Arkadaşlar merhaba sizlere söz verdiğim gibi bugün bir bölüm daha yayınlıyorum.
Umarım keyif alırsınız.
Bu arada gelecek bölümde sıcak sıcak bir Tamer / Öykü karşılaşması olacak merak edenlere duyurulur. :) :)
sağlıcakla kalın.
xoxo :)
--------------------------
.... "Yardım edecek misin?"
"Benimle birlikte olacak mısın?"
"Engin lütfen olgun ve medeni olalım biliyorum senin becerebildiğin bir konu değil ama ateşkese ne dersin."
"Peki, yarın saat 11.00 uygun mu?"
"Sevil ondan randevuyu kopardığında derin bir nefes aldı. "Anlaştık" dedi. İki tarafında üstün körü iyi günler dileyip telefonu kapatması bir oldu.
--------------------------
İçeri döndüğünde "tamam bu işte halloldu bakalım yarın saat 11.00 de görüşmemiz var. Piyasanın en kurnaz avukatlarından birini avucumuzda tutuyoruz."
Öykü elindeki kağıt havluyu buruşturduktan sonra çöp kovasına atarken "duygusal olarak bu hassas anımda bana yemek yaptıran alçaklar hadi mutfağa gelin! Bu arada yeni bir karar aldım artık gelmek fiilini hiçbir suretle kullanmayacağıma yemin ettim." Dilara o nedenmiş diyerek içinden fiilinin çekimini yapıyordu.
"Of soğuk iğrenç espri hançerini kalbime gömdün Öykü gelin olacak olmanın sana böyle kötü espriler yaptıracağını bilseydim seni evine kilitler Tamer'le görüşmene izin vermezdim."
"Yarın sözleşmeden kurtulmanın şerefine birer kadeh içeriz bence" diyerek kilere doğru gitti Öykü. Bir nebzede olsa yüzü gülmeye başlamıştı. Yarın hem Tamer'den hem sözleşmeden kurtulabileceğini düşünüyordu ne de olsa.
Yemekten sonra ilk yaptıkları şey patronları arayarak gelemeyeceklerini bildirmek olmuştu. Dilara işe gitmek zorundaydı. Öykü Sevil'le birlikte yarın görüşmeye gidecek durumu çözmeye çalışacaklardı.
Sabah Öykü ile Sevil bir taksi tutup büroya geldiklerinde geniş ferah bir lobi de onları karşılayan siyah döpiyes giymiş olan, sarışın bir hatunun onları gördüğünde yanlarına doğru gelmesiyle birlikte görüşmeleri için hemen Engin Bey'in yanına alınmaları bir olmuştu.
Öykü sabah hazırlanırken daha ciddi görünebilmek umuduyla dizlerinde biten bir elbise ve üzerine ceket giymiş saçlarını toplamıştı. Rujunu aynanın karşısında tazelerken Tamer'i bu sevdadan sorunsuz, hızlı bir çözüme ulaşmak için nasıl ikna edebileceklerini düşünüyordu. Çantasına tıkmış olduğu ruju ve allığı ile artık bütün dünya ile karşılaşmaya hazır hissediyordu kendini. Sözleşmesini unutmamasını ona hatırlatan Sevil'in mesajını görüp telefonunu da çantasının küçük ön bölmesine atmıştı.
Görüşecekleri avukatın bürosuna giderlerken Sevil'inde en az kendisi kadar savunmasız göründüğüne şahit olmuştu. Engin Bey'in kapısını çalan asistanı onların geldiğini haber verirken masanın başında arkasına yaslanmış, kaşlarını çatmış bir o kadar da sakin görünen adama hayranlıkla bakmamak elde değildi. Engin'in asistanı içeri buyurun diyerek onları davet etti. Öykü ve Sevil başıyla onayladı. Öykü derin bir nefes aldı ve ofise bir adım attı.
İçeri girdiklerinde adamın oturduğu yerden kalkmasıyla birlikte yoğun bir şekilde yaydığı erkeksi enerjiyi hissetmemek mümkün değildi. Üzerindeki takımın ceketini çıkarmıştı. Otoriter ve kendine güvenen bir ifadeyle masanın etrafından yürüdü ve onlara doğru yaklaşarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romansa"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...