Once again,minchan

Temas (M)

He
Hehe
Hehehehehehehe

⏳

"Lee minho!"

İşte..

İşte bu bir sorundu.

"Chan?" Odanın kapısını hızlıca açtım.Açmaz olaydım."Hassiktir!" Gördüğüm görüntü karşısında gözlerim kocaman açılmış, göz göze geldiğimiz anda bütün bedenimi ateş basmıştı.Ellerimle görüş alanımı kapattım."Chan! Üstünde neden bir şey yok senin!?"

(Y/n: sakin olun.Şşhhh derin derin nefes alıp verin.)

"Belimde havlu var görmüyor musun!?" Bağrıyordu.Sarhoş olma konusunda onu dinlemediğim için pişmanlık duymaya başlamıştım.Ama bahsettiği sarhoşluk kesinlikle böyle bir şey değildi.Sanki öncekinin üstüne kat kat içmiş gibiydi.

"Belinde havlu olması o havlunun altında anadan doğma olmadığın anlamına gelmiyor!" Sırtım duvara yaslandı.Gözlerimi açmamaya yemin etmişçesine sıkıca kapatmıştım."Çabuk üstünü giyin!" Cevap vermedi.Şuan oda da bir sessizlik halinin oluşması istediğim bir şey değildi."Chan?" Onu görebilmek adına parmaklarımı hafifçe araladığımda korkuyla kendini duvara bastırdım.

Burdaydı

Tam karşımda

Nefesinin saçlarıma çarptığını hissedebiliyordum.Nefesinin sıcaklığı yavaş yavaş aşağı inerken gözlerimi de sıkıca kapatmıştım.Ellerimin dar alanlarından bile sızmayı başaran ışık çat diye kapanmıştı.Sadece nefes alışverişlerimizi duyuyordum.Varlığı bana öylesine yakındı ki ayaklarımın bağı çözülmek üzereydi.Hadi bedenim beni yarı yolda bırakma."Aç gözlerini."

"Giyinik değilsen açmam." Güldü.

"Ben açtırmasını bilirim ama." Yakışıklı,centilmen,sakin chandan bir anda flörtöz chana dönüşmüştü.Tanrım bana da böyle bir değişim lütfen! Başını çaresizce iki yana salladım.Boynumda hissettiğim nefesinin peşini dudakları kapatırken bana elektrik misali çarpma etkisi yaratmıştı.Kollarım onu güçlükle göğsünden itmeye çalışırken dudakları,istemsizce büyüsü altına alıyordu beni."İstemediğini söylüyorsun ama bedeninin her zaman aksinş iddia ediyor."

"Burada benim düşüncelerim önemli ama değil mi?" Boyunumu dudaklarının esiri yapmaya devam ederken ellerini kalçalarımda hissettim."Cha- ahh.." baldırlarımla kalçam arasında bir noktadan tutarak bacaklarımı birbirlerinden ayırdı.Bir yandan kalçalarım eller arasında esir olup deli gibi sıkılırken kendime gerçekten hakim olamıyordum bedenim deli gibi istek içine giriyordu.Bacaklarımın arasına çarpan sertlikle beraber yangına körükle gidecek o nida dudaklarımdan çıkıvermişti."A-Ahh!" Gözlerim tamamiyle açılırken boynuma çarpan dudakları tenimden ayrıldı.Benden daha uzun gövdesi adeta bana gölge yaparken kafasını hafifçe eğerek alnıma yasladı.

Sakinleşmeye çalışıyordum.Bu adam beni etkisi altına almayı bir şekilde beceriyordu.Nefeslerimiz birbirine çarparken hızla inip kalkan göğsüm ve altında çırpınan kalbim beni mahvediyordu."Korkmuş görünüyorsun."

Başımı iki yana salladım."Bu korku değil.." yutkundum.

"Ne o zaman."

Titrek bir nefes doldurdum göğsüme.Çaresizdim."Bende bilmiyorum." Burnumu çektim."Bu duygu nedir bende bilmiyorum."

"Kalbini çaprtırıyor mu?"

"Hıhı."

"Miden bulanıyor mu?"

"Hıhı."

"Salak gibi gülümsüyor musun?"

"Hıhı- dur.Ne?"