7.1. Bölüm : Ne bekliyordun ki?

47.9K 2.2K 157
                                    

" Endişelenme anne. Ben iyiyim, gerçekten. " Annemin derin iç geçirişini dinledikten sonra ikna olmadığını kavramıştım. Lanet olsun ki o derin annelik iç güdüsü iş başındaydı ve benim burada kafayı yemek üzere olduğumu hissedebiliyordu.

" Arel, bak kızım bir derdin olduğunu biliyorum ve ben otobüse binmeden önce bunu annenle paylaşsan iyi edersin. "

Bu konuşmanın uzun süreceğini fark ettiğimde olduğum yerde sallanmayı bıraktım ve tek omzumla hemen yanımdaki sokak lambasına yaslandım.

" Sadece... Sadece biraz bunaldım anne. Dersler çok yorucu. " Annem'den uzun bir süre ses gelmeyince onu ikna edemediğimi fark ettim ve pes ettim.

" Sadece erkekler tamam mı? Her şeyi elde edebileceklerini düşünüyorlar. Sanki dünyanın hakimi onlar ve bizim her hareketimiz onların iki dudağından çıkacak cümlelere bağlı. "

Annem güldüğünde sinirle homurdandım. Hem bana anlatmam için baskı yapıyor hemde anlatınca dalga geçiyordu. Sinir bozucu.

" Gülme bana! Ciddiyim ve burada kafayı yemek üzereyim. " Annem zorda olsa gülmeyi kestiğinde konuşabilmişti.

" Benim güzel kızım. Nihayet büyüdüğünü yeni yeni kavrıyorum ve seni anlıyorum. Gülmemin sebebi bunu komik bulmam değildi sadece sesin o kdar dertli geliyordu ki bir uyuşturucu mafyasının elinde olduğunu felan sandım. Meğerse sorun sadece aşık bir adammış. "

Direğe dayadığım omzum uyuşunca durduğum yerde doğruldum ve annemi rahatlatmak için ses tonumu normal tutmaya çalıştım.

" Emin ol şu an bir uyuşturucu mafyasının elinde olmayı tercih ederdim. " Annem ağzından öfkeli bir ses çıkardı ve " O nasıl laf öyle kızım? Almıyım ayağımın altına! "

Elimde olmadan güldüm ve tam anneme ciddi olmadığımı söyleyecekken çalan ev telefonunun sesini duydum.

Buna sevinmediğimi söyleyemezdim çünkü şu an görüldüğü üzere hiçde anne kız konuşması çekecek havamda değildim.

" Kapatmam lazım. " ardından bana telefonu ağzına soktuğunu düşündürecek kadar şiddetli öpücük sesleri yolladı ve aceleyle telefonu kapattı.

Yüzümdeki gülümsemeyle telefonu cebime koydum ve kafenin kapısını araladım. Gözlerim Merve ve grubunun üzerine kilitlenince nasıl olupta sürekli aynı masaya oturabildiklerini düşündüm. Onları ne zaman görsem sanki kiralamışlar gibi o masada oluyolardı ve bu onlara buranın hakimi oldukları gibi saçma bir hava veriyordu. Ayrıca itiraf etmeliydim ki bu hem biraz ürkünç hemde sinir bozucuydu.

" Gitsem iyi olur. " dedim doğrudan Selin'in gözlerine bakarak. Akın muhattap olduğum kişinin Selin olduğunu umursamadan itiraz ettiğini belirten bir ses çıkardı ve " Hadi ama Arel bizimle olmaktan sürekli kaçıyorsun. "

Her ne kadar başarısız olduğumu bilsem de gülümsemeye çalıştım ve ellerimi cebime koydum. Ne yapacağımı bilemediğim zamanlarda onları nereye koyacağımı şaşırıyordum ve şu an hiç sakarlık havamda değildim.

" Öyle bir şey yok sadece biraz ders çalışmam lazım. " Akın suratını ekşitti ve " Ders mi? " Onu taklit ettim ve " Bazılarının gelecekle ilgili planları var. "

Merve yüzündeki beni şaşırtacak kadar içten bir gülümsemeyle yanındaki sandalyeyi çekti ve " Hadi otur üşümüş olmalısın. Sana bir kahve söyleyeyim. " Tam artık bıkmış bir şekilde ona itiraz edecektim ki tek kaşını kaldırdı ve " Oturmazsan bizimle olmaktan rahatsız olduğunu düşüneceğim. "

Bu şakayla karışık cümlenin altındaki gerçeği görebilen çok az kişi vardı. Bunlardan biri de Selin'di ve endişeli bakışları yüzüme dikilmişti. Bir kez daha onun hayallerine giden yola taş koymamak adına Merve'ye boyun eğdim ve sandalyeye oturup bana kahve söylemesine izin verdim.

Kırağı ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin