" Buyrun. " titreyen sesimle konuşmaya başladığımda Arkan'ı dinlemediğim için kendime bir kez daha lanet okuyordum. Sürekli aynısını yapıyordum. Kendi dik başlılığım yüzünden insanları dinlemiyor ve fikir sahibi bile olmadığım konularda kendi bildiğimi okuyordum.
" Sen Arel olmalısın. " İnsanlar Arkan ile beraber gelen ünüm sayesinde adımı biliyorlardı. Bunda şaşılacak bir şey yoktu. Arel. Arkan'a yakışmayan kız ama bu biraz fazlaydı çünkü karşımdaki kadının bizim yaşlarımızda olduğunu hiç ama hiç sanmıyordum.
" Evet benim. " dedim şüpheyle kadına baktıktan sonra. Bu kadının bana pek zarar verebileceğini sanmıyordum ama arabadaki sarışın adam gözümü korkutmuştu.
Kafamdaki saçma düşüncelerden kurtulmaya çalıştım ve duruşumu dikleştirdim. Neden bana zarar versin ki? Durup dururken kim böyle bir şey yapardı?
" Arkan içeride mi tatlım? " Kadın birer buz parçasını andıran gözlerini üzerimde gezdirirken şüpheyle ona bakmaya devam ettim ve " Birazdan gelir, en fazla beş dakika sürer. " dedim. Bu yalandı. En az yarım saat sürerdi ama kadının ve arabadaki bizi umursamıyormuş gibi görünen adamın bunu bilmesine gerek yoktu.
Kadın gözlerini kısarak alayla güldü ve " Öyle olsun bakalım. Geldiğimi söylersin. "
Kadın hızla arkasını döndü ve üzerinde durmayı nasıl başardığını anlayamadığım koca topuklarıyla arabaya doğru yürüdü.
Bana adını ya da Arkan'a kimin geldiğini söylemem gerektiğini söylememişti. Bunu her ne kadar garip bulsamda, rahatlamaya çalışarak ne zamandan beri tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim.
Arkan'ın düşündüğünün aksine hiçbir şey olmamıştı. Onu dinlemeyip kapıyı açmıştım ama bilin bakalım ne olmuştu? Yaşıyordum.
İçeri girip kapıyı kapattım ve gözüme kestirdiğim rahat kanepeye kuruldum. içimde onun eşyalarını karıştırmaya dair olan bütün heves uçup gitmişti ve sanki biri ciğerlerimi deşiyormuş gibi hissediyordum.
Bu içimdeki duygunun kaynağı neydi hiçbir fikrim yoktu ama yeşil gözlü kadının Arkan ile olan ilişkisini çok merak ediyordum. Neyi oluyordu ki? Neden evine gelmişti? Bana neden kocasının metresiymişim gibi bakmıştı?
" Kıskanıyorum. " dudaklarımdan benden habersiz kaçan bu kelime dünyanın en büyük günahıymış gibi hissetmiş ve farkında olmadan elimle ağzımı kapatmıştım.
Başımı hızla sağa sola salladım. Kıskanmıyordum. Kıskanmamalıydım. İnsan onun olan bir şeyi kıskanırdı ve Arkan kesinlikle bana ait değildi.
Anahtarın kilitte dönme sesini duyduğumda ne kadar zamandır burada oturup onu kıskandığım için kendime kızdığımı bilmiyordum.
" Arel neredesin? " Ona cevap vermedim ve yanıma gelişini izledim. Beni öldürecekti. Aksi ihtimal yoktu. Onun sözünü dinlemediğim için beni öldürecekti.
Paketleri kapının yanına koydu ve kaşlarını çatarak suratıma baktı. " Ne oldu sana? " Dışarıdan nasıl görünüyordum bilmiyordum ama pek normal görünmediğimi anlamıştım.
" Arkan ben... " Bir an söylemesem mi diye düşünmemiş sayılmazdım. Belki hiç haberi olmazdı ve ben onun gazabından kurtulurdum.
Sonra bunun ne kadar imkansız olduğunu fark ettim. Arkan her şeyi öğrenirdi. Özellikle de benimle ilgili olanları. " Ne yaptın Arel? " Koyu renk gözlerindeki bana aşık adam gitmiş yerine tekrar çekindiğim Arkan Baray gelmişti.
" Sen gittikten birkaç saniye sonra kapı çaldı. " Sıkıntıyla inledi ve parmaklarını saçlarının arasına sokarak öfkeyle çekti. " Lanet olsun Arel! lütfen açmadığını söyle! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırağı ve Ateş
Genel Kurgu©Tüm hakları saklıdnır. Sen benim cesaretimsin Arel. Sen benim, bir insanın boğulmadan önceki son çırpınışlarında hissettiği umudumsun. Keşke bunun için zamanım olsa, kalbinin her santimini tek tek fethederdim. Hiç doğmamış olmayı dilerdim senden ön...