Yapılacak çok iş var yeterince zaman yok!!!

146K 1.8K 135
                                    

Saatin alarmı her sabah olduğu gibi saat 7.30 da çalmaya başladı ve Öykü her sabah yaptığı gibi saati alıp karşısındaki kıyafet dolabına fırlattı. "ah lanet olsun sus" bir beş dakika daha uyumak için tekrar yatağına yerleşti ancak bu seferde cep telefonu çalmaya başladı. Yastığı kulaklarına bastırarak duymamaya çalıştı "ne tür bir sadist bu saatte arar ki? Blackberrysini eline aldığında en yakın arkadaşı Dilara'nın aradığını gördü.

"Ne var Dilara bu saatte uyuyorum." Neee uyuyor musun bu saatte biliyorsun bugün önemli bir müşteriyle toplantı var ve sen uyuyor musun hala. Saat 9.00 de burada olman gerek biliyorsun değil mi "evet biliyorum ve görüyorum ki hala uyumaya zamanım var Öyküü çabuk kalk o yataktan ve hazırlanmaya başla. -Tamam tamam kalkıyorum gelmeden ararım gibi bir şeyler gevelemeyi başardı!.

Öykü çok giyilmekten dizleri çıkmış, eskimiş, ön düğmelerini yarım yamalak vurduğu üzerinde hello kitty desenli pijamasıyla önce banyoya gitti aynaya baktı saçı başı dağılmış bir haldeydi dün gece eski arkadaşlarıyla çok içmişlerdi eski günlerden konuşmaya başlayınca zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışlardı. Eve döndüğünde saat gece yarısını çoktan geçmişti ve alkollüydü. Şuan başını yüz kilo gibi hissediyordu.Belki uykusu açılırsa kafası normal boyutlarına dönmeyi kabul ederdi.


Öykü alkole karşı dirençli olmadığını biliyordu ancak arkadaşlarının ısrarlarına hayır diyememişti. İkinci votkasında kafayı bulmuş o cırtlak, kargavari sesiyle mikrofonu eline alıp çığlık çığlığa "im a sexy girl" şarkısını söylüyordu. Şarkıyı o kadar içkiliyken söyleyebilmesi mucizeydi. Ancak sözleri zaten geçen yıldan beri ezberindeydi techno müzik sevmezdi ancak kendini havaya sokmak için bazen sabahları bazen de randevularına gitmeden önce evde son ses açıp dinlerdi. Aman tanrım dün gece daha ne rezillikler yapmıştı kim bilir. Ah sadece arkadaşlarına da değil o kadar klas bir mekânda en az 50 kişi vardı ve hepsi onu dinlemek zorunda kalmıştı. Aynadaki Öyküye bakarak kendine tutamayacağı sözlerden birini daha verdi. "Bundan sonra ağzına bir damla içki koymak yok insanlara madara olmak yok" dedi.

Kollarını kaldırıp kendini kokladı kesinlikle duş alması gerekiyordu. Duş şuan ona duble çikolatalı cennet gibi gelirdi. Ancak duşa girmeye dahi vakti yoktu eğer biraz daha geç kalırsa Dilara kesin felç geçirirdi. Elini yüzünü yıkayıp mutfağa geçti. Dolaptan soğuk süt aldı bir kâseye biraz diyet cornflex ile aldı fiziğine dikkat etmesi gerekti sonuçta 21.yda erkekler zayıf bayanlardan hoşlanıyorlardı. Gerçi çok ta zayıf denemezdi ancak boyu uzun olduğu için kilosunu saklıyordu.

Üstünü giymek için gardırobunun başına geçti her gün akşamdan giyeceklerini hazırlardı ancak dün gece ki faciadan sonra onu unutmuştu. Üzerine ipek siyah altın sarısı düğmeli bir gömlek geçirdi, altına diz boyunda siyah dar kalem etek giydi bu tarzı seviyordu bu tarz etekler kalçasına ve bacaklarına oturuyor onu daha uzun ve daha seksi gösteriyordu. Her zaman ayakkabı olarak stilletto tercih ederdi. Her alışverişe çıktığında muhakkak bir ayakkabı alırdı "heyy hangi kadın ayakkabıları sevmezdi ki" bugün tercihi lame stilettoları olmuştu. Biraz ruj sürdü dolgun dudaklarına dudakları yüzünde en beğendiği yeriydi. Gözlerine kalem çekti birazda rimel sürdü aynada geri çekildi kendine baktı tamam işte hazırdı saat 8.15 ti trafiği de düşününce acele etmesi gerekiyordu yoksa işe geç kalacaktı.

İşi konusunda çok başarılı ve disiplinliydi ancak bu işleri biraz daha geç saatlerde başlatsalar Öykü kesinlikle daha başarılı olacaktı. Evinin kapısını kilitledi ve oturduğu apartmanın otoparkına inmek üzere asansöre bindi. Bu eve çok para vermişti. Lüks bir semtteydi ancak evi küçüktü. Arabasının yanına vardığında saatin 8.20 olduğunu gördü bir taraftan kahretsin yetişemeyeceğim diye söylenirken bir taraf tanda anahtarını arıyordu. Çantasını yere düşürdü. Çantanın içerisinde o kadar çok lüzumsuz eşya vardı ki çanta yere düştüğünde her biri bir yere dağılmıştı. Öykü yere dizlerinin üzerine çöktü eşyalarını aceleyle çantasına tekrar doldurdu ancak anahtarları hala yoktu.

Dün gece arabayla gitmemişti ancak anahtarlarını kesin başka bir çantasında unutmuştu. Bu kadar acele etmeye yetişemeyecekti bir taksi çağırırsa daha çabuk varabilirdi iş yerine. Tekrar çantasını toplayıp sokağa çıktı yol kenarında beklemeye başladı, hiç taksi bulamamıştı. Bugün herkes mi geç kalmıştı bütün taksiler doluydu tam önünde bir taksi durduğunda 2 metre ötesinde bekleyen kadın ondan önce davranıp taksisine binmişti hem de onun çağırdığı taksiye -heyyy nereye gidiyorsunuz o benim taksim binemezsiniz diye taksinin arkasından çatlak bir sesle çığlık attı. Kadın onu duyumsamazlıktan gelip taksiciye sürmesini söylemişti bile.

Bugün benim şanssız günüm tamam nefes al Öykü nefes al ve ona kadar say 1..2..3.. saate baktı saatin 8.30 olduğunu gördü bu gidişle toplantıya yetişemeyecekti. Gökyüzüne bakarak bir ayağını yerden kaldırdı ve söylenmeye başladı. "Tanrım lütfen bugünden sonra iyi bir kulun olacağım dünkü rezilliğimi mi ödüyorum acaba tamam çok affedersin anlaşalım ben bir daha bu kadar dağıtmayayım sende bana bir taksi gönder olur mu?".Tam o anda önünde bir taksi durdu Öykü gökyüzüne başını çevirdi teşekkürler seni seviyorum diyerek güldü. Neyse ki kimse bu halini görmemişti deli deyip tımarhaneye atarlardı. Taksiye binmişti çok geç kalmayacaktı en fazla 20 dakika daha yolu vardı. Ancak burası İstanbul kim işine dilediği saatte varabilmişti ki.


Selamlar arkadaşlar umarım kızımızı beğenirsiniz

ilk kez bir öykü yazmaya karar vermemle birlikte sizlerden yanlışlarım için şimdiden özür diliyorum.

Öykünün söylediği müzik ekte mevcuttur. Bence siz de bir kez son ses dinlemelisiniz.

Yorum mesaj herbişi bekliyorum sizlerden xoxo :)






Aşk sözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin