Hyunjin

68 12 50
                                    

"Ne yaptım dedin!?" Parmağımı dudağıma bastırdım."Sen kafayı mı sıyırdın? Chan bunu öğrenirse başına ne gelir haberin var mı senin?"

"Beni iyi dinle changbin.Artık sınırlı zamanımız kaldı seçimler yaklaşıyor.Seçimden önceki büyük mitingde neredeyse bütün kore orda olacak.Gelmeyenler içinde yirmi dört saat boyunca canlı yayın verilicek bu yüzden bu anı değerlendirmemiz gerekiyor."

"Hala önceki dediğimi umursamıyorsun!"

"Beni dinle." İkimizde mutfağın köşesinde sessiz sessiz konuşuyorduk."Jack Bang chanı ortadan kaldırmaya çalışıyor.Bir süre sonra bize zarar vermeye çalışcak herif her yerden çıkıyor görmüyor musun!? Arkadaşlarına,sana,bana,çocuklara zarar verecek ya da vermeye çalışacak.Chanın elinden her şeyini almaya çalışacak.Olayın ciddiyetini anlmıyorsun! Neden bunları yapıyorum sanıyorsun!?"

"Jack Bang bunu yapmadan chana yakalanırsan minho-"

"Eğer Jack Bang bir hamle yaparsa chanın her şeyini kaybedip ortada kalmasına izin veremem."

"Şirket diyorsun! Her şeyini hackledim çaldım diyorsun! Sen aklını mı kaçırdın!? Ayrıca bunu nasıl becermiş olabilirsin!?" Bıkkınlıkla elimi alnıma vurdum.

"Off changbin!"

"Jisung durumundan haberi var mı yani chanın? O ne söyledin?"

"Jisungun arkadaşı olduğunu bildiğimi söylemeseydim plan bir noktada tıkanırdır Bin."

"O sahte cesedin üstünde ne yazıyor?" Yutkundum."minho?"

"Jack Bang'ın adı.Jisunga ne yaptığı.Jisungun ölmediği ve saklandığı..ve bir çok şey.Birisi bizden önce davranarak cesedin jisung olmadığını anlamış."

"Jack.Değil mi?" Başımı salladım."Bir tuhaflık var."

"Ne gibi?"

"Jack Bang madem chana zarar vermek istiyor, neden seni kullanıyor ki?" Tabi changbin daha sevgili olduğumuzu bilmiyorsun malesef.

"O konuyu bilmiyorum Ama başka bir konuda şüphem var."

"Nedir?"

"Hala bizi bir şekilde izliyor.Jisung'un yaşadığından nasıl haberdar olabilir? Etrafımızda bunu söyleyen kimse yokken hemde."

"Bilmiyorum.Şirketten birisi mi acaba?"

"Sanmıyorum.Ama eninde sonunda öğreneceğiz.Sadece sakın planı unutma changbin."

"Unutmuyorum.Sadece çok gerginim.Bu herif birisine bir şey yapıcak diye çok korkuyorum." Dudaklarımı araladığım anda başka bir ses lafımı kesti.

"Hyung?" Hemen yanımızdaki jeongine baktım."Chan Hyungun nesi var?" Changbin jeonginin sorusuna karşılık ne diyeceğimi merak ettiği için bana baktı.

"İşte biraz sorun çıkmış jeo."

"Anladım.Yemeğe gelmiyor musunuz?"

"Bizde tam yemeğe geliyorduk In-ah." Changbin eliyle sırtımı türterek ilerlemem için beni uyardı.Mutfaktan yemek yediğimiz masaya gittiğimde oldukça sessiz ve gergin bir havanın beni karşılayacağını gördüm.Chanın yanında yerimi alırken herkes gibi bende sessizce yemeğimi yemeye başladım.Bu sessizliğin devam etmesini istiyorumdum ancak sessizliği bozan ilk kişi felix olmuştu.

"Junwoon'un yanına gideceğim." Masadaki yemek sesleri aniden durdu.Korkuyla yanımdaki chana baktım.Öylece felixe bakıyordu.

"Park junwoon?" Jeonginin şaşkınlığı sesine de yansımıştı.Aslına bakarsak jeongin dahil masadaki herkes şaşkındı.Chan ve changbin dışında.

Once again,minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin