HAZZIN DORUĞUNA ULAŞMAYA BİR ADIM KALA!

46.6K 1.1K 28
                                    

Selamlar arkadaşlar beklediğiniz bir bölüm daha geldi 

Hepinize keyifli okumalar

Destekçilerim hepinize kocaman öpücükler.

xoxo :) 

-----------------

"Tamer, Tamer hadi uyanmalısın" Öykü küçük bir dokunuşla adamın omzundan dürttü. Tamer hala uyanmıyordu. Öykü'nün biraz daha sarsması gerekti ve tekrar seslendi. Eli hala adamın omuzunda duruyordu. O an Tamer gözlerini açtı Öyküye baktı. Tam Öykü geriye doğru bir adım atacaktı ki onu elinden yakalayarak durdurdu. 

"Günaydın şeftalim" diyerek kadına büyülü bir gülücük gönderdi. "Eşek, bana rol mü yapıyordun? Uyumuyor muydun sen?"

Tamer elini kadının çıplak koluna doğru ilerleterek koltuktan doğruldu. Tamer'in çıplak kollarında gezinen elleri Öykü'yü titretiyordu. 

"Ama şeftalim bir kadın hiç müstakbel kocasına eşek der mi? Çok ayıp" derken bir elini kızın beline sardı. 

"Bırak beni Tamer, şeftalim de neymiş yaa, hem burada ne arıyorsun sen benim evimde benim oturma odamda?" 

Tamer dudaklarını onunkilere doğru alçaltırken kadını belinden kendine doğru çekiyordu. Adam boşta kalan eliyle kadının yüzüne o kadar hafif dokunuyordu ki Öykü gözlerini kapatmaya başlamıştı. Alnından başlayıp köprücük kemiğine kadar elini tüy kadar hafif bir şekilde kızın yüzünde gezdirdi. Diğer eliyle de sırtını beline kadar okşayarak aşağılara iniyordu. Sanki kadını sakinleştirmeye çalışıyordu. Öykü kendinden geçmeye başlamıştı. 

Tamer kadını biraz daha yakınına çekti. O kadar yakınlardı ki Öykü adamın vücudundaki bütün kasları hissediyordu. Adam dudaklarını biraz daha yakınlaştırdı. Tamer kadının dudaklarına bakarak "şuan tadını çok merak ediyorum" derken kadının dudakları aralandı. Öykü dudaklarına çarpan kelimeleri hissediyordu. Adamın dudakları sadece bir nefes uzaklıkta bir süre bekledi. 

Kadına çekilme payı vermişti. Karşı çıkmadığını görünce bunu bir onay olarak düşündü. Bu sefer niyetinin ne olduğunu sorgulamaya gerek yoktu ikisi de bu öpücüğü bekliyordu. Dudakları birbiriyle buluştuğunda Öykü'den bir inleme sesi geldi. O an Tamer bu sesi daha fazlasını almak için kullandı. Dudaklarını sıkıca onunkine bastırdı. 

Dudaklarının onunkiler üzerindeki sert baskısı adamın niyetini açıkça ortaya koyuyordu. Öykü nefesinin kesildiği hissetti. Hiç kimse Öykü'nün nabzının bu kadar atmasını sağlayamamıştı. Dudakları yavaş ve ustalıkla onunkiler üzerinde geziniyordu. Öykü yavaş yavaş kendini Tamer'e bırakıyordu. Sonra dili dudaklarının arasına girdi. Bu öpücük çok güzeldi çok cesur ve çok ateşliydi.

Bir kadını düşünmekten alıkoyacak kadar ateşliydi. Öykü ayakta duramayacak kadar ve başı dönene kadar bu yakın temas sürdü. Kadının eli adamın gür saçlarının arasına girip arkaya doğru okşuyordu. Dili ılık, kaygan ve aç bir biçimde kadının omuzlarına doğru öpücük kondurarak aşağı inerken ellerini de biraz daha aşağı kaydırıp bacaklarına ulaştı. 

Öykünün havlusu minicikti. Elini çıplak bacağına koyduğunda Öykü'den bir inleme daha duyuldu. Kadın kendini adamın ellerine dudaklarına teslim etmişti. Bu ateşi daha çok hissetmek istiyordu. Öykü adama daha çok sokulmak için çıplak ayaklarının üzerinde, parmak uçlarında yükseldi.

 Tamer bacaklarının arasındaki sertliği kadının ön kısmına daha çok bastırıyor daha derinden daha ateşli öpebilmek için kadını kendine daha çok çekiyordu. Adam elini kadının havlusunun altından çıplak bacağına dokunarak yavaş yavaş yukarı doğru çıkarıyordu ki kadın tam o anda kendine geldi, adamın elini ilerlememesi için tuttu ve kendini çekti. 

Kadın nefes nefese "bunu yapmamalıyız" derken o kadar alçak bir ses tonuyla söylemişti ki kendisi dahi sesini duymamıştı. Tamer'in de duymadığından emindi. Öykü kendine dur demeyi düşünüyordu kendini geri çekmeliydi ancak adamın kaslı vücudunun baskısını kendi vücudunda daha çok hissettiğinde aksine adamın boynuna daha sıkı sarıldı. 

Her dilinin diline değmesinde içi titriyordu. Kadın parmaklarının altında adamın omuzlarındaki kasları hissediyordu. Öpüşmeleri gittikçe daha sert daha vahşi bir hal alıyordu. Tamer kadının boynuna doğru "Öyküm" diye fısıldadı. Öykü onu durdurmak yerine başını kaldırıp dudaklarını kendininkilere yaklaştırdı. Tamer'in bir eli çıplak kalçalarıyla bacaklarını okşarken bir eli de kadının göğsünü hırslı bir şekilde sıkıp gevşetiyordu. 

 İçini ısıtan ikisine de açlık hissine kapılmasını sağlayan tehlikeli bir hava dolaşıyordu etraflarında. Kadın ellerini Tamer'in gömleğinin altından içeri sokarak tenini ortaya çıkarmaya çabalıyordu. İkisi de vahşi bir açlıkla birbirlerine sürtünüyorlardı. Adamın ağzı kadının köprücük kemiğinde geziniyordu. Tamer küçük bir ısırık aldı Öyküden, Öykü boynunu inleyerek biraz daha geriye attı. Öykü konuşamıyordu sadece anlamsız sesler çıkarıyordu. 

Adamın öpücükleri göğüslerine doğru inerken elleri çıplak kalçalarını kavramıştı. Kadının elleri adamın sert kaslı karnını ve göğsündeki tüyleri keşfederken, adam elleriyle havluyu yukarı daha çok sıyırmaya başlamıştı. Öykü çıplak teninde adamı hissedince bir an için dondu. O an ne yapacağını bilemedi aklı ve mantığı ellerini onun üzerinde çekmesi gerektiğini bilirken bedeni teslim edilmek istiyordu. Öykü kendini geri çekmesi gerektiğine karar vererek " Biz bunu yapamayız Tamer" dedi ve nefes nefese kendini bir adım geriye attı.

"Lanet olsun Öykü, neden yapamayalım, seni istiyorum, sende beni istiyorsun yapmak istediğimiz her şeyi yapabiliriz bana tek geçerli bir sebep söyle ki hemen burayı terk edeyim? Derken kadına doğru elini uzattı ancak Öykü bir adım daha geri attı. 

"Bu hiç iyi bir fikir değildi Tamer, lütfen biz birbirimizi tanımıyoruz bile ikimizin arasında atılan her adım bir hatayla sonuçlanacaktır."

"Hadi ama Öykü böyle olmak zorunda değil ne kadar uyumlu olduğumuza inanmak bu kadar güç olmamalı." 

"Hayır, biz birbirimize hiç uymuyoruz hem de hiç anladın mı beni." Tamer yerinden kıpırdamadan "hayır hayatım birbirimize çok uyumluyuz eğer öyle olmasaydı yirmi dakikadır öpüşüyor olmazdık ve yatağa gitmenin kıyısından döndük yan yanayken bu kadar ateşli olduğumuzu kim tahmin edebilirdi ki" derken kollarını göğsünde kavuşturmuş adeta gözleriyle kadına meydan okuyordu.

Öykünün bu söze diyecek bir şeyi yoktu karşılık verecek gibi ağzını açtı ancak tek bir kelime dahi çıkmadı. Sadece adamın yüzüne baktı, bir şeyleri kaybettiğini hissederek arkasını dönüp odasına gitti.

....



Aşk sözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin