Şirket

72 14 50
                                    

Nasılsını efenim iyisinizdir inşallah

Okumaya başlamadan önce ufak hüzünlü bir duyuruda bulunacağım.

Biliyorsunuz artık kırk bölümü devirmiş bulunmaktayız bu bizim için çok güzel daha da bölüm yazıcam ama sizin üzebilecek tek şey yaklaşan final bölümüdür malesef.

Bir anda affallayıp kalmayalım diye bu serimize yakında veda edeceğimizi bildirmek istedim.

Ama lütfen üzülmeyin bu kitaptan sonra elbette yeni bir kurguyla da karşınızda olacağım detayları konuşacağız

Şimdilik iyi okumlar diliyorum sizleri seviyorum <3

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın<3

Elimdeki kağıtları ceketimin cebine koydum.Bunlar gündeme damga vuracaktı bu yüzden ne pahasına olursa olsun bunları korumak zorundaydım.Şirkete giriş yaptığımda ellerim hala titriyor kalbim hala çaprıyordu.

Hepsi hastanede konuştuklarımız yüzünden

Hızlı adımlarla chanın olduğu kata çıktım.Onu görmezsem rahatlayamayacaktım.Koridorda onun odasını bulmuş,tıklatmış,kimseden ses alamayınca içeri girmiştim."Agh orospu çocuğunun onu kullandığının farkında değil mi bu çocuk!?" İçeri girmemle bu sesin yükselmesi adımlarımın yere çivilenmesine neden oldu.Arkası dönüktü.Sandalyede oturuyor ve telefonla konuşuyordu."Hayır changbin-" bir anda sinirle arkasını döndüğünde göz göze geldik.Şaşkınlıkla ona baktığımı gördüğünde söylediği küfürü duyduğumu anlamış ve utanmıştı."C-changbin-ah ben seni sonra arayayım mı misafirim geldi." Başını salladıktan sonra telefonu kapatarak masaya koydu."Eee...P-pardon.Geldiğini görmedim." Kekeliyordu.Utanmış olmalıydı."Kapıyı kitle de içeri gel.Başkası girmesin."

Dediğini yaparak kapıyı kitledim."Neyseki sesin dışarı gelmiyordu.Ya ben yerine başka birisi girseydi içeri chan? Daha dikkatli olman lazım." Başını salladı."Ayrıca neye bu kadar sinirlisin? Seni bu kadar bağırttıracak ne anlattı changbin sana?"

Siniri tekrar yerine gelmişti."Felix.."

"Ne olmuş?"

"Park junwoon diye bir herif var.Eğer felixle beraber birisini görürsen gözün üstünde olsun.Kendi arzuları içim felixi kullanıyor.Felix de onun ağına düşmeye çok müsait." Jisungla changbinin sevmediği çocuydu buydu demek."Çok sinsi.Felix geçmişte yaşadığı şeyler yüzünden aşık olma konusunda çok toy ve tehlikeli.Ona kucak açan herkesi iyi niyetli sanıyor.Geçmişteki gibi zarar görmesinden korkuyoruz.Changbin onu Junwoon ile görmüş."

"Tam olarak kim bu adam?"

"Zamanında felixin bizimle tanıştırdığı bir arkadaşıydı.Aslına bakılırsa çok normaldi onu duruma getiren şeyin ne oldu bilmiyorum.Changbinle ben, onu jeongine ağıza alınmayacak laflar söyledi diye öldüresiye dövmüştük.Sonra da bir daha görüşmedik hiçbirimiz.Bir anda bozulmuştu Şimdi de bir anda düzeldiğini iddia ediyor." Dişlerin sıktı."Şimdi götüm götüm felixe yavşıyor!" Kaşlarım havalandı."Pardon.Özür dilerim.Ama arkadaşımın zarar görmesinden korkuyorum."

"Ne diyeceğim.Felixin hiç sevgilisi olmadı mı?" Kaşları çatıldı."Sevdiği bir insan bile mi?"

"Neden? Niye soruyorsun ki?"

"Uzatmayacağım chan.Senden gizlim saklım yok bence olmamalı da.Gerçi sen benden saklamışsın ama yine de söyliyeyim." Meraklı meraklı beni dinliyordu."Han jisungu tanıdığını biliyorum." Yüzü tamamen değişti.O kadar şaşırmıştı ki elini kolunu nereye koyacağını şaşırmıştı."Önceden bu grubun bir üyesi olduğunu öğrendim."

Once again,minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin