Merhaba arkadaşlar uzun süredir başıma gelen kredi kartı mağduriyeti ve Türkiye'deki olayların sarsıcı etkilerinden dolayı sayfamdan uzak kaldım :(
Birazcık yazdım bakalım olmuş mu?
seviliyorsunuz xoxo :):)
------------------------------------------------------------------
Öykü ağzına sinirden bir şeyler tıkıştırırken hala Tamer'le karşılaşmasını düşünüyordu. "Hayvan ne olacak" diye söyleniyordu. Çok sinirliydi şuan ancak oradan gidemezdi de gitmek için çok erken olurdu artık onu görmemezlikten gelmeye karar verdi. O an annesi Tamer'i göstererek bir şey mi oldu diye sordu.
"Yok anne ne olabilir ki senin dediğin gibi şuan düşman edinmeye niyetim yok".
Birkaç saat sonra çiftler dans etmeye başlamıştı. Öykü annesinin yanında oturuyordu birkaç kez dans teklifi almıştı ancak dans etmek istemiyordu dans etmeyi severdi İtalya'da okurken arkadaşlarıyla birlikte Latin dansları kursuna yazılmışlardı. Torino'da Chambery 93 caddesinin üzerinde Tabor isimli fitness salonunun bitişiğinde Salsantiago adında bir kurs vardı. Burada haftada iki gün salsa geceleri düzenlenirdi Öykü arkadaşlarıyla birlikte kendini işine adadığı gibi dansa da adamıştı. 4 Arkadaş bir olup oraya yazılmışlardı.
Oradan geldikten sonra devam ettirememişti dans derslerini, ancak yine de gidebileceği bir kurs bulmak istiyordu. Öğreneceğini öğrenmişti o kursta salsa, bachata, çaça biliyordu. Artık kursların ona bir katkısı olmazdı ancak iş stresini atmak için biraz da eğlenceye ihtiyacı vardı. Etrafı izlemek şuan daha iyi geliyordu etrafı izlerken Tamer'i gördü bir kadınla samimi bir şekilde sohbet ediyordu kadın onun ağzına düşecekmiş gibi bakıyordu arada ona dokunuyordu. Tamer'de kadına onu yiyecekmiş gibi bakıyordu. O an içinde kıskançlık filizleri büyümeye başladı.
Öykü öyle yüzü asık izliyordu ki kadını Tamer'in ona baktığını fark etmemişti bile. Tamer kadına bir şey söyleyip Öykü'nün yanına doğru gelmeye başladı. Öykü bunu fark ettiğinde eli ayağına dolaşmıştı.
Öykü'nün yanına geldiğinde ise "Öykü merhaba beni bu güzel hanımefendiyle tanıştırmayacak mısın?" diyerek Öykü'nün annesinin yanına doğru yol aldı. Öykü "şeyyy..annem Havva" derken annesine Tamer'i tanıtmayı unutmuştu. Havva Hanım hemen siz Öykü'nün kusuruna bakmayın ben Havva Şahiner diyerek kendini tanıttı. "Ben de Tamer Günışık efendim tanıştığıma çok memnun oldum" Öykü'nün bu kadar genç bir anneye sahip olacağını tahmin etmezdim."
Öykü hemen parladı "ne demek bu şimdi ben yaşlı mı gösteriyorum sen kim oluyorsun da bana yaşlı diyebiliyorsun hay Allahım çattık yaaa sen git bir yerde ölsene kazık mı çaktın dünyaya, bir ayağın çukurda zaten." Annesi. "Öykü'nün koluna gizliden çimdik attı "Kızım Tamer bey öyle mi dedi aa çok ayıp ama". Tamer Öykü'ye yarım bir gülüş bahşederek annesiyle konuşmaya devam ederken Öykü orada yok gibi sohbet ediyorlardı. Tamer annesiyle olan sohbetinin ortasında annesinden izin isteyerek "kızınızı dansa kaldırabilir miyim efendim?" derken ayağa kalkmıştı bile. "Ah tabii ki oğlum senin gibi kibar bir beyefendiyi geri çevirmez, ne demek değil mi Öykü" diyerek kızının koluna bir çimdik daha attı.
Öykü şaşırmıştı ne yapacağını bilemiyordu bu yaşa gelmiş hala anne zoruyla dansa kalkıyordu. Bu adamın karşısına hırsla ayağa kalktı.Ne oluyordu neden karşı çıkmıyordu diğer teklifler gibi neden gidiyordu ki. Dans pistine çıktıklarında slow müzik söyleniyordu Tamer Öykü'yü kendine doğru çekti elini belinin altına doğru kaydırdı. Bir eli çıplak belini kavrarken diğeri kadının sırtındaydı. İki eli de çıplak tenine değiyordu. Tamer kızın elbisesinin verdiği yetkiyle dekoltelerine elini rahatlıkla koymuştu bu elbiseyi gördüğünden beri bunu düşünüyordu.
"Demek kazık çaktım dünyaya ha. Sen beni o kadar yaşlı görüyorsun yani." kızı biraz daha sıkı tutmaya başlamıştı. "Sana bir sır vereceğim. Olgun erkekler sekste tecrübeleriyle daha doyurucudur. Senin gibi bir afeti sekse doyurmak benim başlıca görevim olmalı değil mi?" derken kadının kulağına fısıldıyordu. Öykü'nün vücudundan bir titreme geçti. Onun ağzından çıkan her söz ayrı bir etkilerken Tamer'den seks kelimesini bile duymak onu heyecanlandırmıştı.
Tamer'in pantolonun fermuarını zorlayan sertliği kadını biraz daha kendine çekmesini emrediyordu. Tamer'de aynen öyle yaptı kızı biraz daha kendine doğru çekti. Öykü o an hızlı bir nefes çekti içine.
Tamer Öykü'nün belini küçük hareketlerle okşarken elinin değdiği yeri yakıp geçiyordu. Öykü'nün içinde kıpırtılar olmaya başlamıştı. Bu dansın bir an önce bitmesi gerekiyordu.
Dans aşk, sevişmek, içmek, doyumsuzluk, demekti ancak hiçbir dans bu kadar ateşli olmamalıydı. Kendini bu adamın üzerine atmak istiyordu Adamın elleri çıplak tenini keşfe çıkmışken dizleri tutmaz olmuştu. Gözleri adamın dudaklarına kaydı Tamer'de onun dolgun dudaklarına bakıyordu.
Öykü müziğin değişmesiyle nerede olduğunun farkına vararak kendini biraz toparladı, birazda olsa geriye çekilmeye çalıştı ve gözleri neden ben der gibi bakıyor Tamer'in yüzünde bir cevap arıyordu.
Tamer kızın dudaklarından başka bir şeye odaklanamıyordu, şuan hiçbir soruya cevap verecek durumda değildi bu kadını buradan götürüp yatağına atmalıydı ya da o kadar bile bekleyemezdi otelde boş bir oda kesin vardır diyerek kendini tatmin etmenin peşindeydi.
Kadın bunda soruyu yüksek sesle dile getirdi. Neden diye sordu. Tamer kadının dudaklarının kıpırdadığını onunla konuştuğunu fark etti. Ona bu kadar ateşli bir anda Neden diye mi sormuştu. Cevap belli değil miydi. Pantolonundan ona doğru meyleden sertliği cevabı vermiyor muydu."Şu anımızı bozmasan sorularınla, vücutlarımızın birbirine ne kadar uyumlu olduğunu görüyor musun? Sende merak ettin mi bilmiyorum ama seninle daha hangi konularda bu kadar uyumluyuz bilmek isterdim" derken belindeki elini biraz daha aşağı doğru indirdi. Kadının kalçasına eli çok yakındı kadının tekrar iç çamaşırsız olduğu aklına geldi ve ağzından küçük bir homurtu çıktı. Tamer gözlerini Öykü'nün gözlerine kilitlemişti Öykü gözlerini kaçırmıştı o an.
Tamer sert bir sesle "gözlerime bak" dedi Öykü onun gözlerine bakarsa teslim olacağını biliyordu ancak konuşmazsa ona bakmazsa ondan uzaklaşabilirdi. Bakmamalıydı. O an Tamer kızı biraz daha kendine doğru çekti vücutları birleşmişti. Bu kadar kalabalık bir ortamda adamın bunu yaptığına inanamıyordu. Bütün vücudu adamın sert vücuduna yapışmıştı. Öykü kedi gibi adama sürtünmek istiyordu. İşte şimdi ilgisini çekmişti adam Öykü'nün. Kadın alt tarafında kıpırtılar hissediyordu, yüzüne sıcak basmıştı. Dudaklarını ısırmaya başladı.
Tamer "eğer o dudakları ısırmaya devam edersen seni buradan sürükleyerek te olsa götürmek zorunda kalacağım" dedi. Öykü adamı sert göğsünden itmeye çalışarak kendine nefes almaya yer bırakmaya çalıştı. "Neden benimle dans ediyorsun şu bizi izleyen kadınla gayet samimi gözüküyordun neden onunla dans etmedin yanıma geldin." "Hayır, tatlım ben onunla samimi değildim. Sadece istediğimi alıyordum o kadar yoksa kıskandın mı beni?" "Aa niye kıskanacak mışım seni tanımıyorum bile."
"Tamam o zaman hanımefendi" derken birden dans etmeyi bıraktı adam. "Ben Tamer Günışık 34 yaşındayım bugüne kadar hiç evlenmedim iş adamıyım." derken kadının önünde eğilerek reverans yaptı ve kadını yavaş yavaş dans pistinin dışına çekti.
"Başka bilmek istediğin nedir?" "Neden benimle ilgileniyorsun etrafında o kadar güzel bayan varken". "Ahh işte onu bende anlamadım senin gözlerinin içine bakmak beni çok etkiliyor sanki içime işliyorsun, dudaklarına baktıkça öpesim geliyor, eteklerini gördükçe bu bacakların belime dolandığını düşünüyorum, ayakkabılarına bakınca seni yatağımda çırılçıplak sadece ayakkabılarınla hayal ediyorum." Derken ortam iyice ısınmıştı kadın için. "Belki bir kere seni yatağımda görsem seni içsem, sana dokunsam, bir gecelik benim olsan bu kadar çok istek duymayacağım ancak nafile." Tamer biraz daha eğildi Öykü'ye doğru, kulağına fısıldayarak
"Bu gece benim olmaya ne dersin".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romance"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...