Gerçekler Gün Yüzüne Çıkıyor

90 11 56
                                    

Öncelikle selam

Şunu söylemeliyim ki sanırım en trajedik bölümlerden birisi buydu yazarken fark ettim PMSĞDMDĞX

O yüzden sakin sakin okuyun

İyi okumalar dilerim yorum konusunda bol bol yardımınızı bekliyorum..

Bu bölümün, bir kaç bölüm öncesinden olduğunu da unutmadan okuyunuz lütfen.


Bir kaç gün önce..
(Changbin)

Minho.

Hayatımda gördüğüm dahi insanlardan birisi olabilirdi.

"Bunu nasıl yapabildin?" Felix inanmak dahi istemiyor başını sürekli iki yana sallıyordu.Acı ve hayal kırılıklığı bedenini ele geçirmişti.Göz yaşları kalbinde hissettiği sinir ve hüzün duygusuyla akıp gidiyordu."Sana soruyorum bana cevap ver!?" Sinirle ayağını yere vurdu."Hepimize yalan söylemekle kalmadın,herkesi kaçınılmaz bir riskin içine soktun!"

"Ah tanrım onu neden-"

"Seni korkak ödlek! Benim yüzüme bak benim!benimle yüzleş!" Jisungun sözünü yarıda keserek ağzından çıkacak olan cümleleri ona yutturdu."İşe giriyorsun.Sonra üniversite kazandığını söyleyip yurt dışına çıkacağım yalanını ortaya atıyorsun ama aslında bunca zamandır güney koredeymişsin! Ne aradın ne telefonlarımızı açtın! Müsait değildir okuyordur meşgul etmeyelim dedik senelerce senden haber alamadık! Sonra ne mi oluyor!? Hayatımıza hiç ummadığımız bir anda aslında daha önceden senin arkadaşın olan birisi giriyor ve ben senin sözde(!) ölüm haberini ondan duyuyorum! Gözlerimin içine baka baka,bana senin öldüğünü söylüyor!" Sesi kısılıncaya kadar bağırıyordu."Lee minho..." dişlerini sıktı."Beni terk ettikten sonraki sevgilin miydi?" Ne? Bunu nasıl söyleyebilirdi?

Dehşetle bir ona baktım birde felixin söylediklerine karşı ağzı bir karış açık kalan jisunga.Onun da benden farkı yoktu."N-Ne?" Dedi şok olmuştu."Felix ne saçmalıyorsun? O benim en yakın arkadaşım.Evet onu çok seviyorum ama onunla aramızda aşkla alaklı hiçbir şey geçmedi,geçemez!"

"Niye?" Kaşları havalandı.Sinirinin acısını bu şekilde çıkartıyordu ondan.Laf sokarak."Park Juwoon öyle söylemiyor ama?" Dedi üstüne bastıra bastıra.

"O adamla hala görüşüyor musun?" Dedim kavganın arasına girerek.Şok olmuştum.

"O heriften nefret ettiğimi söylemiştim sana! Seni kullanıyor hala ne diye onunla görüşüyorsun! Konumumu da sana o söyledi değil mi!?"

"Sen bize yalan söyleyip bıraktığında ve ben senelerce senden haber alamayıp her gece içim içimi yiyip hüngür hüngür ağladığımda yanımda sadece o vardı!" Hayır hayır hayır felix.Yapma bunu.

"Birde beni suçluyorsun! Çok aşıksan park junwoon'un kollarına koş!"

"En azından o beni senden daha çok seviyordur!" Uzun bir sessizlik.Hatta biraz fazla uzun.En son felixin dediği şeyler hem odada hemde kafamın içinde yankılanmıştı.Göğsü sinirle hızlıca inip kalıyordu.Gözleri ağlamaktan kızarmış ama bir o kadar da öfkeli bakışlarından taviz vermemişti.

Han jisung

Gamsız ve umursamaz karakteristliği sevgisinin önüne geçememişti.

Biliyordum

O hala felixe aşık

İşte minhonun planının bir parçası da tam olarak buydu.

"Sen- ne diyorum ben.." sesi sakinleşmişti."Sen benim neler çektiğimi ve bunları ne için yaptığımı biliyor musun?"

Once again,minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin