Selamlar arkadaşlar size söz verdiğim gibi yeni bölümümüzü bu hafta sonuna yetiştirdim. Umarım beğenirsiniz. Biraz +15 bir bölüm olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle lütfen dikkat diyorum.
Değerli arkadaşlarım lütfen takip etmeyi ve ayrıca arkadaşlarınıza da önermeyi unutmayın.
Unutmayın her zaman bir kişi eksiğiz.
Keyifli okumalar dilerim.
xoxo :)
Müzik: Ed Sheeran / "Perfect"
---------------------------------------
Murat'ın Tamer'e kırılıp evinden ayrılması bir ilkti. Öykü için Murat Tamer'e bozuk atıyordu. Tamer'de bir şeyleri düzeltmek istiyordu ancak birilerinin yönlendirmesine ihtiyacı vardı. Öykü'nün Murat'ı gördüğünde yüzündeki gülümsemeyi kıskanmıştı. Öykü Tamer'i kapıda hiç öyle karşılamamıştı. Ancak belli ki arkadaşına daha çok değer veriyordu. Murat ile iyi arkadaş olmuşlardı. Hele ki Sezgi ile flörtü genç adamın tepesinin atmasına yetmişti. Her defasında işleri bok ediyordu. İçindeki birikmişleri salması gerekiyordu. Ancak yapamıyordu. Çok boktan bir ailede çocukluk geçirmişti. Kendine başı sıkıştığında arayabileceği, aile gibi gördüğü iki üç dost edinmişti. Ve onlarda bu halinden memnun değildi. Ayrıca ona destek olmuyorlardı. Ailem dediği Murat, Engin ve Ekrem bile ona karşı duruş gösteriyorlardı. Ekrem Esra ile evlendikten sonra gruptan kopmuştu. Engin ve Murat'ı birlikte en son bir ay önce çok sarhoş olduğunda görmüştü. Bu durum canını sıkıyordu. Engin ve Murat'a whatsapptan mesaj attı. Her zamanki mekanlarında buluşmak için sözleştiler.
Öykü odadan dışarı çıkmıyordu. Onunla nasıl barışabileceğini bilmiyordu. Kafasını nasıl toparlaması gerektiğini bilmiyordu. En azından arkadaşları ona yardımcı olabilirdi. Size çok saçma bir fikirmiş gibi gelebilir ancak her başı sıkıştığında aradığı insanları araması gayet olağandı. Arayacak akıl alacak bir annesi, halası ya da teyzesi yoktu. Öykü'yü anlatacak kadar da Zehra Hanım ile yakın değildi. Bugüne kadar kadınlarla ilişkisi yatak dışına çıkmamıştı. Ancak aklına bir çözüm yolu gelmiyordu. Eski hayatını istiyordu. Hiç mutlu hissetmiyordu. Hem bir kadının yükü hem de artık bir bebeğin yükü omuzlarındaydı. Ve bunu taşıyamıyordu. Evden dışarı çıkarken kimseye haber vermeden çıktı.
Öykü kendini banyoya kilitlemişti. Çıkmak istemiyordu. Tamer'in odadan çıkarken kapıyı kapatma sesini duyduğunda daha fazla gözlerinden yaş akmaya başlamıştı. Kafasını kaldırıp aynaya baktığında aynadaki kadının eskisi kadar ışıldamadığını fark etti. Aynaya baktığında gözleri gülen, yüzü ışıl ışıl parlayan, güzel bir gülüşe sahip, hep bakımlı, hep şık gezen kadın gitmiş yerine üzerinde bir tshirt bir kot ile düz taban terliklerle dağılmış saçlarla makyajsız bakan bir kadın vardı. Bu kadın kimdi? Öykü eski günlerini özlüyordu. Sevgilisiz olduğu, yalnız olduğu, hamile olmadığı ancak en azından mutlu olduğu o günleri özlüyordu. Kendine gel Öykü, toparlan dedi kendi kendine.
Odadan çıkmak için derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Ancak evden çıt çıkmıyordu muhtemelen Murat ve Sezgi gitmiştir diye düşünüyordu ancak Tamer'de ortalarda görünmüyordu. Zehra Hanım'ın da sesi çıkmıyordu. Muhtemelen o da akşam yemeğini hazırlayıp evine gitmişti. Öykü bu durumda kendine oyalanacak bir şeyler arıyordu. Koltuğa oturduğunda evlenmeden önce Pazar günleri neler yaptığını düşündü önce. Her pazarı kuaförde bakımla geçerdi doğrusu. Elini karnının üzerine koyup
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romance"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...