Arkadaşlar selamlar sahurdan önce bir bölüm daha yayınlayayıım dedim
çikolata öpücüğü gönderiyorum hepinize xoxo
-----------------------
Gözlerini açtığında belli belirsiz Tamer'i gördü ona doğru eğilmiş nefesi ılıktı ve yüzüne çarpıyordu. Saçları dağınık gece yarısı kadar siyahtı. Elini onun elinin kıvrımlarına yerleştirdiğinde avuçları birleşti. Parmaklarını onun parmaklarının arasından geçirdi.
O delici bakışları dudaklarının üzerindeydi. Diğer eli çıplak teninin üzerinde gezinmeye başlamıştı, kolunu okşuyordu oradan köprücük kemiğine dokundu ve yüzüne doğru çıktı. Başparmağıyla dudaklarını bulup üzerine bastırarak aralamaya çalıştı.
O anda Öykü dilini dışarı çıkartıp korkak dokunuşlarla parmağına dilini dokundurmaya başlamıştı. Tanrım bütün vücudu canlanmıştı her hücresi onun nazik dokunuşlarından etkileniyordu. Adam elini kaldırdı ve kızın siyah uzun saçlarının arasından geçirdi ve gözlerine bakarken dudaklarını kızın tatlı ve ıslak dudaklarına indirdi. Çok güzel bir tadı vardı dudaklarının.
Öykünün hayatında eksik olan bir şey gibiydi bu tat sıcak, aç, kadını dağıtıp ayaklarını yerden kesen türden bir şey. Bir elini Öykünün bel çukuruna yerleştirdi. Parmaklarıyla etini kavradı. Adamın ona ahlaksız şeyler yapacağını biliyordu ancak ona dur demek istemiyordu dur demeye cesareti yoktu o kadar zevkliydi ki yaşananlar. Tam o anda saatin alarmı çalmaya başladı. Öykü nefes nefese gözlerini açtı koyu renkteki tavanına bakmaya başladı.
Kalbi gümbür gümbür atıyor her yanı sızlıyordu. Öykü bunun bir rüya olup olmadığını anlamak için üzerini yokladı pijaması üzerindeydi.
Tamam, çok gerçekçi bir rüyaydı ama Öykü böyle rüyalar görmezdi. Müşterisiyle ilgili gördüğü bu erotik rüya yüzünden panik mi olmalı korkmalı mı yoksa sevinmeli miydi? Kendini toparlamak için banyoya gitti kısa bir duş aldı. Üstünü giydi bir şeyler atıştırdı dün aldığı ayakkabılarını giymeye karar vermişti.
O ara dün erken yattığı için telesekreterine gelen mesajları dinlemek için telefonun düğmesine bastı.
Dilara aramıştı." Neredesin kızım sen yaa dünden beri ulaşamıyorum sana beni ara...
"Öykü tatlım benim annen dün sana söylemeyi unuttum Nermin bu cumartesi Nermin teyzenin kızının düğünü var ve sende geliyorsun unutma akşam 7'de başlayacak bu arada buraya gelmeden lütfen güzel giyin kuaföre git dağınık görmek istemiyorum seni".
Sırada tekrar Dilara'nın beni ara mesajı vardı. Öykü telefona bakarak gözlerini devirdi. Bugün nasılsa ofiste Dilara'yı görecekti onun merakıyla uğraşamazdı şimdi.
Aklına annesinin mesajı takıldı. Of düğünleri hiç sevmezdi bir de düğüne mi gidecekti zaten başında o kadar dert vardı kesin annesi onu biriyle tanıştırmak isteyecekti orada. Annesinin evlen baskılarından bıkmıştı.
Bu yüzyılda bunu her bekar kadının annesi yapıyor muydu hala. Ancak mecburdu o gün gitmeye annesini kıramazdı 2 saatlik bir olay için. Bugün arabasıyla gidebilecekti anahtarlarını başka bir çantasında buldu. Otoparka indi arabasını çıkarttı aklında iş yerine giderken mocha almak vardı yan taraftaki gloria's jeans coffee de durdu oradan 2 espresso 1 mocha aldı arabasının kitine yerleştirdi ve holdinge doğru yola koyuldu.
Dilara ofisinde bekliyordu Dilara'nın sorgusundan kurtulmanın bir yolu yoktu. "Neredesin sen" "buradayım tatlım geldim işte bak sana kahve aldım sevdiğinden espresso americano affettin mi?"
Dilara kahveyi alıp kokladı "hımmm evet bunu içene kadar affedildin ancak neler olup bittiğini anlatmazsan seni şuradan şuraya göndermem derken gözleri Öykü'nün ayakkabılarına takıldı Öykü bu dünya güzellikleri nereden geldi" dedi
"Onlar İtalyan erkeklerinin yakışıklılığından esinlenilerek yapıldı kızım sulanma sevgililerime" diyerek kahkaha attı. "Tamam gevezeliği kes te dün ne oldu anlat belli ki Sevil'e uğramışsın sen Sevil'e uğradıysan kesin bir şey oldu"
"Hiçbir şey yok Dilara üzerime gelme sadece yorgundum işte o kadar."
"Tamam, senin istediğin gibi olsun cumartesi nişana gidiyor musun?"
"Senin nereden haberin oldu."
"Annen beni de aradı vazgeçmen halinde seni zorla göndermem için baskı yapmamı istedi ondan haberim var yani".
"Hımm aslında gitmeyi düşünmüyordum ancak annemi üzmeyi sevmem bilirsin mecburen katlanacağım o mutluluk sendromlulara."
"Ee ne giyeceğine karar verdin mi yoksa yeniden bir şeyler alacak mısın?"
"Yok daha karar vermedim ancak bu öğle arası birlikte bakabiliriz sende müsaitsen."
"Ahh ne demek tabi ki olur canım tamam o zaman öğle arası görüşürüz."
Dilara Öykünün kapısını çalmaya başladığında Öykü başını projeden anca kaldırabilmişti. Dün birkaç küçük değişiklik istemişlerdi onları düzeltmesi gerekiyordu. Aslında çok gerekli değişiklikler değildi ancak yeniden toplantı yapılması gerekecekti ve yine Tamer beyle karşılaşacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Roman d'amour"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...