Geçmişten...
(Yazar)"Sen onlar kadar zayıf değilsin." Dışarıdaki havaya alenen sıcak olan evin pencerelerini açarak içeriye dolan soğuk havaya karşı sigarasını yaktı.Tepkisiz, gözleri dolu, ufacık bedeni lüks evlerinin bir köşesine sinmiş olan oğlunu görmezden gelerek bir süre dudaklarının arasında tuttu sigarayı.Sigara denen illeti ciğerlerine derin derin çekti.Hali hazırda dudaklarının arasındayken elindeki kanlı, bez eldivenleri de kolaylıkla çıkartıp bir kenara fırlattı.Oğlunun aksine oldukça rahat ve sakindi."Hala karşımda durabiliyor olmanın nedeni bu." Odayı ağır bir koku esir almış duvarın bir köşesinde oturan küçük çocuğun ciğerlerini yakmaya başlamıştı."Yapma." Dedi hayal kırıklığına uğramışçasına."Öldüklerine üzülüyor olamazsın."
Belini yasladığı yerden doğrulttu.Yavaş adımlarla bitmeye yakın sigarasını da dudaklarından alarak köşedeki oğluna doğru yürüdü.Ayak ucuna çarpan bedenle beraber olduğu yerde durmuş ve oğlunun hizasına çökmüştü."Sakın." Oğlunun dolmuş gözlerine baktı.İçindeki duygunun adı hayal kırıklığıydı."Kaldır başını." Sesi ve kalbi dışarıdaki Aralık soğuğundan bile soğuktu.Karşısındaki çocuğun direnişlerine sabır gösteremeyerek eliyle çenesini, sıkarcasına kavramış ve dolmuş bakışlarını kendi acımasız sıfatı çevirmişti."Yeni yıla girmek üzereyiz." Küçük çocuk başını çaresizce iki yana salladı."Ve girmeden önce bu yıl için sana öğretmem gereken çok mühim bir ders var biricik oğlum." Göz ucuyla istediği yeri işaret etti."Kolunu aç."
"Baba-"
"AÇ!" Küçük çocuk yaşlı gözlerine rağmen babasının binlerce kez zarar verdiği koluna uzandı.Üstündeki kazağın kolunu yavaş yavaş sıyırmaya başladığında babasının sabrı tükeniyordu.Yutkundu.Babasının,kolunu bir anda açmasının gafletiyle korkusunu atlatamadan ağzı büyük bir elle tamamen örtülmüştü.Babası bir kez daha sigarasını dudaklarıma götürerek derin bir nefes çekti.Göğsü çektiği havayı yavaşça boşaltırken yüzünde karşısındaki çocuğu korkutacak kadar tiksinç bir gülümseme meydana gelmişti."Bu hayatta ölmesi veya öldürülmesi gereken üç tip insan vardır sakın unutma.Birincisi İhanet edenlerdir.Tıpkı kardeşlerin gibi.İkincisi.." başını eğerek fısıldadı."Zayıflardır." Koluna basılan vr hala yanmaya devam eden sigara ile büyük,boğuk bir feryat kopmuştu küçül çocuğun dudaklarından.
Ufak ve zayıf bedeni babasına karşı koymaya çalşıyordu.Çaresiz ve acı içerisinde kıvranıyordu.Sigara hareket eden koluna rağmen dönerek derisini daha fazla yakarken bedeni acıyla titriyordu."Üçüncüsü ve en önemlisi..." Aynı diğer yaralar gibi buda kanayacak ve acıyacaktı.Üstelik o yaraları öperek geçirebilecek annesi de yoktu.Fiziksel olarak yaşıyordu belki ama o da diğer kötü insanlar gibi ölüydü onun kalbinde."Fakir ve yoksul tabaka." Çanlar çaldı,saatler öttü, havai fişekler gökyüzünü rengarenk yaptı.
Saat tam on iki.
Tam gece yarısına girilmişti.
"Sen zayıf değilsin.Sadece bana sakın bir daha baş kaldırma." Siyah saçları alnına dökülürken çenesindeki el gevşedi.Yeni yılı her çocuk gibi kutlamak istemiş ancak sonucunda birden fazla cesetle aynı odayı paylaşmak zorunda kalmıştı.O zaman anlamıştı işte
O normal bir çocuk değildi.
Uzun zamandır tuttuğu göz yaşları bir bir boşaldı.Hıçkırıklarını daha fazla tutamadı.Ama yinede sessiz ağlamalıydı biliyordu.Ev soğuk değildi ama çok üşüyordu.Belki yaralar geçerdi ama kalbindeki izlerin her biri kalacaktı.Ufacık bir çocuğun kalbi sevgiyle değil intikam ateşiyle dolmuştu o akşam.Yeni yıla büyük bir olgunlukla girmişti.Duyguları ağladıkça bir bir yok oluyordu sanki beyninin belleğinden.Etrafına baktıkça kanı donuyordu."Abla.." burnunu çekti."Abi.." sesi içine kaçmış bir şekilde yalvarıyordu geri dönmeleri için.Tanrıya dua ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once again,minchan
Fanfiction‼️+🔞MİNCHAN+🔞‼️ Minho, hayatında büyük önem taşıyan arkadaşının ölmesiyle hiç beklenmedik bir sürecin içerisinde bulur kendini. Tanımadığı bir adamın bir anda hayatına girmesiyle yaşadığı şeyleri sorgulamaya başlar ve tesadüf sanılan gerçekler ard...