Anlayamıyorum.
Neden hala yanıma gelmek istiyor?
Başımı salladım ve onayladığıma dair bir tını mırıldandım.Yavaşça yanıma benim gibi oturarak sırtını motora yasladı.Elindeki teneke içeceklerden birisini önüme uzattı."İçelim.Hemde konuşmuş oluruz." Elimi ağır ağır kaldırdığımda alıp almamak arasında bir tereddüt etmiştim."Gerçekten kötü bir niyetim yok." Elindeki içeceği hafifçe salladı.Kendimi zorlayarak elindeki içeceği aldığımda hafifçe tebessüm etti ve kendi içeceğini açtı.İkimiz de bu soğuk biralardan büyük yudumlar alırken o da düşünüyordu."Öncelikle ben hyunjin.Sana kendimi tanıtmamak ve ön yargılı davranmak gibi bir kabalık yaptım.Özür dilerim." Ve ekledi."Herkes adına yani.Tüm arkadaşlarım adına."
"Memnun oldum.Minho."
"Biliyorum seni ilk görüşümüzde sana yaşattığımız kötü bir izlenim vardı.Ama bu grup üylerinden birsinin bizi satmasından kaynaklıydı." İlk gördüğüm andan sonra ilk kez ona baktım."Çok kalbimiz kırıldı bu yüzden sadece tesbirli olmaya çalışıyorduk."
"Hyungunuz öyle düşünmüyor bence." Kaşları çatıldı.Sonra kafasına dank etmiş olacak ki kaşları havalandı."Changbin hyung...evet o biraz şeydir-"
"Kaba mı?"
"Hayır.Ama duygularını yabancılara gösterirse harcanmaktan korkar."
"Neyse ne.Gününüzü mahvettiğim içim bana daha da kızgın olmalı."
"Mahvetmek mi?" Ciddi miyim diye bir süre yüzüme baktı."Sen gerçekten günümüzü mahvettiğini mi düşünüyorsun?" Başımı salladım."Hah!" Güldü."Ahh tanrım." Kafamdaki soru işaretleriyle ona bakmaya devam ettim."Bak ne anlatacağım sana." Dudakları yukarı kıvrıldı."Bende bu grupla ilk tanıştığım zaman senin gibi günlerini mahvettiğimi düşünmüştüm.Ama benimki seninkinden daha kötüydü."
"Bundan daha kötü ne olabilir?"
"Changbin hyungun arabasını vurmuştum." Gözlerim açıldı.Deli gibi gülmeye başladı.
"Aa? Nasıl becerdin onu? Nasıl hala arkadaşsınız?"
"O zaman biraz daha gençtim.Birilerini etkilemek isteme gibi bir huyum vardı.Ben bu gruba senden önce katılmış en son üyeyim."
"Sonra?"
"İlgini çekti ha?" Güldü."Bir gün changbin hyunga araba sürebildiğimi göstermek için arabasının anahtarını montununcebinden aldım.O zamanda kıştı ve yollar kaygandı.."
"Siktir.." başını salladı.
"Arabayı çalıştırdım ve abimden öğrendiğim araba becerilerimi sergilemeye başlamıştım ki bütün ekip dışarı çıktı bir anda.Bende onların yüzüne baka baka arbayı sürüyordum ki.." derin bir nefes aldı."Arabanın kış lastiği yokmuş.Yokuşa park edilmişti.Altındaki takozda oynayınca...Önündeki arabaya çarptı." Olayı ben yaşıyormuşçasına kalbim korkuyla atıyordu."Sonra o da yetmezmiş gibi arabayı yola sürdüğüm için birde aşağı doğru kaydı ve direkt!" Eliyle göstererek anlattı."Sokak lambasına!"
"Ah! Sonra ne oldu!?" Durgunlaştı.
"Çok üzülmüştüm ve hemen orayı kaçarak terk ettim.Senin gibi." O günleri hatırlamış gibi hüzünlenmişti."Gidicek başka yerimde yoktu.Maddi durumum o zaman pek iyi değildi.Ailemde beni kabul etmiyordu."
"Dur bir saniye." Kaşlarım çatıldı."Ailen seni neden kabul etmiyor?"
"Yönelimim yüzünden."
"Tanrım.." yutkundu ve devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once again,minchan
Fanfiction‼️+🔞MİNCHAN+🔞‼️ Minho, hayatında büyük önem taşıyan arkadaşının ölmesiyle hiç beklenmedik bir sürecin içerisinde bulur kendini. Tanımadığı bir adamın bir anda hayatına girmesiyle yaşadığı şeyleri sorgulamaya başlar ve tesadüf sanılan gerçekler ard...