Onlar aslında Biz'diler. Ben olmak isteyen!

20.7K 989 112
                                    


Selamlar gençler ve hep genç kalanlar :) 

Pazar sabahını gün ışığının altında saatler süren güzel bir yürüyüşle geçirip, vücudum bol serotonin ve dopamin hormonu salgıladıktan sonra aldığım kararla sizlere bir bölüm yazayım dedim. :)

Keyifli okumalar dilerim. 

xoxo:)

Müzik: Lonestar 'Let be us again'

-----------------------

Sabah içeri dolan güneş ışığı ile gözlerini açtığında gördüğü manzara bir şaşkınlık yaratmıştı Öykü için. Gözlerini kırpıştırarak açtı. Başını yastık üzerinde daha doğrusu kaslı bir kolun üzerinde yana doğru çevirince etajerin üzerindeki saatin sekiz buçuk olduğunu gördü. Tamer'in kollarının arasında yatıyordu. Bir eli de onun bel oyuğunda usulca duruyordu. Dün gece onun kollarında yatağa gelip gerçek içten bir öpüşmeyle uykuya dalması bir olmuştu.

 Bedeni duygularıyla mücadele etse de uyku daha ağır basmıştı. Aralarında gerçekten bir bağ var mıydı onu bilmiyordu ancak bu şeyden vazgeçmek istemiyordu Öykü. Onun yanındayken onun kokusuyla sarmalanmak onun yanında olduğunu bilmek bağımlılık yapıcı baştan çıkarıcıydı. İnsanlar aşık oldukları kişiye neden ona bağlıyım derler yeni yeni anlamaya başlamıştı. İlk başta esrarla başlayan serüven artık damardan alınan eroin kadar etkiliydi. Bulutların üzerinde uçuşa geçiyor vücuduna bir rahatlık enjekte ediliyordu sanki.

 Midesindeki kelebekler daha fazla kanat çırpmaya başlamıştı. Bir karar vermesi gerekti. Ya ona doğru dönecek ya da yavaşça yataktan sıyrılacaktı. Kararını verip ona doğru döndü ve onu izlemeye koyuldu. Öykü uykudan şişmiş dudaklarını yalayıp onun yüzünü incelerken parmağını onun yüz hatlarında gezdirmek üzere yukarı kaldırdı. 

Onunla ilgili düşünceler kafasını çok meşgul ediyordu. Küçük bir oyunla başlayan bu ilişki ne kadar sağlam temellere oturuyor olabilirdi ki! Onu anında bırakıp gidecekmişçesine korkuyordu içten içe. Hala ona, onun sevgisine güvenemiyordu. Belki de hala tamamen kalbini açmadığı için ona karşı böyle saldırgan hisleri vardı. Tamer ailesiyle ilgili hiç bir şey anlatmamıştı. Kalbindekileri, hissettiklerini ona dökmemişti. Bunu istiyordu. Onun kalbini ruhunu istiyordu. 

Bedenine sahipti. Artık bundan emindi. Ancak iki ruh, hala bizdi. Ben olamamışlardı. Tek vücut tek ruh olamamışlardı. 

"Aklından ne geçiyorsa hoşuma gideceğinden hiç emin değilim" 

diye mırıldandı uykulu bir şekilde Tamer. Şaşkınlıkla onun gözlerine gözlerini çeviren Öykü düşüncelerine dalmış vaziyette onun uyandığını görmemişti. 

"Ne?" 

"O kadar düşüncelerine dalmışsın ki uyandığımı bile fark etmedin." 

Belindeki elini aşağı yukarı gezdirerek 

"bedenin aniden gerildi. Neler oluyor?"

 "Hiç! Hiçbir şey" 

"Öyküü"

sesindeki ısrarla birlikte eli tekrar onun tenini okşadı. 

"işimi düşünüyordum. Elimde bir proje var da onu nasıl çözümleyeceğimi tasarlıyorum!"

"Eğer her projende bu kadar gergin oluyorsan çabuk yaşlanırsın söylemedi deme." 

"Nee? Sen şimdi bana yaşlı mı diyorsun?"

 diyerek onu omuzlarından iterek kendinden uzaklaştırdı. Tamer bunun üzerine gülerek ona doğru daha çok sokuldu. 

"Tabii öylesin bak burada bir kırışıklık var" 

Aşk sözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin