Bi Kadeh Şarap

70 9 37
                                    

Sizlere güzel bir haberim var heheeh

An itibariyle teyzoş olmuş bulunmaktayım :)

Bu güzel haberi de size sunduktan sonra yeni bölüme geçelim diyorum

(finale az kalmamış gibi herkesin gönlünü almaya çalışıyor.)

İyi okumlar dilerim efenim

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınızz

(Felix)

Jisung'un varlığını ben ve changbin dışında kimse bilmiyordu.Changbinde başkasına söylemediğine göre han jisung'un varlığından haberdar olan olan başka bir kişi olmalıydı.Ya da changbin başkasına söylemiş olabilir miydi? Park junwoon bununla uğraşacak bir insan da değildi.O zaman kimdi bu? Jisung'un varlığını Jack Bang'e ifşalayan kimdi? Beni bu düşüncelerimden kopran şey belime dolanan kollardı."Canım?" Çenesini omzuma yerleştirerek bana arkamdan sıkıca sarıldı."Duş mu aldın saçların ıslak kalmış.Kurutmazsan hasta olacaksın." Ada tezgahta ne kadardır oturduğumun farkında değildim.Önümdeki kahve kupasıyla oynayıp durmuştum."Durgun görünüyorsun.Canını sıkan nedir?"

"Bilirsin işte.Bizimkiler.Böyle yapmaları beni çok üzüyor."

"Ahh şimdi anladım şu mesele.Bak ne diyeceğim bebeğim.Bana alışmamaları ya da böyle tepki vermeleri çok normal geçmişte yaşadıklarımıza bakarsak.Ancak tedavimi aldım.Artık sorunlu bir insan değilim bunu onlara da yakında göstereceğim o yüzden..bunları çok fazla düşünüp kendini yorma olur mu?" Elleri saçlarımı okşamaya başladı.

"Seni o gece jisung için aradığımda bile bana karşı farklıydın.Ne değişti de şimdi bana böyle güzel bakıyorsun?" Gülümsedi.

"Seni görmemle duymam aynı değil.Telefonda duygularımı ifade edemiyor olabilirim ama sesim beni çok mutlu ediyor lixxie.Yüz yüzeyken bunu fark etmiyor musun?" Dudağım yukarı kıvrıldı.

"Doğru.Belli oluyor."

"Kendini çok üzme olur mu? Ben yanındayım." Soğuk elleri ellerimi avuçları içine aldı."Tamam mı?"

"İyiki varsın." Gülerek olduğu yerden kalktı.

"Şarap?"

"Olur.Hatta dolu bir kadeh mümkünse."

"Hayhay." Kan rengi kadeh önüme koyulduğunda iştahımın kabardığını hissettim.Kokusu beni benden alıyordu.

"Bunun içinde başka bir şey mi var?"

"Hıhım.Annem her zaman yaptığı içecekleri sevelim diye içine yetiştirdiği bir çiçeği atardı.Enfes kokuyor değil mi?"

"İnsanın iştahını kabartıyor." İçkiyi dudaklarıma götürdüğümde büyük bir yudum aldım.Juwoon, kadehini alıp yanı başıma oturduğunda o da kadehinden büyük bir yudum alarak beni izlemeye başladı."Ne o? Çok mu güzel gözüküyorum?" Üstüme bakındım."Islak saçlarım,sana ait olan ve bana, bolluğu yüzünden çöpçü gibi olan kıyafetlerin, elimdeki neredeyse tam dolu olan kadehim ve makyajsız halimle?"

"Kendini küçümsemekte hata yapıyorsun." Elini kaldırarak ıslak saçlarımla oynamaya başladı."Senin kusur zannettiklerin seni sen yapan şeyler.Onlarla ne kadar güzel gözüktüğün hakkında hiçbir fikrin yok." Utanarak kadehimi dudaklarıma götürdüm.Alkol kanıma karıştıkça bedenimde sarhoşluk çanları çalıyordu.Bedenim her zamankinden daha hızlı bir şekilde hakimiyetni kaybederken büyük bir hızla sarhoş oluyordum.Kadehi son damlasına kadar kafama dikledim ve kontrolsüzce masaya bıraktım.

Once again,minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin