Dünyanın EN ÇİRKİN Gelini!

32.7K 1K 36
                                    


Selamlar arkadaşlar bir pazar akşamı yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Yorumlarınızı beğenilerinizi ya da beğenmediğiniz ayrıntıları lütfen benimle paylaşın. Paylaşın ki hep birlikte daha güzel sonuçlar elde edelim.

** Arkadaşlar bu muhteşem şarkıyı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Hikaye içerisindeki dinlenilen şarkıdır. :)

Keyifli okumalar dilerim.  

xoxo :)

----------------

-Aman Tanrım, şuna bak!

-Evet, gördüm.

-Ya şu? Ah muhteşem!

-Hı hı gördük Di.

-Peki peki ya şu bir de şuna bakın!

-Bir daha "şuna bakın" dersen seni öldüreceğim D.

-Ama daha şunu görmediniz ki!

"Aaa yetti ama" Sevil koltuğun üzerinden bir yastık kapıp Dilara'ya fırlattı. 

Dilara kendine çarpan büyük pembe yastıkla bile gözlerini tabletin ekranından kaldırmamaya devam etti. Öylesine büyülenmiş bakıyordu ki sanki hayatında hiç böyle bir şey görmemişti. Gelinlikler ve ona uygun ayakkabılar seçmekle meşgul olan Dilara kendini öylesine kaptırmıştı ki düğünü olacak olan gelin adayından daha fazla heyecanla ayarlamalara, organizasyona girişmişti. 

Öykü'ye dönüp "nedime kıyafetlerimizi kendimiz seçebilir miyiz? Ah lütfen bak şunun gibi bir şey istiyorum" elindeki tableti Öykü ve Sevil'e doğru çevirerek beğenmiş olduğu kabarık etekli toz pembe tüllü elbiseyi gösterdi. 

Sevil Dilara'ya koltuğun üstünden bir yastık daha kapıp fırlatırken "Di. Eğer bize bir tane daha düğün ile ilgili küçücük dahi olsa bir şey gösterirsen o sersem kıçının üzerine bir gün oturamazsın bilmiş ol." 

Öykü elindeki boş kadehi havaya kaldırıp sallarken "S. Bırak baksın en azından aramızdan birinin bu işlerle ilgilenmesi gerekiyor. " 

"Off Öykü kendini toparlamalısın artık daha ne kadar kendini üzeceksin, daha zorlu aile sınavını atlatmadın."

"Lanet olsun. Ben onu tamamen unuttum" diyerek elindeki kadehi yandaki sehpanın üzerine bıraktı ve tekrar doldurmak için şişeye doğru uzandı. "Kahretsin şimdi ben bu durumu anneme nasıl anlatacağım."

Babası kadar çok sevdiği amcasına ve annesi kayıplarından dolayı kendini psikolojik olarak toparlamaya çalışırken Öykü ile her konuda ilgilenen yengesine de haber vermeliydi. Belki de bir aile toplantısı düzenlemeli ve bir çırpıda herkese söyleyip kurtulmalıydı. Artık olan olmuştu ve nikaha odaklanıp düşüncülerini bu işlerden uzak tutmalıydı. Ayağa kalkmayı deneyerek odasına doğru yol alan Öykü kendini o kadar yorgun hissediyordu ki gidip biraz uyumalı ve beynini bir şekilde bu işten uzak tutmalıydı. Odasına doğru gitmek üzere sarhoş adımlarla yerinden doğrulurken yerde yarısı boşalmış şişeye doğru uzanarak en değerli varlığıymışçasına koyu yeşil şişeye sarıldı ve küçük bir yudum daha aldı. 

Dilara odasına kadar eşlik etmek için koluna girmişti bile. Kendi kendine konuşarak "dünyanın en kötü gelinliğini giymek istiyorum Di. dünyanın en çirkin gelini olacağım ki o adam benimle uğraşmak neymiş görsün. Düğünde onu rezil edeceğim."

"Tamam tatlım çok çirkin olacaksın biliyorum" diyerek onu tasdikleyen saçma cümlelerle Öykü'ye destek olurken odanın kapısını açmak için bir hamle yaptı. 

Aşk sözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin