket sarmış ve kapıyı açmıştı.
Hala nasıl birinin bizi fark etmediğini anlamadan uzun koridorda ilerledik ve asansörün önünde durduğumuzda Arkan sanki ondan çok uzaktaymışım ve bu rahatsız edici sessizlikte sesini duymamam gibi bir ihtimal varmış gibi kulağıma eğildi ve " rica etsem kapıyı açar mısın? "
Onun tenime işkence eden nefesinden kurtulmak adına artık nerede olduğunu ezberlediğim kapı koluna uzandım ve titreyen parmaklarımla kulpunu sararak açtım. Açıkçası bir an kaslarımda bunu yapacak gücü bulamayacağımı sanmıştım ama neyse ki beni yarı yolda bırakmamışlar ve verdikleri küçük savaştan zaferle ayrılmıştılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırağı ve Ateş
General Fiction©Tüm hakları saklıdnır. Sen benim cesaretimsin Arel. Sen benim, bir insanın boğulmadan önceki son çırpınışlarında hissettiği umudumsun. Keşke bunun için zamanım olsa, kalbinin her santimini tek tek fethederdim. Hiç doğmamış olmayı dilerdim senden ön...