18.2. Bölüm: İkinci Ve Üçüncü Seferde

28.3K 1.1K 72
                                    

      - Demir Akay

  Araba dar sokağı yavaşlayarak geçer ve yola devrilmiş bir çöp konteynırının önünde dururken o adamın içeride olduğunu biliyordum.  Ardıl Yiğitkan ya da kendine taktığı takma ad olan Deniz Devrim tam da böyle yerlerde takılacak bir tipti ve bu da beni aldığımız haberin doğruluğuna daha da fazla inandırıyordu.

  " Ne diyorsun burada mı? " diyen Arkan'ın gözleri duvarları isle kaplanmış, dikdörtgen ve tek katlı binada dolanıyordu. 

  Bense gözlerimi Arkan'ın gördüklerinden hoşnut olmayan suratından çektim ve kırmızı bir Mercedes'in üzerinde yiyişen çifte baktım. 

  Bedenimi kasıp kavuran ihtiyaçla bir kadına elimi sürmeyeli ne kadar zaman olduğunu düşündüm.  Arel'in kaçırılması ve peşine düştüğümüz şu piçin omzularıma bindirdiği yükün altından çıkıp bir afetin yatağına çok uzun zamandır girememiştim ve bu kadar ihtiyaç içindeyken karşımdaki ergenler bile terlememe neden oluyordu.

  " Demir, iyimisin abi? " Arkan'ın sabırsız ses tonuyla  toparlanmaya çalıştım ve kendimi tatmin etmeme izin vermeyen yüksek egoma bir kez daha sinirlendim.

  " İçeride. Eminim. " dedim kesik kesik. Yükselen libidomla düzgün bir cümle kurmakta dahi zorlanıyordum.

  " Haklısın burası tamda onun gibi birine göre. " derken arabadan çıkmıştı bile. Bende kendime odaklanmam gereken şeyin etrafımda yiyişen ergenler yerine aylardır peşinde olduğumuz bu yeni yetme olduğunu bir kez daha hatırlatarak onu takip ettim. 

  Arkan, beni beklemeden ilerlerken etrafa göz gezdirerek onu takip ediyordum. Etrafta yoktu. Zaten buralarda olacağını da düşünmüş değildim çünkü dışarıda genelde içki alacak parası olmayan ve ateşte ısınmak isteyen keşler ve sevişmek için yer arayan insanlar vardı. Esas parti içerideydi ve her adımda yükselen ağır müzik sesi bunun en büyük kanıtıydı. 

   Benden birkaç adım ileride olan Arkan çift kanatlı kapıya geldiğinde içeri girmemiş ve beni beklemişti. Bense etrafa emin olmak adına son bir kez göz gezdirdikten sonra birkaç büyük adımda ona yetiştim ve kısa bir bakışmanın ardından içeriye girdik.

  Beklediğim gibi değildi. İçerinin mide bulandırıcı derecede pis kokmasını bekliyordum ama insan kalabalığının göbeğine inmediğiniz sürece hava gayet ferah ve temizdi. 

  İkimizde giriş kısmına kısa bir göz attıktan sonra insanların içine doğru ilerlemeye başladık. Gözlerim bir yandan Deniz'i diğer yandan da mekanı daha iyi görebilmek için çıkabileceğim yüksek bir yer ararken insanların bir noktada daha da yoğunlaştığını görmüştüm. Büyük bir çember şeklinde bir insan kümesi vardı ve hepsi bir şeye odaklanmıştı. Arkan'da bunu fark etmiş olacak ki yavaş adımlarla oraya doğru yürümeye başladı. 

  Bense terlemiş bedenimi ferahlatmak için deri ceketimin fermuarını açmak bahanesiyle ondan birkaç adım geri kalmıştım. Birilerinin arkamızı ve giriş kapısını daima kontrol etmesi gerekiyordu.

  " Siktir! "  Arkan'ın tok sesinden duyduğum bu keskin küfür hızlı adımlarla ona yaklaşmamı sağlarken gördüğüm manzarayla aynı tepkiyi vermemek için elimden gelen hiçbir şey olmadığını fark etmiştim. " Siktir. " 

  Gözlerimi birkaç kez açıp kapar ve kafamı bu sanrıdan kurtarmak istercesine sağa sola sallarken içten içe gördüklerimin doğru olduğunu biliyordum.

  Karşımda, koskocaman ve yüzde seksen beşinin ağzı salyalarla kaplı erkekler olduğu bir insan kümesinin tam ortasında dans eden kişi Arel'di. O utangaç ve özgüveni neredeyse magmayla bütünleşmiş kız, yılan gibi kıvrılan vücudu ve kalçalarının üzerine dökülen seksi bukleleriyle oradaydı.

Kırağı ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin