Kendimi Değiştirebilirim!

10.7K 651 32
                                    

Herkese iyi akşamlar, 

Arkadaşlar, bana hakaret etmenize hiç gerek yok, lütfen ben hatamı kabul ediyorum. Bölümlerin geç geldiğinin farkındayım ancak elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Lütfen, uygunsuz mesajlarınızı kendinize saklayınız. 

Bana güzel dileklerde bulunan, güzel kalpli güzel insanlar, sizlere de şimdiden keyifli okumalar dilerim. 

Müzik: Big Sean- One Man Change The World

xoxo :)

-----------------------------


"Siktir siktir siktir, hamileyim yalnızım mutsuzum bütün boktan şeyler benim başıma neden geliyor? Bu kısacık hayatımda yaşamam gereken bu muydu? Ben bir çocuğun annesi olacağım babasız onu büyütmek zorunda kalacağım." 

"Bezelyem annen sana iyi bakacak ancak lütfen kararlarım yüzünden ileride ban kızma. Seni doğuracağım. Baban da annen de ben olacağım. Sen anneni merak etme" 

Öykü karnını okşayarak konuşuyordu. Her şey hızla değişiyordu. Öykü değişiyordu. Son bir yıl içerisinde yaşananları hayal bile edemezdi. Tamer'den ayrılmak için biraz düşünmeliydi. Tamer'den umudu yoktu ancak dünyada hiçbir şey asla demek değildi. Her zaman bir umut vardı. Öykü Tamer'e çok güvenmişti. Onun eşi olduğunda genç adamın Öykü'yü daha çok sahipleneceğini düşünüyordu. Birlikte bütün engelleri aşabileceklerini tahmin etmişti. Ancak tahminlerde sadece tahmindi gerçekleşmesi uzun da sürebilir, hiçte sürmeyebilirdi. 

Öykü'nün sadece kendine güvenmeye ihtiyacı vardı. Bugüne kadar kendi ayakları üzerinde durmayı hep bilmişti. Annesinin saçının teli kadar olsa ona yeterdi. Babasız büyüyen Öykü, çocuğuna onun eksikliğini hissettirmemek için elinden geleni yapacaktı. Babasız büyümenin ne kadar acı verici olduğunu biliyordu ancak Tamer babalık yapmak istemiyordu. Onun hamile olduğunu duyduğunda hastaneden kaçışını asla unutmayacaktı. İçinde büyüyen bir insan vardı. Öykü ve Tamer'in birlikte yarattığı bezelye büyüklüğünde küçük bir can. 

Yavaş yavaş vücudu değişiyor, bedeni büyüyordu. Göğüslerine baktığında ilk kez bu kadar büyük göğüslü olmasına sevinmişti. Tekrar gardırop alışverişi yapması gerekecekti. Ne giyeceğim endişesi de doğacaktı. Hem bebek için de alışverişe başlamalıydı. Eski evinin oturma odasında televizyon karşısında otururken hastaneden ayrılışının üzerinden geçen on günü düşünüyordu. Tamer'in evinden ayrılalı tamı tamına yirmi iki gün altı saat olmuştu ve o ne arayıp ne sormuştu. Ki arasa da telefonlarına cevap vermeyeceğine yemin etmişti Öykü. Onu süründürecekti. Ancak genç adamın aklının ucundan bile geçmiyordu belli ki. 

Eski evine taşındığını ve Tamer'den ayrılmaya karar verdiğini annesine henüz söylemeye cesaret edememişti Öykü. Hele ki amcasına hiç söyleyemezdi. Muhtemelen Tamer'i ya eşek sudan gelinceye döver ya da vururdu. Annesine söylediğinde yengesinin de haberi olurdu. Onlar artık amcama daha yumuşak bir ifadeyle anlatırlar diye düşündü. Sonra kendi düşüncesine kızarak Salak o seni hamile halinle terk etti hala o adamı düşünüyorsun geri zekalı diyerek kendine kızdı. Aslında açtı ancak bu aralar hiçbir şey yiyemiyordu. Yemek düşünüce midesi bir anda alt üst oldu ve içini bir bulantı kapladı. 

Midesinden yukarı doğru tırmanarak çıkan, öğürmesine neden olan kusmuğu hissetti. Tuvalete ucu ucuna yetişmişti. Sabahki yediği iki küçük parça krepi de oraya bırakmıştı. Yüksek sesle inleyerek ağzını elinin tersiyle sildi. Ağlamak istiyordu. Çocuk sahibi olmanın bu kadar zor olacağını bilmiyordu. Her okuduğu blogda annelerin bebeği kucağına alınca bütün çekilen acıları unuttuğundan bahsedilmişti. Evet o günü sabırsızlıkla bekliyordu Öykü. 

Aşk sözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin