44. Bölüm : Korkuyorsun

13.7K 764 99
                                    

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın

Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın

Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı

Beni bensiz bıraktın ; beni sensiz bıraktın.

- Ümit Yaşar OĞUZCAN

Korkuyordum...

Düşünmekten deli gibi korkuyordum.

Beynim Ardıl'ın anlattıkları ve Arkan'ın tavırları arasında bağ kurdukça öldüğümü hissediyordum. Bana bu gece gitme demişti. Sadece bu gece gitme demişti ve ben bu gecenin önemini şimdi anlamıştım.

Sevdiğim adam bu gece arkadaşımı öldürecekti.

Sevdiğim adam ruhumu hiç mi düşünmüyordu? Ne hissedeceğimi, bununla nasıl başa çıkacağımı. Sevdiğim adam çekeceğim acıyı ve alacağım hasarı hiç mi düşünmüyordu?

Beni hiç mi düşünmedin Arkan?

Başım öne eğilmişti. Ruhum ağlıyordu fakat gözlerimden tek bir damla dahi düşmüyordu. Acı mı çekiyordum inanın bilmiyordum. Sadece boşluktaydım. Sadece bir kayadan okyanusa atlamışım gibi hissediyordum. Gittikçe dibe batıyordum. Sonra dipte kalmaya devam ediyordum. Dipte ne aradığımın bir önemi yoktu. Sadece oradaydım ve acılarımın içinde kaybolmuş ruhum bir nebze de olsa huzura kavuşmuştu.

Üzerinden ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Belki saatler geçmişti belki dakikalar. Beynimdeki akrep ve yelkovan işlevini yitirmiş gibiydi.

Paslı demir hareket etti ve iç gıdıklayıcı sesin ardından sevdiğim adamın kara gözlerini gördüm. Daha önce hiç olmadığı kadar karanlıktı.

Karanlıkla beraber gelen soğuk tenime işliyordu. Her adımında biraz daha donuyordum ve bedenimin titremesine engel olamıyordum.

Arkan birer buz parçasını andıran karanlık gözlerini üzerime çevirdi. Adımları üzerime doğru gelmeye devam ediyordu. Tam önümde diz çöktü ve ellerimi çözmeye başladı. Konuşmayacaktı biliyordum.

" Do-doğru mu? " dedim sesime tekrar ulaşabildiğimde. Titreyen kelimelerim sevdiğim adama çarptı ve o gözlerimden kaçırdı gözlerini.

Doğruydu.

Gözlerimden süzülen yaşlar usulca şakaklarımdan çeneme doğru ıslak bir iz bırakıyordu. Acılar denizine doğru kulaç atıyordum ve arkama baktığımda karayı göremiyordum artık. Benim için geri dönüş yoktu.

Acıyı içime kapatmışlar gibi hissediyordum.

" Ben " titreyen sesim ve akan gözyaşlarım Arkan'ın dikkatini çekti. Beni ayağa kaldırmak yerine önümde diz çökmüş bir vaziyette oturmaya devam etti.

" Ben sana cehennemin içinde kucak açtım Arkan. Sen neden şimdi kalbime ikinci kez bir hançer saplıyorsun? "

Öylece baktı ağlamaktan şişmiş suratıma. Gözlerinde en ufak bir duygu belirtisi yoktu. Kelimelerimi bir robotun yüzüne sarf ediyormuş gibi hissediyordum.

Ve her zamanki gibi acı dayanılmazdı. Acı kelimesi bile bu duyguyu içermiyordu.

Sevdiğim adamın kalbime sapladığı hançere sürdüğü zehir öylesine güçlüydü ki ölene kadar sistemimden atabileceğimi sanmıyordum.

Boğazımdan yükselen acıdan boğulacak gibi olduğum bir anda Arkan'ın soğuk eli bileğime dolandı ve beni ayağa kaldırdı. Tutuşunu güçlendirerek beni yürümeye zorladığında ise adım atabildiğime bile şaşırıyordum. Sanki kıyafetlerimin içindeki bedenim ölmüş gibiydi.

Kırağı ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin