İtiraz etmeden, usulca Arkan'ın açtığı asansör kapısından içeri girdim.
Bir oteldeydik. Pahalı görünümlü ve tahminimce yaklaşık bir gecelik masrafı ile bir ay geçinebileceğim türden bir otelde.
Beni evine götürmemişti. Artık onun evine adım atabileceğimden bile şüpheliydim. Orası benim için yasaktı ve Arkan beni o eve alarak cezalandırılmayı hak eden bir günah işlemişti. En azından o saçları cehennemin aleviymiş gibi parlayan ve gözümü alan kadına göre bu böyleydi ve Arkan içinde önemli olan buydu. O kadının olayları nasıl yorumladığı.
Asonsör, her zaman nefret ettiğim o mide bulandırıcı hisle durduğunda Arkan'ın çıkmasını bekledim ama o beklediğimin aksine asansörü beklemeye aldı ve gergin bedeniyle bana dahada yaklaştı. Neler olduğunu çözemiyordum ama beynimde yankılanan tehlike çanlarının sesini duyabiliyordum.
" Artık seni korumam gerekiyor. " dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken yüzümü bilinmezliğin verdiği rahatsızlıkla buruşturdum ve kaşlarımı çatıp ona bakarken öfkeyle mırıldandım. " Bu da ne demek oluyor? "
Cevap vermeyi reddettiğini belirtircesine asansörün kapısını açtı ve beni önemli bir gecede gibi hissettiren kırmızı halıda yürümeye başladı. Elimden gelen tek şey onu takip etmek ve daha sonra sorularımın cevabını almayı ummak olmuştu.
Odaya girdiğimizde gözlerimi koskocaman iki kişilik yataktan kaçırdım ve bütün bedenimi saran ve hayat enerjimi emen yorgunluğa rağmen kendimi toplamaya çalıştım. Bu gece burada bitemezdi.
" Konuşmamız gerek. " dedim kendinden emin çıkmasını umduğum sesimle. Arkan mini dolaptan aldığı içki şişesini çalışma masasının üstüne koydu ve arka cebinden çıkardığı paketten bir adet sigara alıp iki dudağının arasına aldı.
Her zamanki gibi bu çekici manzaraya kapılmamak için kendimle savaştım ve cevap vermesini bekledim.
Elleriyle pantolonunun ceplerini öfkeyle karıştırdı ve kaba bir şekilde " Ah! Siktir! " dedikten sonra ağzındaki sigarayı öfkeyle içki şişesine doğru fırlattı. " Lanet olsun! Yat ve uyu Arel. " onun, emir veren sesine inat duruşumu dikleştirdim ve " Hayır. Hayır lafını duymaya alışkın olmadığını biliyorum ama gerçekten hayır Arkan. Beni bir şeylere bulaştırıyorsun ve ben neye bulaştığımı bilmek istiyorum. Bu benim hakkım. "
Kocaman bir yudumun ardından içki şişesini sertçe masaya geri koydu ve tek eliyle çalışma masasına yaslanırken diğer eliyle ensesini ovaladı. " Biliyorum Arel, lanet olsun. Biliyorum ama sana bir şey anlatamam. "
Sıkıntıyla ayağımı yere vurmayı kestim ve bir nebzede olsun cesaretimi toplayarak ona yaklaştım. " Beni neden koruman gerekiyor? " Masaya yasladığı elini çekerek öfkeyle masanın önündeki sandalyeyi kavrayarak karşı duvara fırlattı. Ben çarpmanın şiddetiyle irkilirken Arkan odanın içinde hızla dolanmaya başlamıştı.
" Yapabilirim sandım. Başarabileceğimi düşünmüştüm, onlardan kurtulduğumu. Eğer bilseydim, eğer bilseydim yemin ediyorum seni sevdiğimi sana söylemez, seni elde etmeye çalışmazdım. "
Olanların karmaşıklığı bir örümcek ağı gibi beynimi sarar ve düşünme yetimi elimden alırken ona yaklaştım ve " Bana anlatmayı neden denemiyorsun? " dedim. Öfkesinin altında sakladığı çaresizliği her ne kadar içimi acıtsada öğrenmem gereken şeyler vardı. Neye bulaştığımı bilmek istiyordum.
" Keşke daha erken fark etseydim. Keşke... O zaman... " dedi ve sustu sanki bir şeyleri yapabileceğine kendini inandırmaya çalışıyormuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırağı ve Ateş
General Fiction©Tüm hakları saklıdnır. Sen benim cesaretimsin Arel. Sen benim, bir insanın boğulmadan önceki son çırpınışlarında hissettiği umudumsun. Keşke bunun için zamanım olsa, kalbinin her santimini tek tek fethederdim. Hiç doğmamış olmayı dilerdim senden ön...