Acı... Suçluluk... Pişmanlık... Şu an iliklerime kadar hissettiğim bu duygular nefesimi kesiyordu. Hatta öyleki Oksijen yerini asitle değiştirmiş gibiydi. Aldığım her nefes canımı yakıyordu.
Asitin ciğerlerime çektirdiği işkenceyi umursamadan derin bir nefes aldım ve dudaklarımı araladım. Hareket etmek ruhuma acı versede bunun susabileceğim bir zaman olmadığını biliyordum ama sesim öyle derinlere inmişti ki ona bir türlü ulaşamıyordum.
Arkan'ın çalan telefonunun sesi arabanın içine dolduğunda rahatlayarak tuttuğum nefesimi verdim ve dudaklarımı kapattım.
Arkan oturduğu yerde doğrulup arka cebinden telefonunu çıkarırken merakla ona baktım. Bana kimin aradığını söylemesini beklemiyordum. Böyle bir şeyi ondan bekleyemezdim ama gözümü o kızıl kadına karşı duyduğum kıskançlık o kadar kör etmişti ki telefonu bana doğru uzatmasaydı sormayı bile düşünüyordum.
Ben şaşkınlıkla bir ona birde elinde, bana doğru uzatılmış telefona bakarken sanki çok normal bir durumdaymışız gibi gözlerini yoldan ayırmadı ve " Açmayacaksan kapatıyorum. "
Zorda olsa kendimi toparladım ve titreyen parmaklarımla telefonu Arkan'ın elinden aldım. Numara kayıtlı değildi ama bunun Selin'in numarası olduğunu biliyordum.
Tabi ya! Dün geceden beri onu bir kez bile aramamıştım. Meraktan ölmüş olmalıydı ve canıma okuyacağı su götürmez bir gerçekti. Bu sefer onun işkence seyansından kaçış yoktu.
" Seni öldüreceğim! " Başlangıç için öldürmek. En hafiflerinden.
Kulağımı Selin'in işkencesinden kurtarmak için telefonu biraz uzak tuttum ve devam ettim. " Özür dilerim. " Başlangıç için özür dilemek. Kesinlikle berbat.
" Seni daha güvenip güvenemeyeceğimizi bile bilmediğim bir adamla gecenin bir yarısı gönderiyorum ayrıca hastasın ve ne durumda olduğunu bilmiyorum ve sen! Ve lanet olası sen bir arama zahmetine bile girmiyorsun! "
Ne diyebilirdim ki dibine kadar haklıydı fakat bir gece ve gün içinde o kadar çok şey yaşamıştım ki nefes almayı hatırlamam bile büyük bir mucizeydi.
" Her neyse kendini affettirme planlarını sonraya sakla ve sana çektireceklerim konusunda endişelenmekten vazgeç. "
İşte bu kesinlikle kötüye işaretti. Göz ucuyla bizimle kesinlikle ilgilenmiyormuş gibi görünen Arkan'a baktım ve sanki görebilirmiş gibi tek kaşımı kaldırarak devam ettim.
" Bunun altından ne çıkacak? "
" Annen. " Lanet olsun! Annemle en son Mervelerle buluşmak için kafeye gitmeden önce konuşmuş ve o konuşmada da Arkan'la yaşadığım bilinmezlikten dolayı sesim sıkıntılı çıkmıştı. Kadının beni merak etmesi kadar normal bir şey yoktu. Ondan çok uzakta ve ne sıkıntısı olduğunu çözemediği bir çocuğu vardı ve ondan haber alamıyordu.
Kaçan keçileri görebiliyordum!
" Ne dedi? " Selin sıkıntıyla iç geçirdi ve " Dün gece aradı çoktan uyuduğunu söyledim sonra sabah aradı ve bende aşırı kahvaltı sonrası yürüşüne çıktığını söyledim ama tahmin edersin ki yemedi. Eğer yarım saat içinde onu aramazsan ikimizde biliyoruz ki el çantasını kaptığı gibi bilet aramaya başlar. "
Tekrar göz ucuyla Arkan'a baktığımda ne olduğunu anlamış gibi kıvrak bir u dönüşüyle yurt yoluna girmişti.
" Hemen geliyorum Selin, şimdi kapatmalıyım. " ve ardından cevap vermesini bile beklemeden telefonu kapattım. Biliyordum ki onun cevap vermesini beklersem bu sohbet uzar ve beni germekten başka bir şeye yaramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırağı ve Ateş
General Fiction©Tüm hakları saklıdnır. Sen benim cesaretimsin Arel. Sen benim, bir insanın boğulmadan önceki son çırpınışlarında hissettiği umudumsun. Keşke bunun için zamanım olsa, kalbinin her santimini tek tek fethederdim. Hiç doğmamış olmayı dilerdim senden ön...