Bastırılmış Duygular (M)

463 16 28
                                    

"Ahgmm.." Hemen altımdaki çarşafı parmaklarıma geçirdim."A-ah." Başıma ağrılar saplanıyordu.Bedenim sınrılarını zorlayarak bir yay misali gerilirken dudaklarımın arasında tutmaya çalıştığım her şey istemsizce fırlayıp gidiyordu.Boğazımı kavrayarak başımı daha da yatağa bastıran eli, nefeslerimi kesiyordu.Her şeyden önemlisi...Altım parçalanıyor gibi hissediyordum.İçimi parçalayıp geçen sert giriş çıkışlar her geçen saniye beni mahvediyordu.Bacaklarımı, arasına yerleşen beden yüzünden kapatamıyordum.

"Ahh şuna bak.." İçimdeki gelgitlerini zorlukla devam ettirmeye çalışırken gülümsüyordu."Beni deli gibi sıkıyorsun.Az kaldı koparacaksın." Elleri bileklerimi tutarak bacaklarımı bedeninden ayırdı."Sakin ol." Dedi fısıltılı bir sesle.Yüzüme doğru eğildi."Biraz gevşemek zorundayız tamam mı?" Alıp verdiğim nefesler yüzüne çarpıyor göğsüm hızla inip kalkıyordu.İşin daha da tuhaf tarafı gözlerine kitlenmiş durumdaydım.Nefeslerim yavaşlamış olsa da kalbim deli gibi çarpıyordu.Alnını alnıma yasladı."Şşh.Nefes al,ver." Bedenim kendini yavaş yavaş bırakırken hissettiğim sertlik içimde kolayca ilerlemiş, vücudumun en hassas noktasına çarpmıştı.Hissetiğim acı dolu zevkin etkisi beni ele geçirirken hayatımda hiç bir şeyi yapmadığım kadar bir içtenlikle inlemiştim."Ahhh." Dudaklarındaki nefes yüzüme çarptı.İçimdeki doluluk hissi gözlerimi yaşartırken yanan gözlerimi yummuş ancak dudaklarımda hissetiğim hafif baskıyla birlikte anında tekrar açmıştım gözlerimi.

Teninin sıcaklığını bile hissetmiştim oysaki.Neden bana bu kadar yakın olmasına şaşırmıştım ki? "Chan..." dedim yarı baygın bir sesle.Gülümsedi.Bir tek dudaklarıyla değilde sanki gözleriyle de gülümsemişti bana.Gülümserken veya tebessüm ederken gözlerinin içi de ona uyum sağlıyordu.

"İsmim de senin dudaklarına amma yakışıyormuş." Kalbim yerinden sökülecek miydi? Neler oluyor? "Bana tekrar ismini bahşeder misin?" Durdum.

"Min.." devamını getiremiyordum."Min.."

"Min?" Dudağı yukarı kıvrıldı."Bu kadar mı? Sana sadece min mi diyeyim?" Yutkundum ve başımı sorusuna karşılık aşağı yukarı hafifçe salladım."Peki o zaman, Min.Bana bu güzel dudaklarını da bahşeder misin?" Ne diyeceğini bilemeyen dudaklarım açık kalmıştı."Cık." Dilini damağına vurdu."Bu bir soru değildi." Nefesi git gide dudaklarıma çarptı."Bu sadece ön bilgilendirmeydi." Dudakları, açık kalan arayı doldurdu.Hafifçe öperek geri çekildiğinde göz göze geldik.Ne yaşamıştım bilmiyorum.Yada ne yaşatmıştı.Ancak o şey her ne olursa olsun...

Tekrar olmasını istiyordum..

Elimi ensesine atarak yarım açık kalan dudaklarımı iyice aralamış ve bu sefer şehvetli bir öpücüğün başlangıcına kendimi bırakmıştım."Kurnaz.." bir süre ayrılan dudaklarımız soluklanıyor ve tekrar buluşuyordu."Yaramaz.." Dişlerimde hissettiğim baskıya dayanamayarak arsız dilini içeri davet etmiş ve kendi ayağıma sıkmıştım.Öyle ki o beni nefessiz bırakmaya kesinlikle yemin etmiş gibiydi.Ellim onu göğsünden ittirse de onun durmak gibi bir niyeti yoktu.Gerçi el kesinlikle bir bahaneydi.Ben bile bunun sonlanmasını istemiyordum.Bedenim kontrol faktörümü devredışı bırakmıştı.

En nihayetinde dudaklarımdan ayrıldığında dağılmış yüzü gözlerim önüne serilmişti.Dudakları kızarmış ve kanamıştı."Dudakların.."

"Mahvolmuş değil mi?" Başımı salladım."Güzel.Kıymetli dudaklarımı kızartmanın cezasını alacaksın."

"Sen?"

"Ben?"

"Sen beni mahvetmenin cezasını almayacak mısın?"Sırıttı.

"Hemen değil yavrum." Elini sırtıma destek olarak kullanarak beni yavaşça doğrulttu."İlk önce ben söyledim.Sıranı bekle" Sırtımı göğsüne yasladı.Dizlerimin üzerinde, ellerimle yatağa sıkıca tutunarak kendimi sabit tutmaya çalışıyordum."Güzelce nefes al." Arkamda hissetiğim baskı git gide büyüdü.Dudaklarını çıplak sırtımda hissedebiliyordum.Öpücükleriyle kuşatıyordu.Arada kullandığı dili sırtımı morartıcak gibi hissetmeme sebep oluyordu.Hissetiğim baskı tamamı olmamak suretiyle yavaşça içime doğru kaydı.

Once again,minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin