"Kokuyu alıyor musun?" Ne kadardır yürüyorduk bilmiyorum.Ama beni yapacağım girişimden bir şekilde vazgeçirmişti.Kendimi kötü hissediyordum.Saatlerdir yürüyorduk ve sabah olmak üzereydi.Başımı iki yana salladım."Bibimbap kokuyor." Etrafına bakındı."Bingo! Gece restoranı! Hadi gel." Kolumdan utarak beni bir restoranın içine doğru sürükledi."Bunu mutlaka denemelisin." Onunla neden vakit geçirdiğim hakkında bir fikrim yoktu.Bir anda kendimi bu şekilde bulmuştum."Acılı mı acısız mı yersin?"
"Yemek yemek istemiyorum."
"Hayır istiyorsun.Bunu kaçırmana asla izim veremem dünyanın en güzel rameni burada yapılıyor." Mızırtılarıma kulak vermeden beni içeri doğru götürmüş ve bir masaya zorla oturtmuştu."Şimdi bana ne istediğini söyle yoksa kafama göre söyliyeceğim." Ağzımı açmadım."Acı sever misin?"
"Sana bu soruyu ilk sorduğunda da olumsuz cevap vermiştim."
"Yemek olarak acıdan bahsediyorum." Ne ne düşünüyordun ki Gerizekalı.
"Oh..hıhım.Severim."
"Ne kadar acı yiyebilirsin?"
"Ah bu soruları bana sorma bilmiyorum!"
"Daha önce hiç dışarıda yemek yemedin mi?"
"Pek değil.Ben pek zengin bir ailede büyümedim." Duraksadı."Bana acımana gerek yok.Ayaklarımın üstünde durdum ve durumum şuan gayet iyi.Acılarımla kendimi acındıracak değilim." Dedim buz gibi bir sesle.
"Pekala.O zaman sana bol acılı bir ramen söylüyorum."
"Nasıl istersen." Yanındaki garsona siparişleri verirken bende etrafı inceliyordum.İçerisi oldukça geleneksel bir yapıda düzenlenmişti.Duvardaki süslere, fotoğraflars ve yemek sertifikalarına göz gezdirirken gözlerim işim sonunda onunkilerle birleşti."Söyledin mi?"
"Evet.Beş dakikaya gelecek çünkü ilk müşteriler biziz." Başımı salladım."Şimdi bana detaylıca anlat."
"Neyi?" Sanki hiç bir şey yaşamamışız gibi davranıyordum.
"Neden böyle bir şeye kalkıştığını.Ayrıca sana hitap etmem için ismini de söylemelisin bana."
"İkisini de söylemek taraftarı değilim.Seni tanımıyorum bile."
"Ama kötü bir niyetim yok."
"Hayatına birisi amansız bir şekilde girip sana bunları söylese ne kadar inanırdın?" Afalladı.
"Anladım.Tabi sende haklısın.Birden girdim, seni durdurdum ve bir şeyler sormaya başladım.Kulağa biraz tuhaf geliyor böyle anlatınca."
"Haklısın.Tuhaf." Beş dakika boyunca ortamda sessizlik hakimiyetini kurmuştu.Ne o ne ben konuşmak için bir adım atmıştık.
"Bu sohbetini neye borçluyum."
"Afedersin.Pek konuşkan değilimdir."
"Fark ettim." Burnuma acı bir baharat kokusu dolmuş ve genzimi yakmıştı.Önümüze koyulan iki tabak ve küçük tabaklardaki şeyler ister istemez ilgimi çekmişti.Garson deli gibi acı ve baharat kokan kaseyi önüme koyduğunda burnumu önümdeki ramen kasesine yaklaştırarak kokusunu içime çektim."Ohh." Refleks olarak ağzımdan çıkan şaşkınlığa engel olmadan yanımdaki çubuklara uzanmış ve direkt ramenin içine daldırmıştım.Aldığım parçayı önce üflemiş ardından ağzıma atmıştım.Hızlıca çiğnediğim lokmam ağzımda dağılmaya başladığında duraksadım.Durdum ve ona baktım.Gülerek beni izliyor ve tepkime bakıyordu.
"Güzel mi?" Kaşlarım çatılınca gülmesi kahkhaya döndü."Nasıl?" Dedi dalga geçercesine."Bunu yemeden ölecektin az daha." Çiğnemeye devam edemeden ağzımdaki lokmayı yuttum ve çubuğu tekrar yemeğe daldırdım."Beğendin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once again,minchan
Fanfiction‼️+🔞MİNCHAN+🔞‼️ Minho, hayatında büyük önem taşıyan arkadaşının ölmesiyle hiç beklenmedik bir sürecin içerisinde bulur kendini. Tanımadığı bir adamın bir anda hayatına girmesiyle yaşadığı şeyleri sorgulamaya başlar ve tesadüf sanılan gerçekler ard...