Gözlerimi saçlarımda olaşan bir çift elle açmıştım. Adımı fısıldıyordu bana sonra uyanmam gerektiğini söyledi ve bende uyandım. Sesi o kadar güzeldi ki o an bana ölmemi söyleseydi son nefesimi çekerdim içime.
" Günaydın. " Sesinin tınısı bir kez daha okşadı kulaklarımı ve gözlerim kendi karanlığından koparak sevdiğim adamın gülümseyen yüzüne baktı.
Gözlerinde hala yorgunluğun belirtisi vardı. Her ne kadar gözlerinin etrafındaki kızarıklıklar geçse de mor halkalar varlığını sürdürüyordu. Sakalları da uzamıştı. Uzun zamandır kendine bakmadığı belliydi fakat ben bundan asla şikayetçi değildim. Sevdiğim adam bir zindanda günlerini geçirse bile yakışıklı olmayı başarabilirdi.
" Günaydın. " dedim çatlayan sesimle. Sonra yatağı taradım. Şarap Arkan'ın yastığında hala uyuyordu.
" Dün gece uyudun mu? " dedim Arkan'ın bozulmamış tarafına bakarak. Gülümseyerek bakmaya devam etti. Mutlu görünüyordu.
" Gece boyu ekipmanları kurduk fakat bittiğinde birkaç saat uyudum. "
Yatakta doğruldum. Kaşlarım çatılmıştı. Kendimi çocuğuna kızmak üzere olan bir anne gibi hissediyordum.
" Kaç gündür kaç saat uyuduğunu sorsam beş saati geçmez. Bu kadar çalışmanı istemiyorum. "
Ayağa kalkarak yataktan çıkmaya çalışan bedenime yardım etti.
" İlk bankanın veri tabanına bu gece sızacağız ve ben akşama kadar uyumayı planlıyorum. "
Onu dinlerken bir yandan da pijamalarımı çıkarmaya başlamıştım. Evet, benden beklenmeyecek bir hareketti fakat nedense artık onun yanında utanmıyordum.
Dolabın önünde giyecek bir şeyler bakmaya başladım. Aslı ile aldığımı kıyafetler çarptı gözüme. Bende daha fazla düşünmeden onlardan seçtim giyeceklerimi.
Bana en az iki beden dar olan açık renk bir kot pantolon ve göğüs dekoltesi olan bol bir tişört.
Üzerimi giyindiğim de ise Arkan yanımda duruyordu. " Tişörtünü sevdim. " dedi yakasındaki kumaşı iki parmağının arasına alıp kendine çekerek. Kendimi geri çektim ve kumaşı ondan kurtardım. Üzerimde görmeye alışkın olmadığı şeyler giymiştim fakat kendime itiraf etmem gerekirse bu tarzı sevmiştim. Bana eski Arel'i hatırlatıyordu. Ne ondan çok uzaktı ne de eski Arel'di.
" Bu tişörtle asla rahat edemezsin. "
Ona gülümseyerek baktım ve öne eğilerek saçlarımı at kuyruğu yaptım.
" Bir de saçlarının bağladın. Ciddiyim Arel, asla rahat edemezsin. "
Gülümseyerek ona yaklaştım ve tam önünde durdum. " Kıskanıyor musun yoksa? "
Sağ elini boynumda gezdirdi. " Seni bir kıyafetten kıskanacak değilim. Sen benimsin ve melekler ve şeytanlar bile bir araya gelse bu değişemez. Bu da kimsenin göz ucuyla dahi sana bakmayacağı anlamına geliyor. Bakamayacakları değil bakmayacakları. Güzel olmadığın için değil benim olduğun için. "
Artan bir gülümseme ile parmak uçlarıma yükseldim ve onu öptüm. " Bizi sadece biz ayırabiliriz Arkan. Başka hiç kimsenin buna gücü yetmez. "
Sevdiğim adamın bedeni ellerimin altında gerildi. Haklı olduğumu biliyordu. Bizi sadece biz ayırabilirdik. Seçimlerimiz ve hatalarımızın gücü yeterdi ancak buna.
" İyi uykular. "
Sevdiğim adamı öyle gergin bir bedenle orada bıraktım ve aşağıya indim. Salonda hiç kimse yoktu. Dışarıda ise havanın dünkü mutluluğumuza eşlik ediyordu sanki. Çantamı omzuma taktım ve taksi durağına doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırağı ve Ateş
General Fiction©Tüm hakları saklıdnır. Sen benim cesaretimsin Arel. Sen benim, bir insanın boğulmadan önceki son çırpınışlarında hissettiği umudumsun. Keşke bunun için zamanım olsa, kalbinin her santimini tek tek fethederdim. Hiç doğmamış olmayı dilerdim senden ön...